Tez No İndirme Tez Künye Durumu
383276
A philosophy of void: Ankara Hippodrome and after / Boşluğun bir felsefesi: Ankara Hipodromu ve sonrası
Yazar:MEHMET SANER
Danışman: PROF. DR. BAYKAN GÜNAY
Yer Bilgisi: Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture ; Şehircilik ve Bölge Planlama = Urban and Regional Planning
Dizin:
Onaylandı
Doktora
İngilizce
2014
200 s.
Boşluk, Yunan filozofları tarafından tamamen boş olanı tanımlamak üzere öne sürülmüş bir kavramdır. Kavram, pek çok felsefi metne, fizik başta olmak üzere bilimsel varsayımlara ve çalışmalara ve mekan tasarımı eğitimindeki alıştırmalara konu olmuştur. Ancak, mimarlık ve kentsel tasarımda, boşluk yerine mekân kavramı kullanılmaya başladığında, herhangi bir nitelikteki mekânı tanımlamak üzere boşluk kavramında başvurulduğunu söylemek güçtür. Bu çalışmada öncelikle boşluk kavramının farklı alanlardaki kullanımını araştırmak ve sonrasında mekâna ilişkin terminolojinin ve tasarım araç ve yöntemlerinin tatmin edici açıklamalar getiremediği ve uygun yaklaşımlar geliştiremediği, kentsel dokuda istemsiz ortaya çıkan boşlukları anlamak ve ele almak üzere, boşluk kavramı yeniden ön plana çıkarmak amaçlanmaktadır. Çalışmada incelenecek örnek, bugün Atatürk Kültür Merkezi Alanları Birinci Bölge olarak kayıtlara geçen Ankara Hipodromu'dur. Alanın birbirini izleyen üç safhada incelenmesi önerilmektedir: ilk olarak, öncül-mekân da denebilecek, erken 20. yüzyıl Ankara'sında bazı potansiyellere sahip bir boşluk olarak, ikinci olarak tüm mekânsal nitelikleriyle gündelik hayatın bir parçası haline gelen, başkentin hipodromu olarak kullanılan, böylece mekânlaşan boşluk olarak ve son olarak da mekânsallığını korumaya yönelik planlama kararları ve mimari projelere rağmen bu niteliğini kaybetmiş, istemsiz bir boşluk olarak. Ankara Hipodromu bugün istemsiz bir boşluktur. Kurulu mekânsal ilişkilerden yoksun ve günlük kentsel deneyimlerden ayrılmış haliyle artık bir mekân değil, sürekli doldurulmaya çalışılan bir boşluktur. Ancak ne boşluğu doldurmak uygun yöntemdir, ne de sadece mekânsal ilişkileri kurmak boşluğu mekân haline getirmek için yeterlidir. Bu yüzden, mekân tasarımı araç ve yöntemlerini kullanmaya başlamadan önce, boşluğu yeniden günlük kentsel deneyimlerin bir parçası haline getirmenin ve böylece boşluğu mekân olarak toplumsallaştırmanın yolları aranmalıdır.
Void is a concept introduced by Greek philosophers to define utterly empty spaces. It has been subject to a number of texts in philosophy, assumptions and studies in sciences, particularly in physics, and exercises in spatial design education. However, once its use in architecture and urban design is replaced with that of space, it is hardly referred to define spaces of any quality. This study aims at exploring the use of void in various realms, and then at reintroducing the term to understand and treat unintentional voids emerging in urban patterns, where spatial terminology and the tools and methods of design fail to develop satisfactory explanations and appropriate approaches. The case to be studied here is Ankara Hippodrome, which is recorded as the First Division of Atatürk Cultural Center Areas today. It is proposed analyzing the area in three consecutive phases: first as a void, which may as well be described as a proto-space with some potential in Ankara in the early 20th century, second as void becoming space, which was used as the hippodrome of the capital city with all spatial qualities as integrated into daily life, and finally as an unintentional void lacking spatial qualities despite the planning decisions and architectural projects to retain its spatiality. Ankara Hippodrome is an unintentional void today. Lacking established spatial relationships, and being detached from the everyday urban experiences, it is no longer a space, but a void that is constantly desired to fill. Yet, neither trying to fill the void is the appropriate method, nor just establishing spatial relationships is enough to turn the void into space. Therefore, before utilizing the tools and methods of spatial design, the ways to make it engage with everyday urban experiences must be sought after so to make the void social as space again.