Tez No İndirme Tez Künye Durumu
352269
İstanbul'da 1987-2007 dönemi için bir konut tarihi anlatısı / A narrative for housing history in Istanbul between 1987-2007
Yazar:ZEYNEP ATAŞ
Danışman: PROF. DR. ARDA İNCEOĞLU
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
Dizin:
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2013
224 s.
Bu tez, İstanbul?da 1987-2007 aralığında gerçekleşen konut üretim süreçlerine veri çözümleme ve görselleştirme yöntemleriyle elde edilen tespitler üzerinden ilişkisel çözümlemeler öneren bir konut tarihi anlatısıdır. 1987-2007 ve 1992-2007 yılları arasında kamunun, kooperatiflerin ve özel sektörün ilki İstanbul genelinde ikincisi de ilçeleri bazında konut üretimindeki paylarını gösteren iki farklı veri tablosundan üretilen harita ve çizelgelerden elde edilen tespitler, konut üretimi süreçlerinde kırılma, değişim ve dönüşümlerin gerçekleştiği tarihsel koordinatlara işaret ederler. Her bir olayın, farklı tarihsel koordinatlarda parçası olarak kabul edildikleri devingen ekonomik, siyasal, toplumsal, doğal, kentsel vb. ilişkiler ağı içerisinde irdelenmesi ve değerlendirilmesi ile oluşturulan parça tarihsel anlatıların bir araya getirilmesi ile bütünde İstanbul?da 1987-2007 dönemine dair olumsal ve açıklayıcı bir konut tarihi anlatısına ulaşılması hedeflenmiştir. Konut tarihi anlatısı, keşifsel veri çözümleme ve görselleştirme yöntemi doğrultusunda ilişkisel araştırma ve değerlendirme üzerinden gelişir. Herhangi bir olguya dair veri tablosuna, tablonun içerdiği bilgiyi açığa çıkarmak üzere uygulanabilen veri çözümleme ve görselleştirme yöntemleri aracılığıyla o olguyla ilgili ana akım çizgisel bir tarihsel anlatıda gözden kaçabilecek olaylar, kırılmalar tespit edilebilmektedir. Bu tespitler, ilişkisel bir değerlendirmenin üzerinden gerçekleşeceği nirengi noktalarını sağlayarak çalışma için özgün bir altlık oluşturur. İlişkisel yaklaşım, ?şey?leri, ortaya çıkışlarını tetikleyen süreçlerin somutlaşmış bir ifadesi ve yeni oluşumları tetikleyecek süreçler olarak potansiyelleri ile değerlendirmesi doğrultusunda anlatı içeriklerinin oluşumu sürecinde kullanılmaktadır. Bu doğrultuda gelişen çalışma, veri çözümleme ve görselleştirme yöntemleri ile tespit edilen herhangi bir olguya dair tarihsel olayları tetiklemiş olabilecek süreçlere, çok katmanlı ilişkiler ağı içerisinden ve olay özelinden hareketle özgün, ilişkisel bir açıklama getirilmesi üzerine bir araştırmadır. Olgunun farklı dönemlerine ait, olay özelinden hareketle oluşturulan anlatı parçalarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan konut tarihi anlatısının esnek kurgusu doğrultusunda, keşifsel yönteminin bir getirisi olarak artan tespitler ile anlatı parçaların da sayısı artabileceği gibi ve dizilimi değişebilir. Konut üretimi süreçleri, bu tezin yazarının ilgi alanı olmalarının yanı sıra, ekonomik, siyasal ve toplumsal süreçlerle birbiri içine geçmişliği ve tarihsel sürekliliği açısından tezin çalışma alanı olarak seçilmiştir. Konut tarihinde gerçekleşen, yalnızca veri tablolarına bakılarak izlenmesi mümkün olmayan ve çizgisel tarihsel bir anlatıda gözden kaçabilecek kırılmaların yani değişim, dönüşüm ve bağlantıların tespit edilebilmesi amacıyla iki veri tablosunun Lebart?ın ?CA sınıflama bileşik modeli? uygulanarak indirgenmeleri, Correspondence Analiz yöntemi ile çözümlenmeleri ve görselleştirilmeleri suretiyle haritalar ile Bertin çizelgeleri üretilmiştir. Olumsal ve açıklayıcı bir tarihsel anlatının gereği olarak anlatı, harita ve çizelgelerden elde edilen tespitlerin ekonomik, siyasi ve toplumsal süreçler içerisinde, olabilecek en geniş çerçevede olası ilişkilerin kurulması, nedenlerin irdelenmesi ile en uygun nedenler, etkenler grubunun ortaya çıkarılması üzerinden yapılanır. Ekonomik, siyasal ve toplumsal yapının paralelinde konut üretiminde etkin aktörler ve ilişkilerinde meydana gelen değişim ve dönüşümün kentleşme dinamikleri ve kent mekânına etkileri üzerinden konut üretimi süreçlerine dair ilişkisel bir çözümleme gerçekleşir. Çalışma kapsamında Türkiye İstatistik Kurumu?ndan (TÜİK) edinilen, İstanbul?da 1987-2007 yılları arasında özel sektör, kamu ve kooperatifler eliyle konut üretimi için alınan yapı ruhsatlarını ?konut birimi? üzerinden gösteren 20 sıra ve 3 sütundan oluşan veri tablosu ile 1992-2007 yılları arasında yine bu üç aktör tarafından konut üretimi için alınan yapı ruhsatlarının İstanbul ilçelerindeki dağılımını ?konut alanı-m2? üzerinden gösteren 908 sıra ve 3 sütunluk veri tablosu kullanılmıştır. İlk veri tablosu ?Genel Dağılım Veri Tablosu?, ikincisi ise ?Mekânsal Dağılım Veri Tablosu? olarak adlandırılır. Veri tablolarına, çapraz veri tablolarını `harita? olarak adlandırılan görsellere ve birtakım sayısal istatistiklere çevirerek verinin içerdiği bilgiyi görünür kılan ?Correspondence Analiz Yöntemi? uygulanmıştır. Tamamlayıcı olarak, correspondence analiz öncesi veri tablolarının indirgenmesi amacıyla Lebart?ın CA sınıflama bileşik metodu ve correspondence haritalarının okunurluğunu artırmak üzere Bertin çizelgeleri kullanılmıştır. Veri tabanlı harita ve çizelgelerden ulaşılan tespitler üzerinden gerçekleşen ilişkisel çözümleme doğrultusunda, İstanbul?da 1987 sonrasında gerçekleşen konut üretimi süreçlerine dair bir tarih anlatısı oluşturulmuştur. Konut tarihi anlatısının aynı zamanda başlıklarını oluşturan tespitler aşağıdaki gibidir: Anlatının genel dağılım haritasından üretilen bölümü, haritada izlenen konut üretiminin aktörler arasında ağırlıklı dağılımındaki belirgin farklılaşma doğrultusunda 1987-2002 ve 2003-2007 dönemleri olmak üzere iki ana başlıkta irdelenir. Kooperatiflerin, genelinde konut üretiminde ağırlıklı aktör haline geldiği 1987-2002 dönemi kendi içinde beş ayrı alt başlıkta değerlendirilmektedir. Bunlardan ilki, 1987-1988?den 1989?a kooperatiflerin göreli çok-yoğun üretime geçişidir. 1989 yılı tüm yıllar içerisinde kooperatifler eliyle konut üretiminin göreli en yoğun gerçekleştiği yıl olarak dikkati çekmektedir. İkinci olarak 1990?lı yılların ilk yarısı, bu yılları karakterize eden dalgalı ekonomik büyüme döneminde kamunun konut üretimine dâhil olması üzerinden tek bir dönem olarak ele alınacaktır. Üçüncü tespit, 1998 yılında kooperatif üretimlerinin yeniden 1989?a yakın bir göreli yoğunlaşma içine girmesidir. Dördüncü olarak, 1987-2002 aralığında özel sektör eliyle konut üretiminin yoğunlaştığı tek yıl olarak dikkati çeken 1999 yılı ele alınmıştır. 1998 yılında kooperatifler ve biraz da kamu eliyle ağırlıklı konut üretiminden birden ve bir yıllığına özel sektör ağırlıklı üretime geçilmiş ve sonrasında, 2000 yılında yeniden kooperatifler ve kamunun ağırlıklı olduğu üretim biçimine geri dönülmüştür. Son olarak da, 1999 sonrası için yapılan literatür araştırması sırasında konut üretimi süreçlerinin ancak o bütünlük içerisinden açıklanabilmesi dolayısıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal süreçler bakımından tek bir dönem olarak ele alınması uygun bulunan 2000-2002 aralığında kamunun konut üretiminde kooperatiflerin yanında belirgin varlığı üzerinde durulmuştur. Kamu ve özel sektör eliyle konut üretiminin ağırlık kazandığı ve ikinci ana başlığı oluşturan 2003-2007 dönemi için ise üç ayrı alt başlık söz konusudur. 2003 yılında kamunun konut üretiminde 20 yıllık süreçte hiç olmadığı kadar ağırlık kazanması, 2003-2005 aralığında kamu ve yavaş yavaş özel sektörün katılımını açıklayan bir başlık ilk alt anlatıyı oluştururken, 2005 sonrasında özel sektörün son derece yoğun bir biçimde konut üretiminde hakim güç haline gelmesi ikinci alt başlık olarak ele alınır. Anlatının mekânsal dağılım haritası üzerinden, 1992 sonrası konut üretiminin kent coğrafyasına zaman-mekânsal dağılımı doğrultusunda üretilen bölümü için üç alt başlık söz konusudur. İlk anlatı, kooperatifler eliyle konut üretiminin kent çeperinde yoğunluk göstermesini, kooperatif üretimlerinin 2002 öncesinde yoğunlaştığı Beylikdüzü bölgesi ve Pendik, Kartal, Tuzla grubunda gerçekleşen kentsel süreçler üzerinden açıklar. İkinci anlatı, kamu eliyle konut üretiminin yoğunlaştığı Küçükçekmece?de gerçekleşen kentsel süreçler üzerinden kamu konut yatırımlarının doğasını, kamu-özel sektör ilişkisine de değinerek açıklar. Son anlatıda da, özel sektörün kendi içinde aktör bazında dönüşümünün mekânsal yansımalarıyla birlikte kent mekânının oluşumunun aktör bağlamında getirdiği kısıtlamalara/fırsatlara Gaziosmanpaşa örneği üzerinden değinilmiştir. Çalışma sonucunda ilki İstanbul?da 1987 sonrası konut üretimi süreçleri, ikincisi de çalışmada kullanılan keşifsel yönteme ilişkin iki grup değerlendirme yapılabilmektedir. Çalışmanın konut tarihi açısından ulaştığı en önemli sonuç, İstanbul?da konut tarihinde 1980 sonrası dönemde ortaya çıkan belirgin dönemsel ayrışmadır: 2002 sonrası. 2002 sonrası, konut üretimi süreçlerine dâhil olan aktörlerin ve üretimin kente dağılımının farklılaşması ile kendini gösterir. Kent genelinde konut üretiminde ağırlıklı aktörün kooperatifler olduğu 1980?lerin ortalarından itibaren süregelen bir dönemin ardından 2002 yılı sonrası adeta neoliberal atılımla tetiklenen, kamu ve gittikçe artan özel sektör hâkimiyetiyle belirgin hale gelen yeni bir dönemin başlangıcıdır. Konut tarihi açısından ulaşılan diğer sonuçlar, kamunun konut üretiminin aktörler arasındaki dağılımını belirleyici rolü ile ağırlıklı aktör bazında gerçekleşen dönüşümün üretimin kent coğrafyasına dağılımına doğrudan etkisi üzerinedir. Bu doğrultuda 2002 öncesi dönemde kamu desteğini arkasına alan kooperatiflerin, 2003 ve sonrasında ise neoliberal politikalar doğrultusunda kamu desteğinin yön değiştirmesiyle önce kamu sonra da özel sektörün (GYO?lar) konut üretiminde ağırlıklı aktörler haline gelmesi doğal bir sonuç olarak ortaya çıkar. Özellikle GYO?ların konut üretimine yoğun katılımı, 2003 yılından itibaren, özellikle de 2006 ve 2007?de kent çeperinde de özel sektör üretimlerinin ağırlıklı hale gelmesiyle sonuçlanmıştır. Çalışma sonucunda ulaşılan ikinci grup değerlendirme, kullanılan veri çözümleme ve görselleştirme yönteminin beraberinde anlatı içeriğinin ilişkisel oluşum süreci üzerinedir. Bu çalışmada ortaya konulan konut tarihi anlatısı doğrudan, üzerinden oluşturulduğu keşifsel yöntemin ürünüdür. Bu keşifsel yöntem doğrultusunda, herhangi bir olguya dair bir veri tablosunu oluşturan değişkenler arasındaki ilişkisel yapının keşfine olanak sağlayarak, o olguyla ilgili üst bir ilişkisel değerlendirmenin üzerinden kurgulanabileceği özgün bir altlık elde edilebilmektedir. Bu nirengi noktalarının oluşturduğu altlık üzerinden yapılanması doğrultusunda ancak konut tarihi anlatısı çizgisel değildir ve özgün olarak nitelendirilebilir. Bireysel keşiflere imkân veren yöntem doğrultusunda bu tez kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların tümü, ortaya konan haritalar, çizelgeler ve tarihsel anlatı, konut tarihine dair yepyeni keşiflere, yeni anlatıların üretilmesine olanak sağlayan birer başlangıca dönüşür. Haritalar ve çizelgelerden incelendikçe çoğaltılabilecek okumalar ve yorumlar anlatının zenginleşmesine olanak sağlar. Aynı zamanda esnek bir anlatı kurgusuna imkân veren yöntem, tarihsel anlatıyı süreklilik zincirinden kurtarıp keşifsel araştırma doğrultusunda çoğaltılabilecek anlatı parçalarının eklemlenebilmesi olasılığına açarak etkileşimli hale getirmektedir. Ayrıca çalışma sonucunda konut üretimi süreçleri ve anlık oluşumların, en başta kabul edildiği gibi, ekonomik, siyasal, toplumsal, doğal, kentsel vb. ilişkiler ağı içerisinde var olagelen bir takım süreçlerin somutlaşmış ifadesi, fiziksel karşılığı ve yeni süreçlerin potansiyel tetikleyicisi olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
This thesis proposes an explanatory and nonlinear historical narrative to the processes of housing development in Istanbul between1987-2007 through relational analysis via data visualization. Regarding housing development processes as a very part of a dynamic network of economic, politic, social, natural, urban etc. transactions, relational analysis is constructed on the basis produced by a method which explores historical processes of any phenomenon through analysis and visualization of data belonging to that same phenomenon in order to reveal features latent in the data. Maps and charts are produced from two sets of data in order to visualize certain relation networks and breaks in the history of housing development that are not quite perceptible looking at the data tables only or might be overlooked within linear historical narratives. Those breaks indicate certain historical coordinates through which thorough explorations within the network of economic, politic and social transactions take place in order to reveal possible influences, to propose here an alternative, nonlinear narrative to housing history as a collection of those several thorough analyses. Two sets of data, a 20 rows by 3 columns cross-table on the share of state, private sector and housing cooperatives in housing development in Istanbul between 1987-2007 and a 908 rows by 3 columns cross-table on the share of state, private sector and housing cooperatives in housing development by 31 counties of Istanbul between 1992-2007 have been processed using Correspondence Analysis complemented by Lebart?s Stratification Model. To avoid confusion, the 20 rows by 3 columns data set is called ?General Distribution Table? while the 908 rows by 3 columns data set is called ?Spatial Distribution Table?. Correspondence Analysis is a method for exploring cross-tabular data by converting them into graphic displays called maps in order to reveal the latent relational structure of the data introducing relativity as evaluation criteria. Before correspondence analysis is applied the data was processed using Lebart?s relational stratification method which produces reduced data tables by classifying the data depending on the profile similarities to decrease the number of data to be analyzed. As human mind can process between 3 to 7 categories at the same time, classification becomes a must to decrease the number of data categories to this cognitive threshold (Güvenç and Kirmanoğlu 2009). The reduced data tables are the material for correspondence analysis which produces maps to be analyzed. Maps, one visualizing yearly relative distribution of housing development between the actors and the other, relative distribution of housing by actors yearly on the urban geography have been produced via correspondence analysis applied on the reduced data sets. Bertin tables which are produced with the ?Permuted Correspondence Table? that is a product of correspondence analysis together with the maps, is necessary to overcome the quantitative representation problem of the correspondence maps. Bertin tables are the supportive material assuring the certainty that correspondence maps lack (Güvenç and Kirmanoğlu 2009). Through correspondence maps and Bertin tables it is made possible to see the breaks in the history of housing development, which formed the basis for relational explorations within the economic, political and social network. Relational analyses took place through historical coordinates of those breaks and changes in the history of housing development that are indicated by the maps. Historical narratives are constructed with the thorough exploration of those breaks within the network of economic, political and social transactions considering possible factors as economic condition, neoliberal politics and implementations, interest rates, capital inflow-outflow, the share of housing sector within the GDP, yearly WPI, political crises, decisions of central governments, their implementations, legal and administrative regulations, local government strategies, wars, natural disasters or any specific factor that might have stimulated them. The breaks in the history of housing development which also constitute the sub-narrative topics are as follows: The narrative produced out of the general distribution map consists of 7 sub-narratives which accumulate under two main topics. Through the discoveries from the general distribution map, the two main topics are ?the period from 1987 to 2002? which characterized by general relative domination of housing cooperatives in housing development and ?the period from 2003 to 2007? in which state, followed by private sector become the relatively dominant actors. The first main topic consists of five subtopics which are the relative domination of housing cooperatives throughout the period; 1989 as the most intense year for housing development by housing cooperatives; the introduction of state-led housing development in the first half of 1990s; 1998 as the second intense year for housing cooperatives; 1999 as the only private sector dominated year in the period. The second main topic consists of two subtopics which are listed as follows: The transformation of dominant actors in housing development from housing cooperatives to first state then private sector; the disappearance of housing cooperatives from housing sector after 2002. The narrative on the spatiotemporal distribution of housing development in Istanbul produced out of the spatial distribution map consists of three main topics. Through the discoveries from the spatial distribution map, the three main topics are as follows: The relative accumulation of housing cooperatives-led housing development on the periphery; The state-led housing development in Küçükçekmece; The transformation within private sector and its reflections on the spatiotemporal distribution of housing development: the Gaziosmanpaşa case. The collection of these topics and the relational analyses each offer proposes at the end, a narrative on the history of housing development in Istanbul after 1987. This thesis puts forward striking results both for history of housing development and the use of data analysis and visualization method. Three critical and interconnected results for the history of housing development have become obvious. The most critical result for the history of housing development is the introduction of a certain periodic differentiation in the literature of housing history. It is manifested clearly and certainly by the maps that at the end of the year 2002, a new period for housing development where state and private sector one after the other has become leading actors while housing cooperatives have lost their locomotive role, has begun stimulated by the neoliberal breakthrough corresponding to the changes in the economic and political scene. Besides the neoliberal politics and implementations to support private sector development, measures for economic stabilization such reducing the inflation rates influenced a transformation in housing finance which in return had positive effects on the housing market. With the decrease in the inflation rates, a feasible investment environment for real estate investment trusts has been created together with an increase in demand by its effects on increasing the amount of consumer credits, especially the ones for housing. Another critical result is state?s role becoming obvious in influencing the composition of involving actors, thus the distribution of housing development to urban geography. Leading actors and geographical distribution of housing investment have been directed directly or indirectly by state through direct investments, financial aid and subventions, land provision like implementations complemented by legal and administrative regulations, under the influence of world economic conjuncture. This brings us to the third result which is the direct reflection of actor-based transformation to distribution of housing development in urban geography, due to financial limitations, scale and organization requirements of production and as manifestations of path dependency. Maps clearly visualize the transformation of the pattern of actor domination in the urban geography by time. While there has been a relative domination of urban periphery by housing cooperatives until 2003 and a continuous relative state domination in a number of specific counties at the urban periphery, private sector dominates the old city center and its closest periphery. Private sector?s inter-sectorial transformation in the 2000s, from small entrepreneur to real estate investment trust companies as the leading actor has reflected in the spatial pattern of production. While the oldest settlements and the closest periphery is continuously dominated by private sector (small entrepreneur) investments as a legacy of 1950s urban development processes, by 2003 private sector-intense housing development has become relatively dominant city wide including the periphery except for the state-investment-intense counties. In parallel to private sector domination, in the name of real estate investment trusts, at the urban periphery housing cooperatives domination has totally disappeared even from its once strongest ?fortress?es. As for the method, it should first be noted that it is the use of this method creating a peculiar basis for a historical narrative that could be alternative, nonlinear or original by any means. While enabling the exploration of the latent relational structure of the data belonging to a certain phenomenon, data analysis and visualization provides peculiar reference points upon which relational analyses and nonlinear explanations to the historical processes of that certain phenomenon could be constructed. The mesmerizing part to the method is the activity of revealing what is already there but invisible to the eye and imperceptible to the mind. Thus a historical narrative based upon those revealed features has to be nothing but an alternative one. The maps thus this work by-its-method offers an ongoing process of exploration. The discoveries which constitute the sub-titles of this historical narrative are only a limited number within an uncertain number of possible outcomes that the maps reveal. With each other mind browsing the maps new relation patterns will unfold to give way to new historical narratives, new articulations to enrich the existing one. As the narrative is constructed in a flexible way without a historical linearity, with the articulation of thorough relational analyses from different historical coordinates it gains an interactive nature open to new articulations.