Tez No |
İndirme |
Tez Künye |
Durumu |
354954
|
|
TBMM tutanaklarına göre 1950–1960 döneminde Türkiye'nin dış ilişkileri / Turkey's external relations in period 1950-1960 according to TBMM official reports
Yazar:KEMAL ÖZBAKIR
Danışman: YRD. DOÇ. NEJDET BİLGİ
Yer Bilgisi: Celal Bayar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History ; Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin:Amerika Birleşik Devletleri = United States of America ; Balkanlar = Balkans ; Bağdat Paktı = Baghdad Pact ; Kore Savaşı = Korean War ; Kıbrıs sorunu = Cyprus problem ; Türk dış politikası = Turkish foreign policy ; Uluslararası ilişkiler = International relations
|
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
215 s.
|
|
Türkiye, zorlu milli mücadele yıllarının ardından imzaladıı Lozan Antlaması
ile pek çok sorunu geride bırakmı ve 1923 yılında Cumhuriyeti ilan ederek varlıını bir
kez daha tescillemitir. Atatürk dönemi olarak adlandırılan 1923–1938 yılları arası dı
politikada genel olarak Lozan'dan arda kalan sorunlarla uraılmıtır. 1939'da balayan
II. Dünya Savaı yıllarında ise Türkiye, "sava dıı kalma" politikası dorultusunda fiili
olarak savaa dahil olmamıtır. Savaın ardından da Türkiye'de, yeni dünya düzeni ile
doru orantılı olarak çok partili siyasi yaama geçilmi ve 14 Mayıs 1950 seçimleri ile
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı Demokrat Parti'ye devretmitir.
Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile birlikte Türkiye, Amerika ile olan
ilikilerini daha da younlatırmı, bu dorultuda iki ülke arasında siyasi ve ekonomik
alanda pek çok antlama imzalanmıtır. Türkiye'nin Amerika ile olan youn ilikilerinin
temelinde kuzeyden gelebilecek muhtemel bir Sovyet tehdidi yatmaktadır. Amerika'nın
yapmı olduu Truman Doktrini ve Marshall Planı yardımları ile de Türkiye,
Ortadou'da Amerika için iyi bir müttefik haline gelmitir.
Demokrat Parti, daha iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra Kore'de patlak
veren savaa asker göndermi ve dı politikadaki bu hamlesinin de büyük etkisi ile
ubat 1952'de NATO'ya resmen dahil edilmitir. NATO üyelii dolayısıyla bazı
risklere ve külfetlere katlanmasına ramen Türkiye, Batı ile her alanda ilikilerini
gelitirmi, hem ekonomisini yenileyerek kuvvetlendirmede ve hem de demokrasisini
gelitirmede büyük kazanç elde etmitir.
Balkan politikasına baktıımızda ise, Türkiye NATO ittifakını saladıktan sonra
Balkanlarda da bir ittifak arayıı içine girmi ve 28 ubat 1953'te Yunanistan ile
Yugoslavya'nın da dahil olduu üçlü bir Balkan Paktı imzalanmıtır. Ardından yine bu
üçlü arasında Austos 1954'te, Balkan Paktı'nın daha geniletilmi bir ekli olan Bled
Antlaması imzalanmıtır. Fakat Yunanistan ile yaanan Kıbrıs sorunu ve
Yugoslavya'nın da izlemi olduu Sovyet yanlısı siyaset sonucu Balkanlardaki üçlü
ittifak fazla uzun ömürlü olmamıtır.
Demokrat Parti iktidarının Dou ile olan ilikilerinde ise karımıza yine ibirlii
anlamaları ve savunma amaçlı bir pakt çıkmaktadır. 24 ubat 1955'de Türkiye ile Irak
arasında imzalanan birlii Antlaması'na, Ortadou'daki çıkarları dorultusunda
ingiltere de katılmıtır. Yapılan bu ibirlii anlamasına Pakistan ile ran'ın da katılması
ile birlikte Badat Paktı kurulmu oldu. 1959 yılına gelindiinde ise dünya siyasetindeki
ve özellikle Ortadou'daki deien artlar sonucunda Badat Paktı, Irak'ın içinde yer
almadıı CENTO'ya dönümütür. Badat Paktı ve daha sonrasındaki CENTO,
Ortadou'da bölgesel ibirlii için sadece temel bir çerçeve salamı olsa da, ne daha
büyük bir Ortadou kalkınma örgütü için bir öz oluturmu ne de etkili bir savunma
örgütü olmutur.
Son olarak, Türkiye'yi dı politikada en fazla megul eden konulardan birisi de
Kıbrıs sorunu olmutur. Türkiye 1954'e kadar Kıbrıs konusunu bir mesele olarak
görmemi, ancak Yunanistan'ın faaliyetleri sonrası bu tarihten itibaren Kıbrıs ile
yakından ilgilenmek zorunda kalmıtır. Kıbrıs sorununun çözüm süreci döneminde
Londra'da düzenlenen bir konferans sırasında Türkiye'de yaanılan 6–7 Eylül olayları
hem Türkiye lehine devam eden konferansın yarıda kesilmesine neden olmu hem de
Türkiye'yi uluslararası alanda zor durumda bırakmıtır. Bu gelimelerin ardından Kıbrıs
meselesi Zürih Konferansı sonucu, yönetimi Rum ve Türklerden oluan baımsız bir
Cumhuriyet yönetiminin kurulması ile çözüme kavuturulmutur.
|
|
Upon signing the Treaty of Lausanne after years of national independence
struggle, Turkey left behind many problems and registered its presence with the
proclamation of the republic in 1923. Between 1923 and 1938, which is an era called
the Atatürk period, there were many successive problems remaining after Lausanne in
the foreign policy. During the Second World War years starting in 1939, Turkey was
not involved in any war based on its "staying out of war" policy. After the war, Turkey
passed into a multi-party political life in line with the new world order; and the
Republican People's Party assigned the power to the Democratic Party with the election
on 14.05.1950.
As soon as the Democratic Party accessed to power, Turkey intensified its
relations with the United States and many treaties were concluded between two
countries both in political and economic aspects. The intense relation between Turkey
and the United States was based on a possible Soviet Threat from the North. With the
Truman Doctrine and Marshall Plan, Turkey became a good ally in the Middle East for
the United States.
The Democratic Party dispatched soldiers to the war erupting in Korea soon
after the Democratic Party accessed to power and Turkey entered to NATO in February
1952 with the effect of the said step in the foreign policy. Although there were some
burdens of being a member of NATO, Turkey improved its relations with the West in
every aspect and had a huge gain in strengthening and renewing its economy and
improving its democracy.
In terms of the Balkan policy, after becoming a member of NATO, Turkey
started searching for an alliance in Balkans too and signed the Balkan Pact with Greece
and Yugoslavia. Similarly, in August 1953, these three countries concluded the Bled
Treaty which was an extended version of the Balkan Pact. However, the said triple
alliance did not last long as a result of the Cyrus problem with Greece and the pro-
Soviet policy of Yugoslavia.
With respect to the relation of the Democratic Party with the East, there were
again cooperation treaties and defensive pacts. On 24.02.1955, Baghdad Pact was
established when England and then Pakistan and Iran joined to the cooperation treaty
signed between Turkey and Iraq in line with their interest in the Middle East. In 1959,
Baghdad Pact turned into CENTO excluding Iraq as a result of the changes in the world
politics especially in the Middle East. Although the Baghdad Pact and CENTO allowed
only a basic framework for the regional cooperation in the Middle East, these neither
created a core for the Middle East development organisation nor became an effective
defence organisation.
In conclusion, one of the issues keeping turkey occupied the most in foreign
policy was the Cyprus problem. Until 1954, Turkey did not see the Cyprus issue as a
problem but upon the activities of Greece, Turkey had to deal with Cyprus closely after
the said date. During the resolution process of the Cyprus problem, 6-7 September
events occurring in Turkey caused a conference held in London to be ceased and left
Turkey in a difficult situation internationally. After these developments, the Cyprus
problem was solved by the Zurich Conference establishing an independent Republic
managed both by the Greeks and the Turks. |