Tüm dünyada şehirler çok hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Kent planlama
ve kentsel tasarım disiplinleri de bu değişime ayak uydurabilmek amacıyla yeni
kuramlar ve yaklaşımlar geliştirmekte ve bu değişime uyum sağlama gayreti
göstermektedir. Kentlerin durdurulamayan nüfus artışı beraberinde ciddi çevresel,
sosyal, ekonomik ve mekansal sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunların çözümü
için gerekli tespit, analiz ve değerlendirme süreçleri büyük miktarlarda veri
gerektirmektedir. Bu büyük verinin ve bu sorunların yönetiminde alışılmış bakış
açıları yetersiz kalabilmektedir. Dünyada ve Türkiye'de yaygın planlama
pratikleriyle üretilen plan çizimleri ve raporlarının kentsel tasarıma konu olan
mekanın yaşanabilirliğinin ve mekansal kalitesinin sağlanmasında yetersiz
kalabildiği iddiası bir çok araştırmada paylaşılmaktadır. Böylece, kentsel alanın
yönetim ve planlamasında alışılmış olanların dışında, yeni parametreler
eklenmektedir.
Türkiye'deki planlama mevzuatının çokça değişen ve istikrarsız yapısı, mekansal
planlamada kullanılan araç ve kuralların sıklıkla değişime uğramasına neden
olmaktadır. Yasa, yönetmelik ve plan notlarının getirmiş olduğu düzenleyici
araçlardaki değişimlerin, kentlerde yaratacakları mekansal sonuçları incelemek gün
geçtikçe daha çok zorlaşmaktadır. Söz konusu araçların değişimiyle planlamanın
kentsel çevreyi düzenleme biçimi de değişmektedir. Bunun yanında, genel anlamda
Türkiye'de sonuç ürün olarak üretilen planların, detaylı sosyo-ekonomik ve çevresel
analizlere dayalı, mekansal vizyon ve tasarım stratejilerini temel alan bir yapıda olup
olmadıkları tartışmaya açıktır. Bu günün pratiklerinde, plancıların ve kentsel
tasarımcıların, kente dair mekansal kararlarında tasarım becerisi ve kalitesinden daha
çok mekanik inşaat alanı hesaplarına önem verdiği söylenebilir. Teknik olarak,
alışılmış plan üretim araçlarının kent plancısını yaratıcı düşünce üretimi noktasında
engelledikleri ve bu araçların, bilgi, iletişim ve temsiliyetle ilgili sorunlara sebep
oldukları araştırmalarla ortaya konmuştur.
Diğer yandan, teknolojinin gelişmesiyle kullanımı artan bilgi sistemlerine dayalı yeni
teknikler, mekansal planlama pratikleri için dikkate değer araçlar yaratmaktadır.
Planlama ve kentsel tasarım pratiklerinde, müdahale edilmekte olan kentsel çevreyi
görselleştirmek, tasarımla ilgili fikir alışverişi yapmak ve farklı tasarım senaryolarını
deneylemek amacıyla yeni tasarım yöntemlerinin araştırılması bir zorunluk haline
gelmektedir. Bu yöntemler genellikle kentsel çevreyi tüm boyutlarıyla ele almayı ve
her tür bilgiyi yöneterek sentezlemeyi sağlayan kapsamlı araçları içermektedir. Bu
çalışmanın merkezinde, kentsel planlama süreçlerinin üç boyutlu modelleri içermesi
gerektiği hipotezi bulunmaktadır. Dünyada özellikle üç boyutlu görselleştirme
araçları, mekansal planlamada kaliteli tasarımlar üretebilmek amacıyla
kullanılmaktadır. Yaygın uygulamalarda üç boyutlu kent modelleri, iki boyutlu
çizimlerin genellikle görselleştirme amacıyla belli programlara aktarılmak suretiyle
oluşturulmakta ve kent modelleri genellikle halihazır durumu betimlemek amacıyla
üretilmektedir. Bunun yanında belirli bir alandaki, tasarımı bitirilmiş bir projenin
tanıtımı gibi amaçlarla görselleştirilmesi de yaygın kullanımlardan biridir. Fakat üç
boyutlu modelleme alanındaki yeni teknikler tasarım aşamasını da destekleyecek
çalışma yöntemleri sunmaktadır.
Bu araçlar içinden yordamsal modelleme olarak Türkçe'ye çevrilebilecek olan
"procedural modeling", bahsedilen araçlardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Yordamsal modelleme araçları vasıtasıyla, küçük veri girdilerini yordamsal kodlar
ile tanımlanan işlemler yardımıyla oldukça büyük sonuç ürünlerine dönüştürebilmek
mümkündür. Bu modelleme yönteminde, ilk adımda modelleme programının dijital
girdileri hangi şartlarla, hangi sıra ve ne şekilde işleyeceğinin tariflendiği "kural
kodları" üretilerek, bir parselden anlamlı bir yapılaşma modeli oluşturacak temel
komut zinciri tanımlanmaktadır. Bu kodlar, modelleme yapılırken değiştirilebilecek
olan parametreleri içermektedir. Söz edilen parametreler parsel bazında CBS tabanlı
bilgilere bağlı olarak veya kullanıcı tarafından değiştirilerek, arzu edilen model
oluşturulabilmektedir. Bu çalışma özelinde örnek vermek gerekirse, planlama
mevzuatında tanımlanan yazılı yapılaşma koşullarının yordamsal parametreler olarak
tanımlanması amacıyla yazılacak bir kodun, kentsel tasarım kararları olarak üçüncü
boyutta karşılığını hızlı ve dinamik bir arayüzde görselleştirebilmenin mümkün
olacağı savıyla yola çıkılmıştır.
Tezde, öncelikle 3 boyutlu kent modellerinin, yürürlükteki bir planın tanımladığı
kentsel çevreyi tasavvur edip edemeyeceği sorgulanarak, bir örnek alan çalışması
yapılmıştır. Bir diğer önemli soru da Türkiye'de hızla değişen planlama mevzuatının,
yeni teknolojilerden biri olan 3 boyutlu CBS tabanlı yordamsal modelleme
teknikleriyle entegre olup olamayacağıdır. Bu sorular ışığında, Türkiye'de mevcut
kentsel planlama ve tasarım pratiğinde tanımlanmış olan kodlar ve araçlar, yordamsal
modelleme parametrelerine dönüştürülerek üç boyutlu modelleri oluşturacak işlem
adımları ve kuralları oluşturulmuştur.
Bu işlemlerde çekme mesafeleri, taban alanı, kat sayısı, yapı yüksekliği, yapı
yaklaşma mesafeleri ve emsal gibi bir çok parametreyi içermektedir. Planlama
sisteminde tanımlı kodların yapılaşmayı tam anlamıyla tanımlayamadığı düşünülen
noktalarda yeni parametreler eklenerek, yapılaşma kodları oluşturulmuştur. Her yapı
parseli özelinde, bu parametrelerdeki her değişim, program tarafından sonuç üründe
güncellenerek, kullanıcıya bu değişimin görsel sonucunu gözlemleme imkanı
verebilmektedir. Koda göre; parsel içinde, yapı oturum alanı dışındaki alanlar,
seçime göre yeşil alan, sert zemin veya otopark alanı gibi düzenlenebilirken, bir
parselde bir veya birden fazla yapı yapılabilmektedir. Yapıların oturum düzeni,
modelleme esnasında önceden tanımlanmış oturum tipolojileri seçilerek
değiştirilebilmektedir. Cephe ve çatı detayları, pencere ve duvar genişlikleri gibi
temel özellikler başta olmak üzere, bir çok parametreyle düzenlenebilmektedir. Yapı
parselleri dışında bu sisteme yol orta çizgileri ve topoğrafya verisi eklenmiştir. Yol
ve parseller, topoğrafya üzerine oturtularak alanın gerçek dokusu görselleştirilmiştir.
Yollar; yol genişliği, şerit sayısı, yaya ve bisiklet yolları, kent mobilyaları gibi bir
çok parametrelerle kontrol edilebilmektedir.
Oluşturulan bu kodlar, genel planlama araçlarını içerdiğinden, bir alana veya bir
tasarım tarzına özgü değil, her alanda kullanılabilecek ve farklı tasarımlara izin
verebilecek bir sistem sunmaktadır. Bu ön çalışmanın ardından oluşturulan kodlar,
İstanbul'un Beylikdüzü ilçesinde seçilen bir çalışma alanında, yürürlükteki
uygulama planına tanımlanmıştır. Planda tariflenmiş olan yapı adaları, fonksiyonlar,
arazi kullanımı ve yapılaşma kararları, bu dinamik modelleme sisteminde, alanın
tamamı için tanımlanan farklı tasarım kriterleriyle yorumlanarak, iki farklı kent
modeli oluşturmak amacıyla kullanılmıştır. Bu alternatif tasarımlarda, yürürlükteki
plana ve yönetmelikte belirlenmiş olan yapılaşma kararlarına uygun ve uyumlu bir
tasarım içeriğine sahip; monoton bir model yerine gerçekçi bir kent modeli
oluşturabilmek amaçlanmaktadır.
Aynı çalışma alanında, aynı plan kararları kullanılarak üretilen iki alternatif tasarım
uygulandıktan sonra, modellerin sayısal değerlendirmesi yapılmıştır. İki tasarımda
da kullanılan mevcut parsel dokusu ve plan durumları, coğrafi bilgi sistemi kaynaklı
olduğundan dolayı, içinde birtakım analitik bilgiler içermektedir. Bununla birlikte,
modelleme esnasında yapılan tüm işlemler sonucunda her bir parselin içerdiği
yapılaşmaya ait nicel veriler gözlenebilmektedir. Bu değerlendirme; nüfus,
yoğunluk, bağımsız birim sayıları gibi demografik verileri; farklı arazi
kullanımlarının toplam inşaat alanları, tahmini enerji tüketimleri ile maliyet ve değer
hesaplamalarını içermektedir. Bu sonuç raporlamaları verilen her yapılaşma
kararının ne gibi sonuçlar oluşturacağı gözlemlenebilmektedir.
Sonuç olarak, oluşturulan üç boyutlu coğrafi bilgi sistemleri tabanlı yordamsal
modelleme sisteminin, kentleşme ve planlama politikalarında hızlı çözüm üreten bir
yapı ihtiyacına ne denli yanıt verebildiği ortaya konmaktadır. Bu çalışmada üretilen
modelleme sistemiyle bir plan, plan notları, yasa ve yönetmelikler temel alınarak
oluşturulan kentsel tasarım alternatifleri göstermektedir ki; mevzuatın içerdiği yazılı
ifadeler yapılaşma şartlarında esneklik sağlamak yerine belirsizlik yaratmaktadır. Bu
durumu oluşturan koşulların tanımlanması ve daha analitik koşullara bağlı bir yapıya
kavuşmasında bu çalışmaya benzer yordamsal modelleme uygulamalarının yardımcı
olacağı düşünülmektedir. Diğer yandan, imar planlarının ve planlama mevzuatında
yer alan yasal tanımlamaların tasarım üzerinde fazlasıyla kısıtlayıcı bir rolü olduğu
savı da eleştirilerek, yordamsal modellemenin bu arayüzde oynayabileceği roller
araştırılmıştır. Aynı plan kurallarına dayanılarak parsel bazında birbirinden çok farklı
yerleşim ve biçim alternatiflerinin üretilebilecek olduğu, çalışmada
deneyimlenmiştir. İmar planı kararları ve yapılaşma koşulları genel anlamıyla çok
fazla parametre ve kriter içeriyor gibi gözükse de, aslında bu sınırlar içerisinde,
tasarımcıya geniş bir alan bırakmaktadır.
Bunun yanında, bu sistemin sürdürülebilir planlama pratikleri çerçevesinde nasıl
kullanılabileceğine dair görüş ve öneriler aktarılmaktadır. Kentlerin hızla geliştiği
günümüzde, kente dair kararların gelecekteki etkilerini görmek ve daha duyarlı imar
kararları üretmek kritik öneme sahiptir. Yordamsal modellemenin raporlama özelliği
sayesinde mekansal senaryoların çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri daha etkin bir
şekilde analiz edilerek duyarlı bir planlama pratiği tanımlanabilir.
Şehir plancıları çizdikleri planın tüm boyutlarıyla nasıl bir kentsel çevre yaratacağını
zihinlerinde canlandırabildikleri varsayımıyla hareket etmektedir. Bu varsayımın bir
yanılgı olduğu, kentlerimiz için yapılan planlardan birkaçı incelendiğinde bile
kendini göstermektedir. Plancı ve tasarımcılar mekansal kararlarının yaratacağı
çevreyi zihinlerinde canlandırmaya çalışmak yerine, yeni teknoloji ve yöntemler
kullanmalıdırlar.
|
The cities keep developing rapidly all over the world. Urban planning and urban design disciplines are striving to enhance new theoretical concepts in order to keep up with these changes. Various researches commonly claim that the outcomes that are generated with the traditional planning techniques in the world and Turkey fall short in providing the livability of urban space and the design quality.
The dynamical structure of the planning regulations in Turkey causes frequent changes in the tools and rules applied in spatial planning. The changes in the regulatory tools caused by the law, regulations and plan notes make it harder to investigate them in the spatial changes that will take place in the cities.
On the other hand, the new information-based techniques are increasingly used as a result of the developments in technology create remarkable tools for spatial planning practices. Especially three dimensional visualization tools are used in order to produce high-class designs in spatial planning all over the world. Mostly, the three dimensional urban models are produced by transferring two dimensional drawings into particular software for some reason and they are generally produced to describe the current situation. However, novel techniques in 3D modeling field are offering workflows for aiding the design phase. By using such tools, valuable contributions can be achieved in design aspect of planning processes.
Procedural modeling steps forward among these tools. With procedural modeling tools, quite remarkable outcome can be produced by means of the operations that identify the small data entries with procedural codes. In this modeling methodology, it is possible to dynamically visualize three dimensional representations of design decisions by defining regulative codes into procedural codes.
In this thesis, the codes and tools identified in the current urban planning and designing practices in Turkey are converted into procedural modelling parameters and thus the operation rules that will form the three dimensional models have been set. Then, the current implementation plan of the selected field is transformed into a three dimensional interactive model. The city blocks, functions, land use decisions and housing rights, which are described in the plan, are interpreted with different designing alternatives within this parametrical system. After these alternative designs are modeled in compliance with the criteria specified in the plan and regulations, the quantitative evaluation of these models are conducted. This evaluation includes reports of estimations such as demographic data, calculations of areas, costs and value calculations and consumption demands.
As a consequence, the response capacity of produced three-dimensional GIS based procedural modeling system on urbanization and planning policies is investigated. Additionally, opinions on the utilization of this system within the framework of sustainable planning practices are expressed. Meanwhile, by criticizing the arguement that legal codes exceedingly restrict the design process, it is showed that various design alternatives can be created within this interface by utilizing procedural modeling. |