Tez No İndirme Tez Künye Durumu
591998
Can pictures bear witness: The representative potential of painting and photography / Görsellerin tanıklığı: Fotoğraf ve resim sanatının temsil potansiyeli
Yazar:İREM HASÇİFTÇİ
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ ÖZGÜR GÜRSOY
Yer Bilgisi: İzmir Ekonomi Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Medya Ve İletişim Çalışmaları Ana Bilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı
Konu:Güzel Sanatlar = Fine Arts ; Sahne ve Görüntü Sanatları = Performing and Visual Arts ; Sanat Tarihi = Art History
Dizin:An fotoğrafı = Moment photograph ; Batı resim sanatı = Western painting art ; Fotoğraf sanatı = Photography art ; Görgü tanıklığı = Eyewitness testimony ; Görsel sanatlar = Visual arts ; Görsel temsil = Visual representation ; Sanatsal gerçeklik = Artistic reality ; Tarihsel gerçeklik = Historical reality
Onaylandı
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
128 s.
Anlamlandırma insan yapımı bir pratiktir. Dış dünyada bulunan her türlü ''şey'' anlamdan yoksun ve insandan bağımsız bir şekilde varolmaktadır. Duyu organları dış dünyadaki bu bağımsız varoluşları kendi sınırlarınca alımlayarak algılamayı ve beraberinde anlamı oluşturur. İnsanlar bu yaratılan anlamlar sayesinde, çevreleri ile iletişime geçerler. Bu iletişim süreci sosyal bir varlık olan insanca sürekli bir gelişime uğratılarak evrilmiştir. Öyle ki teknolojinin de etkisiyle iletişimin sınırları zamanı ve mekanı aşmaktadır. Bir yerde olan olaya zaman ve mekan farketmeksizin ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Tanıklık, böyle bir iletişim ortamında sorgulanan bir kavram haline gelmiştir. Basitçe şahit olunan bir olayın başkalarına aktarılması olarak tanımlanabilecek olan tanıklığın aktarımı resimden yazıya, fotoğraftan sinemaya kadar bir çok yol ile sağlanabilmektedir. Bu tezde tanıklık ederken gerçeklikle kurulan ilişki, tanıklığın fotoğraf ve resim sanatları ile aktarımı üzerinden incelenecektir. Bu inceleme yapılırken, fotoğraf ve resim sanatında kullanılan temsil formlarına da anlamın deşifre edilmesi için bakılacaktır. Temsil formları dolayımlı yaratılan anlamlar, Roland Barthes'ın göstergebilim analizi ile çözümlenecek ve tanıklığın gücü, bu anlamların optimize edilmiş gerçeklik ile karşılaştırılmasıyla ölçülecektir. Örneklem olarak tarihsel olaylara tanıklık eden ikonik fotoğraf ve resimler seçilmiştir. Ulaşmak istenen noktalar öncelikle , her iki aktarım yolunun da, farklılıklarına rağmen tanıklık ederken temsil formlarını kullandıklarını göstermektir. Bunun yanında; iki aktarım yolundan birinin tercih edilmesinin, seçilen olaya tanıklık etmede hangisinin daha işlevsel olduğuna bağlı olduğunu göstermektir.
Human perception consists of the data sets that sense organs receive and the processing of these data sets. External reality is independent from human perception. At least according to scientific understanding, meaning and value are not intrinsic to the external world but are projected onto it. Because human beings are social beings, the meaning and value so projected is always already shared with others. The concept of bearing witness is about this sharing process: the one who witnesses an event communicates this event to another subject. An important question concerns how anyone can communicate an event to another subject? Painting, language, writing, photography and cinema are at the service of this desire to communicate. This thesis examines the relationship between bearing witness and reality in photography and painting. This examination is carried out by analyzing forms of photography and painting as modes of representation and by interrogating the presuppositions of the model of representation itself. Drawing on Stuart Hall's discussion of the concept of representation—especially one of the two approaches he proposes—a certain kind of semiotic approach is developed and applied to the analysis of photographs and paintings. The paintings and the photographs selected for analysis are iconic witnesses of historical events and they have paradigmatic status. The argument developed in the thesis claims that, although there are significant differences between photography and painting, they both create and communicate meaning. However the process of creation must be distinguished from a purely spontaneous and subjective activity. It is the concept of bearing witness which does justice to the sense of passivity and fidelity also implied by the concepts of representation and reality—without eliminating that aspect of communication which is a creative activity. Therefore, whether it is photography or painting which bears "better" witness cannot be decided on considerations of objectivity alone and must incorporate contextual elements forming the particular event in question. And also, prefering one transferring way rather than other is up to the functionnality of the photography or painting while they bears witnessing to the selected event.