Tez No İndirme Tez Künye Durumu
682755
Non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) ile human adenovirus 36 ilişkisinin araştırılması / Investigation of the relationship between non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) and human adenovirus 36
Yazar:HARİKA ÖYKÜ DİNÇ
Danışman: PROF. DR. BEKİR SAMİ KOCAZEYBEK
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı / Mikrobiyoloji Bilim Dalı
Konu:Mikrobiyoloji = Microbiology
Dizin:Adenovirüs enfeksiyonları = Adenoviridae infections ; Adenovirüsler = Adenoviridae ; Adipokinler = Adipokines ; DNA = DNA ; Karaciğer hastalıkları = Liver diseases ; Karaciğer yağlanması = Fatty liver ; Nötralizasyon = Neutralization ; Obezite = Obesity ; Serum = Serum
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2021
140 s.
Günümüzde en sık görülen karaciğer hastalıkları arasında yer alan NAFLD, karaciğer hücrelerinde çeşitli nedenlerden dolayı lipid birikmesi sonucu gelişmektedir. HAdV-36'nın E4orf1 geni aracılığıyla adipoz dokuda, adiposit proliferasyonu ve farklılaşmasına yol açarak obezite ve ilişkili hastalıkların gelişmesine neden olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle, HAdV-36-obezite ilişkisine dair araştırmalar son yıllarda obezite ile ilişkili NAFLD gibi hastalıklar üzerinde de devam etmektedir. Bu kapsamda erişkinlerde olgu-kontrol temelli, klinik retrospektif olarak planlanan çalışmamızda 106 farklı metabolik profillere sahip karaciğer yağlanması olan çalışma grubu ve 81 normal kilolu sağlıklı bireylerden oluşan kontrol grubunda serum nötralizasyon yöntemiyle HAdV-36 nötralizan antikor varlığını ve ELISA yöntemiyle serum adipokin (leptin, adiponektin ve IL-6) düzeylerini saptayarak, "HAdV36-NAFLD" ilişkisini göstermeyi amaçladık. Bununla birlikte karaciğer yağ dokusu örneklerinde Nested-PCR yöntemiyle HAdV-36 DNA varlığını araştırmayı amaçladık. 106 hastanın 10'unda, 81 kontrol olgusunun ikisinde HAdV-36 nötralizan antikor varlığı belirlenmiş, aralarında anlamlı fark saptanmıştır (p=0.05). Çalışma grubunda total kolesterol, trigliserid ve adipokin serum düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.05). NAFLD olan çalışma grubu olgularında HAdV-36 nötralizan antikor pozitif olgularda, serum adipokinleri açısından anlamlı bir fark saptanmazken, LDL ve total kolesterol düzeyi anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.05). HAdV-36 OR=4,11 değeri ile bir risk faktörü olarak belirlenirken, binary lojistik regresyon analizinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermedi. Hastalardan alınan yağ dokusu örneklerinin hiçbirinde HAdV-36 DNA'sı saptanmamıştır. Sonuç olarak, bu veriler multifaktöriyel etiyolojiye sahip olan NAFLD ile HAdV-36 etiyopatogenez ilişkisinde HAdV-36 varlığının karaciğer yağlanmasında bir rolünün olabileceğini düşündürebilir. Ancak, bu ilişkinin daha net ortaya konulması için geniş serili ve özellikle kohort temelli yeni çalışmalara gereksinim olduğunu düşünmekteyiz
NAFLD, which is among the most common liver diseases today, develops as a result of lipid accumulation in liver cells for various reasons. It has been suggested that HAdV-36 leads to adipocyte proliferation and differentiation in adipose tissue through the E4orf1 gene, leading to the development of obesity and related diseases. Therefore, research on the relationship between HAdV-36 and obesity has been continuing on obesity-related diseases such as NAFLD in recent years. In this context, in our study, which was planned as a case-control-based clinical retrospective in adults, we determined the presence of HAdV-36 neutralizing antibodies by serum neutralization method, and the presence of HAdV-36 neutralizing antibodies in the study group with 106 different metabolic profiles and the control group, which consisted of 81 normal weight healthy individuals. We aimed to show the "HAdV36-NAFLD" relationship by detecting serum adipokine (leptin, adiponectin and IL-6) levels. However, we aimed to investigate the presence of HAdV-36 DNA in liver adipose tissue samples using the Nested-PCR method. The presence of HAdV-36 neutralizing antibodies was determined in 10 of 106 patients and two of 81 control subjects, and a significant difference was found between them (p=0.05). Total cholesterol, triglyceride and adipokine serum levels were found to be significantly higher in the study group (p=0.05). While there was no significant difference in serum adipokines in HAdV-36 neutralizing antibody positive patients in the study group with NAFLD, LDL and total cholesterol levels were found to be significantly higher (p=0.05). While HAdV-36 was determined as a risk factor with OR=4.11, it did not show a statistically significant difference in binary logistic regression analysis. HAdV-36 DNA was not detected in any of the adipose tissue samples taken from the patients. In conclusion, these data may suggest that the presence of HAdV-36 may play a role in the etiopathogenesis relationship between NAFLD, which has a multifactorial etiology, and HAdV-36. However, we think that new studies with large series and especially cohort-based studies are needed to reveal this relationship more clearly.