Tez No |
İndirme |
Tez Künye |
Durumu |
469854
|
|
Ortaçağ'da Halep ve Türkler (944-1117) / Aleppo and the Turks in the Middle Ages (944-1117)
Yazar:SEDAT BİLİNİR
Danışman: YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH BAKIR
Yer Bilgisi: Süleyman Demirel Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Orta Çağ = Middle Ages ; Suriye-Halep = Syria-Aleppo ; Tarih = History ; Türk-Suriye ilişkileri = Turkish-Syrian relations ; Türkler = Turks
|
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2017
312 s.
|
|
Bu çalışma 944-1117 yılları arasında Türklerin Halep ve çevresindeki faaliyetleri
hakkında bilgiler sunmaktadır. Bu dönem Halep'te, Hamdânî Devleti, Mirdâsî Devleti
ve Suriye Selçuklu Melikliği hüküm sürdü. Beş bölümden oluşan çalışmanın giriş kısmı
ise 944 yılı öncesini yani, Türklerin Halep'e ilk gelişleri, Abbâsî halifelerinin Türkleri
bölgede vali olarak görevlendirmesi, ardından Mısır merkezli bağımsız Türk Devletleri
olan Tolunoğlu ve İhşîdî Devleti hâkimiyetinde Halep'in Türklerin idaresindeki süreci
ele alınmıştır.
Hamdânîlerin Halep kolunun kurucusu olan Seyfü'd-devle, Halep hâkimiyeti
sürecinin neredeyse tamamını Bizans ile mücadele içerisinde geçirdi (944-967). Bu
süreçte Türkler, Bizans'a karşı Seyfü'd-devle'nin ordusunda yer aldılar. Hatta onun
hastalanıp felç geçirdiği dönemde bile Türklerin destek amaçlı, Horâsân'dan Halep'e
gelip yardımda bulundukları görülmektedir. Hamdânî hâkimiyetinin son bulmasıyla
birlikte Fâtımî Devleti, Türk valilerinin askeri gücüyle Halep'i kontrolü altında tuttu.
Mirdâsîler dönemi (1024-1080) ise Halep'in tarihinde Türkler açısından ayrı bir
öneme sahiptir. Çünkü Mirdâsîler döneminde Halep'in kontrolü, kademeli olarak
Türklerin eline geçti. Öyle ki, Mirdâsî emîrlerinden dilediklerine, Halep yönetimine
geçme hususunda etki edebiliyorlardı. Mirdâsî emîrleri ise, iktidar yolunun, Türklerin
desteğini almaktan geçtiğini çok iyi biliyorlar ve buna göre hareket ediyorlardı.
Özellikle 1071 yılında Sultan Alp Arslan'ın Halep Mirdâsî Devleti'ni Selçuklu
İmparatorluğu'na tâbi hale getirmesinden sonra Türklerin bölgeye daha yoğun olarak
gelmeye başladıkları anlaşılmaktadır.
Mirdâsî Devleti'nin son bulmasının ardından (1080), Halep'te Türk varlığı daha
güçlü hissedilmeye başlandı. Sultan Melikşâh'ın 1084 yılında bölgeye bizzat gelip
Halep'e Kasîmü'd-devle Aksungur'u vali olarak ataması ise Halep'in tamamen
Türklerin hâkimiyeti altında olduğunu teyit etmiş oldu. Bu dönem Halep'in siyasî ve
sosyal yapısında istikrarın yaşandığı, ayrıca çok olumlu iktisâdi gelişmelerin olduğu bir
süreç olarak kayda geçmiştir.1094 yılı itibarıyla Tâcüddevle Tutuş'un oğlu Rıdvan, Halep Selçuklu Melikliği
yönetiminin başına geçti. Rıdvan dönemi, Türklerin Haçlılarla mücadele dönemi olarak
da adlandırılabilir. Çünkü Melik Rıdvan, hâkimiyet yıllarının sonuna kadar sürekli
olarak Haçlılarla mücadele etti ve bölgenin Haçlıların eline geçmesine engel oldu.
Haçlıların bölgeye geldikten sonra ele geçirdikleri yerlerde yaptıkları tahribat ve katliam
göz önüne alındığında, Selçuklu Türklerinin bölge kaderi bakımından, Haçlılara karşı
ne kadar önemli bir vazife üstlenmiş olduklarını daha iyi görmemizi sağlamaktadır.
Tüm bu süreç göz önüne alındığında Selçuklu döneminden önce Türklerin,
Halep'teki aslî faaliyetlerinin Bizans istilasını önlemek olduğu, Selçuklular ile birlikte
ise bunun Latin Haçlı işgalini önlemek şeklinde devam ettiğini görmekteyiz. İslâm
Devletlerinin koruyuculuğu vasfını bölgeye gelir gelmez üstlenmeye başlayan
Türklerin, bölge kaderine nasıl ve ne derece önemli bir etki yapmış olduğu açıkça
görülmektedir. Bu çalışma, İslâm, Bizans ve Haçlı kaynaklarının karşılaştırılmasıyla
hazırlanmış ve temel alınan kaynaklar hakkındaki bilgiler ise çalışmanın başında
sıralanarak sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Hamdânîler, Mirdâsîler, Suriye Selçuklu Melikliği, Sugur,
Avâsım.
|
|
This study is about the activities of the Turks in Aleppo between 944-1117. This
period was a process in the Aleppo that was ruled by the Hamdanid State, the Mirdasid
State and the Seljuk ruler in Syria. The study consists of five parts. The introduction
includes, the first activities of the Turks in Aleppo before 944. Later Abbasid Caliphs
appointed Turks to Aleppo as governor, then the process of the administration of
Aleppo's Turks was taken over by the Egyptian based independent Turkish States
Tolunoglu and the Ihshidî state.
Seyfü'd-devle, the founder of the Aleppo army, spent almost all of the Aleppo
domination process in the struggle against Byzantium (944-967). In this process, the
Turks took the place of Seyfüd-devle against Byzantium. Even in the period when he
was sick and paralyzed, it is seen that the Turks came to Aleppo from Khurasan and
helped Seyfüd-devle for support. With the conclusion of the Hamdanid rule, the Fatimid
State was under the control of Aleppo with the military power of the Turkish governors.
Mirdasid period (1024-1080), it is a period when the Turks have a separate
position for the history of Aleppo. Because, during the Mirdasid period, control in
Aleppo gradually came to the hands of the Turks. Such that, they were able to influence
the wishes of the Mirdasid orders and to take over the leadership of the Aleppo
administration. Mirdasid orders needed the support of Turks to take over dominance and
acted accordingly. Especially at 1071, it had been seen that the Turks started to come to
the region more intensely after Sultan Alp Arslan's Aleppo Mirdasi State was obey the
Seljuk Empire.
Following the end of the Mirdasid State (1080), Turkish presence began to feel
stronger in Aleppo. When Sultan Meliksah came to the region in 1084 and appointed
Kasîmü'd-devle Aksungur as governor in Aleppo, he confirmed that Aleppo was under
the dominion of Turks. This period was a process in which there were great changes in
the political and social structure of Aleppo as well as a very positive economic
development.As of 1094, Rıdvan, the son of Tâcüddevle Tutus, became head of the Aleppo
administration. The Ridvan period can also be called, the period of the Turks sturggle
against the Crusaders. Because Malik Rıdvan constantly struggled with the Crusaders
until the years of domination and prevented the region from passing over the Crusaders.
Considering the destruction and slaughter that the Crusaders made in the places they
had captured after coming to the region, the Seljuk Turks better understand what a
mission they had undertaken against the Crusaders.
Considering all this process, it is seen that, the activities of the Turks in Aleppo
continued to prevent the occupation of the Latin Crusaders together with the Seljuks
while preventing the Byzantine invasion before the Seljuks. The Turks who started to
assume the protection of the Islamic States as soon as they came to the region, it is clear
how and to what extent the fate of the region had been influential. This study is based
on a comparative study of Islamic, Byzantine and Crusader sources and information
about basic sources is presented at the beginning of the work.
Key Words: Hamdanid, Mirdasid, Syrian Seljuk Malik, Sugur, Avasım. |