Tez No İndirme Tez Künye Durumu
482243
Almanya'ya evlilik yoluyla göç eden kadınların karşılaştıkları güçlükler ve güçlükleri yenme stratejileri / The problems and empowerment strategies of the women migrated to Germany due to marriage
Yazar:ELİF ERTEN
Danışman: DOÇ. DR. İNCİ ÖZKAN KERESTECİOĞLU
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı
Konu:Sosyoloji = Sociology
Dizin:Almanya = Germany ; Dış Türkler = Turkish diaspora ; Evlilik = Marriage ; Göçler = Migrations ; Göçmenler = Emigrants ; Kadınlar = Women ; Psikolojik sorunlar = Psychological problems ; Sosyal sorunlar = Social problems ; Sosyokültürel sorunlar = Socio-cultural problems ; Yurt dışı = Abroad
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
143 s.
Uluslararası göç sosyal bilimler alanında pek çok disiplinin çatısı altında araştırılıp ele alınan akademik olarak ilgi çekici bir konu. Ne var ki özellikle 1970'li yıllardan itibaren sosyo-ekonomik değişimler göçün giderek kadınlaşmasına sebep olsa da doğrudan kadınların deneyimlerine odaklanan göç çalışmaları yok denecek kadar az. Kadınların hayatın her alanındaki görünmezliği ve ikincilliği göç literatütünde de kendini gösteriyor. Oysa kadınların eğitim olanaklarına erişiminin erkeklere göre daha sınırlı olması ve istihdam alanında kadınlar aleyhine işleyen ayrımcılık gibi kadınları yoksulluğa sürükleyen etmenler aynı zamanda kadınların mücadele güçlerini arttırıp yoksullukla baş etme stratejileri geliştirmelerine de sebep oluyor. Bu stratejilerden biri de göç. Kadınlara özgü pek çok göç çeşidi var. Bu araştırmanın konusunu ise evlilik göçü oluşturuyor. Bu tez çalışmasında Almanya'ya evlilik yoluyla göç eden kadınların yaşadıkları entegrasyon sorunları ve bu sorunlarla başa çıkma stratejileri araştırılarak kendi seslerinden ve hayata bakış pencerelerinden yansıtılmaya çalışılıyor. Doğrudan göçmen kadınların deneyimlerine ışık tutmak için yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla onların hayat hikayelerine kulak veriyoruz. Bu görüşmelerden elde edilen bulgular evlilik yoluyla göç eden kadınların genellikle kırsal kesimden gelen, yoksul ve eğitimsiz kadınlar olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte görüşülen kadınların göçle ilgili yaşadıkları sorunlarda üstlendikleri roller, sorun çözüm stratejileri, kendileri hakkında söyledikleri, hayat planları ve mücadele güçleri göç literatüründe kendini tekrarlayan 'Doğulu, edilgen, mağdur göçmen kadın' gibi oryantalist ve basite indirgeyici tanımlamaları bir anlamda sarsarak bizi yeniden düşünmeye teşvik ediyor.
International migration is a very intriguing academic topic dealt with by a lot of researchers from different areas of study in social sciences. Even though the socio- economic transformations have led to feminization of migration since the 1970s, the migration studies focusing on women's experiences are really scarce. The invisibility and subordination of women in every aspect of life is also apparent in migration studies. The fact that women have less access to education and discrimination against women in the labour force cause feminization of poverty; however, women at the same time can empower themselves and develop some survival strategies to overcome poverty. One of these strategies is migration. This study mainly focuses on marriage migration, which is dealt with mostly as a type of migration peculiar to women. In this study, the problems about integration the women having migrated to Germany due to marriage have and the strategies they have developed to overcome those problems are reflected from their own perspectives. In order to shed a light on their own experiences, we have listened to their life stories through semi-structured interviews. The data of the study reveal that the Turkish brides having moved to their husbands' household in Germany upon marriage are mostly poor and uneducated women who were born and raised in rural areas in Turkey. Nevertheless, the roles and responsibilities they have taken after migration, their problem solution strategies, perceptions of their own identities, plans for the future and inspiring struggle to survive can be claimed to challenge the assumption reflected in the migration literature that Eastern immigrant women are passive victims following their husbands.