Tez No İndirme Tez Künye Durumu
142443 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Agresif seyirli hodgkin dışı lenfomalarda, tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi, sağkalım ve prognostik özellikler / Results of treatment, prognostic factors and survival in the aggressive non-hodgkin's lyphoma
Yazar:ADEM AKKAYA
Danışman: PROF. DR. MELİHA NALÇACI
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Tıp Fakültesi / İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Onkoloji = Oncology
Dizin:
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
99 s.
86 BÖLÜM V: SONUÇLAR VE ÖZET Bu çalışmada, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı polikliniğinde Ocak 1990-Aralık 2001 tarihleri arasında takip edilen, 184 agresif HDL (A-HDL) vakası klinik tablo, laboratuvar bulguları, tedavi sonuçlan, sağkalım ve prognostik özellikleri bakımından retrospektif olarak incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. Vakalarımızda erkeklere daha sık rastlandı; erkek/kadın oram 2.12 idi. Median yaş 53 yıl bulundu. Yaş ile birlikte vaka sayısı artıyordu; 60 yaş üstü vakalar %35'ini oluşturuyordu. Vakalarımız WF'a göre değerlendirildiğinde; orta dereceli lenfomalar %73.4, yüksek dereceli lenfomalar ise %26.6 vakadan oluşmakta idi. Difüz büyük hücreli tipin (%39) baskın olduğu saptandı. Tüm vakalar değerlendirildiğinde, hastaların ileri evrede daha sık başvurduğu gözlendi. Neredeyse, vakaların yaklaşık yansı başvurduğunda evre IV' de (%47.8) idi. Vakalarımızın en sık başvuru şikayeti lenf düğümü büyümesi olup (%55), bunu sırasıyla gece terlemesi, kilo kaybı, halsizlik izlemekteydi. B semptomlan vakalarımızın %47.8'de mevcut olup; en sık evre UT de (%57.6), en az ise evre Fde saptandı. Düşük performans durum, ileri evre, hepatomegali, splenomegali, anemi, trombositopeni, kemik iliği tutulumu, LDH yüksekliği B semptomları ile ilişkili bulundu, performans durum (P<0,001) ile B semptomları arasında ise diğer parametrelerden bağımsız bir ilişki mevcuttu. Vakalanmızın %32'si düşük performans durumda idi. B semptomlan, ileri evre, hepatomegali, splenomegali, anemi, lökopeni, lenfopeni, trombositopeni, kemik iliği tutulumu, hipoalbuminemi, ürik asit, LDH yüksekliği ve ALP yüksekliği performans durum ile ilişkili bulundu. B semptomları, hepatomegali, anemi (bu üç parametrede de P<0,001) performans durumu belirleyen bağımsız faktörler olarak bulundu. Başvuru esnasında yapılan fizik muayenede en sık rastlanan bulgu lenfadenomegali (%74) idi. Splenomegali vakalanmızın %31'inde; primer dalak lenfoması ise %2'sinde mevcuttu. Hepatomegali sıklığı %20; karaciğer tutulumu ise %9 vakada saptandı. Başvuru esnasında vakalarımızın %60'ında nodal tutuluma ek olarak ekstranodal tutulum mevcuttu. Vakalanmızm %15'inde ise iki veya daha fazla tutulum bulundu. En sık kemik iliği tutulumu mevcuttu ve bunu Waldeyer tonsiller halka + nazofarenks tutulumu izlemekte idi.87 Kemik iliği tutulumu %36 bulundu. Düşük performans durumu, B semptomları, hepatomegali, splenomegali, anemi, trombositopeni, lökopeni ve lökositoz varlığmda kemik iliği tutulumu anlamlı olarak sık idi. Fakat, sadece trombositopeni bağımsız faktör olarak saptandı. Difüz küçük çentikli tip (%80), tip tayini yapılamayan grup (%80) ve lenfoblastik lenfomada (%62.5) diğer tiplere göre kemik iliği tutulumu belirgin olarak sık idi. Vakalarımızın %72.8'inde ESH yüksek bulundu. Altmış yaş üstü vakalarda ESH anlamlı olarak yüksekti. Anemi %51 vakada saptandı. Kadın cinsiyet, düşük performans durum, B semptomları, kemik iliği tutulumu, splenomegali, ileri evre anemi ile ilişkili bulundu. Kadın cinsiyet, düşük performans durum, splenomegali anemi ile ilişkili bağımsız faktörler olarak saptandı. Lökopeni hastalarımızın %11'inde, lökositoz ise %21'inde saptandı. Düşük performans durum, splenomegali, kemik iliği tutulumu, anemi, trombositopeni lökopeni ile ilişkili bulundu. Trombositopeni lökopeni ile ilişkili bağımsız faktör olarak saptandı. Kemik iliği tutulumunda lökositoz anlamlı olarak daha sık idi. Vaka serimizde trombositopeni %21, trombositoz %7 olarak saptandı. Performans durum, B semptomları, hepatomegali, klinik evre, kemik iliği tutulumu, anemi, lökopeni, splenomegali trombositopeni ile ilişkili bulundu. Performans durum, splenomegali, kemik iliği tutulumu trombositopeni oramm etkileyen bağımsız faktörler olarak bulundu. BUN %1 1 vakada yüksek idi. Erkeklerde, altmış yaş üstü hastalarda, düşük performans durumunda, ESH, LDH yüksekliğinde azotemi anlamlı olarak sık gözlendi. Erkek cinsiyet, ileri yaş, ESH ve LDH yüksekliği azotemi ile ilişkili bağımsız faktörler olarak elde edildi. Hipoalbuminemi %39.8 vakada mevcuttu. Gastrointestinal tutulum, düşük performans durum, anemi mevcudiyetinde hipoalbuminemi anlamlı olarak sık idi. LDH yüksekliği %50 vakada saptandı. Hepatomegali, splenomegali, ileri evre, kemik iliği tutulumu, lökositoz, düşük performans durum, B semptomları, anemi, hiperürisemi saptanan vakalarımızda LDH yüksekliği anlamlı olarak sık idi. Düşük performans durum, anemi, hiperürisemi LDH yüksekliğini etkileyen bağımsız faktörler olarak saptandı. ALP yüksekliği vakalarımızın %25'inde saptandı. KC tutulumu, anemi, lökositoz, düşük performans durumda ALP yüksekliği anlamlı idi. Evre arttıkça ALP düzeyi de artmakta idi; fakat anlamlı değildi. Vakalarımızda hipogamaglobulinemi %16, hipergamaglobulinemi ise %38 oranında saptanırken; M protein artışı sadece 2 vakada gözlendi. Kadınlarda ve ALP yüksekliğinde hipogamaglobulinemi anlamlı olarak sık idi. Hipergamaglobulinemi, düşük evrelerde (evre I- H) ve normal hemoglobin değerlerinde anlamlı olarak sık bulundu.88 Vakalarımızda %68.5 tam remisyon elde edildi. İleri evre, düşük performans durum, anemi, B semptomları, kemik iliği tutulumu, splenomegali, hipogamagiobulinemi, trombositopeni tam remisyon oranım olumsuz etkileyen faktörler olarak bulundu. Bununla birlikte, LDH yüksekliği çalışmamızda anlamlılık sınırında idi. Klinik evre ve performans durum ise tam remisyon oranını etkileyen bağımsız faktörler idi. Nüks %2L6 vakada gelişti. İleri evre, lökositoz ve trombositopeni nüks oranını etkileyen önemli faktörler olup; aynı zamanda bağımsız faktörler olarak da saptandı. Vakalarımızda 5 yıllık hastalıksız sürvi %62 + 8 bulundu. Klinik evre, kemik iliği tutulumu, histolojik tip, lökositoz, trombositopeni ve hipogamagiobulinemi oranlan hastalıksız sürvi oranını etkileyen önemli faktörler olarak bulundu. Klinik evre hastalıksız sürvi oranını etkileyen bağımsız faktör olarak saptanırken (p=0.003); trombositopeni sıklığı da hastalıksız sürviyi etkileyen bağımsız faktör olma eğiliminde idi (p=0,058). Vakalarımızda 5 yıllık genel sürvi %67 + 6 bulundu. Yaş, Performans durum, histolojik tip grubu, tedavi sonucu, lökopeni genel sürvi oranım etkileyen önemli faktörler olarak bulundu. Tedavi sonucu, histolojik tip grubu genel sürvi oranını etkileyen bağımsız faktör olarak saptanırken (sırasıyla; p<0,001, p=0,006); hasta yaşı da, genel sürviyi etkileyen bağımsız faktör olma eğiliminde idi (p=0,062).