Tez No İndirme Tez Künye Durumu
606245
Fault based probabilistic seismic hazard assessment at different tectonic regimes and data sampling conditions: Emphasis on sensitivity of seismic source characterization / Farklı tektonik rejimlerde ve veri toplama durumlarında fay kaynaklı olasılıksal sismik tehlike analizi: Sismik kaynak karakterizasyonunun duyarlılığına vurgu
Yazar:SYED TANVIR SHAH
Danışman: YRD. DOÇ. DR. ATİLLA ARDA ÖZACAR ; DOÇ. DR. ZEYNEP GÜLERCE
Yer Bilgisi: Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Konu:Jeoloji Mühendisliği = Geological Engineering
Dizin:
Onaylandı
Doktora
İngilizce
2019
351 s.
Karmaşıklılar içeren sismojenik kaynaklar doğru kaynak geometrisinin ve parametrelerinin belirlenmesini zorlaştırarak, bu kaynakların sismik tehlike analizi için modellenmesinde güçlüğe sebep olmaktadır. Dalma-batma zonlarındaki büyük bindirme yüzeyleri, dalan plaka içerisindeki ve yığışım prizmasındaki faylar sismik kaynak karakterizasyonunda (SKK) önemli belirsizliklere yol açmaktadır. Buna benzer şekilde, gerilmeli rejimlerde genellikle birçok eğimli fay seti bulunması ve bu fayların düşük kayma hızları göstermeleri de aktivite oranının karakterizasyonunda belirsizliğe neden olur. Ayrıca, karma deprem mekanizmaları üreten karmaşık tektonizma bölgeleri SKK için zorluklara yol açmaktadır. Bu çalışmada, dalma-batma, genişleme ve karışık tektonik rejimler için duyarlılık testleri uygulayarak detaylı sismik tehlike analizleri yapılmıştır. Dalma-batma için, farklı deprem büyüklüğü dağılım modelleri, eğim miktarları ve arayüzlerin derinliği-uzanımı değerleri test edilmiştir. Kesik üstel deprem büyüklüğü dağılım modeliile en büyük yer ivmesi (PGA) ~10% oranında yüksek hesaplanmıştır ancak kompozit model depremselliğe daha uygun sonuçlar vermiştir. Düşük eğimli ve derine giden dalma-batma yüzeylerinde yığışım prizmasına doğru daha yüksek PGA değerleri gözlenmiştir. Genişlemeli rejimlerde jeodezik ve sismik verileri kullanan alternatif yöntemlerle aktivite oranları hesaplanmış ve fayların uzunlukları ve morfolojisine göre fay sistemlerine paylaştırılmıştır. Daha sonra, sismik tehlike tahminlerindeki belirsizlikleri modellemek için; en düşük, en yüksek ve ağırlıklandırılmış PGA haritalarının oluşturulduğu bir prosedür geliştirilmiştir. Son olarak, doğrultu atımlı ve normal faylanma içeren karma bir tektonik rejimde SKK parametrelerini belirlemek amacıyla odak mekanizması için kutuplanma verileri analiz edilmiştir. Fay dışı depremselliği ve karmaşık tektonizmayı hesaba katmak için alansal bir kaynağın eklendiği güncelleştirilmiş SKK modeli deprem tehlike tahminlerinde fay bazlı modelellere göre PGA değerinde yaklaşık 0.08g'lik bir artışa neden olmuştur.
Seismogenic sources often display intrinsic complexities; hence they pose a challenge for accurate representation of source geometries and constraining source parameters in seismic hazard assessment. Subduction zone complexities involving megathrust interface, intraslab and accretionary prism faults leads to enhanced uncertainties in seismic source characterization (SSC). Similarly, extensional regimes are often characterized by multiple sets of inclined faults and paucity of individual slip rates; causing considerable ambiguity in activity rate estimation. Moreover, regions characterized by complex tectonics producing mixed earthquake mechanisms lead to challenges in SSC modelling. In this study, detailed seismic hazard analysis with sensitivity tests for various enigmatic parameters is carried out for subduction, extensional and mixed tectonic regimes. For subduction, sensitivity of the hazard outcomes to the alternative magnitude distribution models, dip amounts and interface depth extents is tested. Truncated exponential magnitude distribution model resulted in ~10% higher peak ground accelerations (PGA), when compared to the composite model that has a better match with the seismicity. Gentler and deeper-extending interface geometries resulted in higher PGA values towards the accretionary wedge. For extensional regimes, alternative approaches utilizing geodetic and seismic data are employed to determine the activity rates which are later partitioned among fault systems using morphology and length. Later, a procedure that provides weighted, maximum and minimum PGA maps is established to evaluate and minimize bias on hazard estimates. Finally, polarity data is analyzed to constrain focal mechanism solutions in a regime characterized by mixed strike-slip and normal faulting to constrain the seismic source parameters. The updated planar SSC model that includes an additional areal seismic source to account for off-fault seismicity and complex tectonics, led up to 0.08g increase in hazard.