Tez No |
İndirme |
Tez Künye |
Durumu |
451557
|
|
Osmanlı ordusunda zorunlu askerlik ve aşiretler: Doğu ve Güneydoğu Anadolu örneği (1843-1880) / Conscription and tribes in the Ottoman empire: Cases of Eastern and Southeastern Anatolia (1843-1880)
Yazar:TİMUR KUMBAR
Danışman: DOÇ. DR. GÜLTEKİN YILDIZ
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:19. yüzyıl = 19. century ; Askeri sistemler = Military systems ; Askeri yenilikler = Military reforms ; Askerlik = Military service ; Aşiretler = Tribes ; Doğu Anadolu bölgesi = Eastern Anatolia region ; Güneydoğu Anadolu bölgesi = Southeastern Anatolia region ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Türk Ordusu = Turkish Army ; Türk Silahlı Kuvvetleri = Turkish Military Forces
|
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
130 s.
|
|
II. Mahmud'dan itibaren merkezîleşme eğiliminin gözlemlendiği geç dönem
Osmanlı devlet-toplum ilişkilerinde belirleyici faktörlerden olan zorunlu askerlik,
memleketin çeşitli yerlerinde halkın farklı tepkileriyle karşılandı. Kimi yerlerde
sıkıntısızca asker temin edebilen devlet, merkezî otoritenin ulaşmakta zorlandığı
coğrafyalarda dirençle karşılaştı. Bölgesel orduların kurulduğu 1843 ile 93 Harbi'nin
etkilerinin devam ettiği 1880 yılları arasında Anadolu'nun doğu ve güneydoğusundaki
aşiretlerin zorunlu askerlik hizmetinde bulunmaya karşı gösterdikleri direncin birden
fazla sebebi vardı. Dağlarda hâkim olan göçebe yaşam ve bunun doğurduğu aşiret
asabiyesinin modern devlet otoritesiyle çatışması kaçınılmazdı. Modernleşmeye
zorlanan devlet, aşiretlilerle doğrudan muhatap olmak ve özneleştirdiği bu insanları
kolayca devlet dişlilerinin arasına almak istiyordu. Buna karşılık, reislerin otoritelerini
yitirmek istememesinin yanında lidere itaat eden aşiretliler de başlarında koruyucu
olarak gördükleri ağalarının varlığının devamını istediler. Devlet otoritesinden
bağımsız yaşamak, gençlik çağında ifa edilen ve geri dönme ihtimali az olan askerlik
hizmetinden daha makul görüldü. Merkez, direnci kırmak için iskân ve sürgünün
yanında aşiret liderlerinin taltif edilip maaşa bağlanması ve şeyhlerin aracı olarak
kullanımından sonra çaresiz kaldığında asker sevk etmek zorunda kaldı. Mirlerin
otoriteleri kırıldı fakat onlardan boşalan alan bu sefer şeyhler tarafından dolduruldu.
Devlet de bölge insanını bu şeyhlerin nüfuzundan faydalanarak kullanma yoluna
giderek asker toplama maliyetlerini azaltmanın yanında aşiretlerle arasındaki
mesafenin de kapanmasını amaçladı.
|
|
Conscription, the determinants of state-subject relationship in the late Ottoman
period when centralization tendency became observable Sultan Mahmud II onwards,
got different reactions from society. While the state encountered resistence in the
regions where the central authority was not so effective. Between 1843 and 1880,
Eastern and Southeastern Anatolian tribes showed resistance with several reasons. The
state which was forced to modernization aimed to establish direct communication with
people, subjectify them and to bring them under state control. In response to this, while
tribe leaders did not want to lose their authorities, tribe members who saw these leaders
as protectors wanted them to maintain their presences. In order to break the resistance,
central authority put tribe leaders on payrolls and used religious leaders as a means to
persuation. When these strategies yielded no result, it resorted to military means and
followed resettelement and exile policies. That the state broke tribe leaders' authorities
led to authority vacuum which was filled by religious leaders. The state, in turn,
desired to benefit from religious leaders' prestige in order not only to decrease
recruitment cost but also to keep its relationships with the tribes close. |