Tez No İndirme Tez Künye Durumu
127847 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
1960-1975 arası Türk melodram sinemasında kadının sunumu / Representing of woman in Turkish melodrama cinema through 1960-1975
Yazar:HASAN AKBULUT
Danışman: PROF. DR. SEÇİL BÜKER
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı / Güzel Sanatlar Eğitimi Bilim Dalı
Konu:Sahne ve Görüntü Sanatları = Performing and Visual Arts
Dizin:Film = Film ; Kadınlar = Women ; Melodram = Melodrama ; Sinema = Cinema ; Türk sineması = Turkish cinema
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2003
341 s.
ÖZET 1960-1975 ARASI TÜRK MELODRAM SİNEMASINDA KADININ SUNUMU Akbulut, Hasan Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Güzel Sanatlar Eğitimi Programı Danışman: Prof. Dr. Seçil Büker, Haziran 2003, 332+ viii sayfa Bu tez çalışmasının temel amacı, 1960-1975 arası yerli melodramlarda kadının sunumunu incelemektir. Toplumsal cinsiyet kategorilerinin kültürel olarak kurulduğu, inşa edildiği varsayımından hareket eden tez çalışması, sinemanın da içinde olduğu kültürel temsillerin bu kategorileri yeniden üretmede önemli bir işleve sahip olduğunu ve 1960-1975 yılları arasında yapılan melodram filmlerinin belli kadınlık ve erkeklik modelleri ürettiğini savlamaktadır. Çalışmada 1960-1975 yılları arasında yapılmış melodram filmlerinden, gişe başarısı yapmış ve halen izlenen on film seçilerek, Fransız göstergebilimci Greimas'ın geliştirmiş olduğu anlatı çözümleme yöntemi ile çözümlenmiştir. Bu filmler şunlardır; Bir Demet Yasemen (Hulki Saner, 1961), Akasyalar Açarken (Memduh Ün, 1962), Sürtük (Ertem Eğilmez, 1965), Samanyolu (Orhan Aksoy, 1967), Sevemez Kimse Seni (Ertem Eğilmez, 1968), Aşk Mabudesi (Nejat Saydam, 1969), Kara Gözlüm (Atıf Yılmaz, 1970), Bütün Anneler Melektir (Orhan Aksoy, 1971), Tatlı Dillim (Ertem Eğilmez, 1972), Bir Demet Menekşe (Zeki Ökten, 1973). Bu çözümlemelerin sonuçları, melodram filmlerinde kadınların özerk bir özne olarak değil, edilgen, güçsüz, çaresiz, yalnız, erkeğe bağımlı bir nesne olarak konumlandırıldığını; kadının erkeğin bakışına göre tanımlandığını; kadınların kamusal alandan dışlandığını; filmlerin derin yapılarının, kadın olmakla ilgili olduğunu göstererek, bu filmlerin yeniden ürettiği kadınlık modellerinin cinsiyetçi ve 'ataerkil' bir yapıda olduğunu açığa çıkarmıştır.
ABSTRACT REPRESENTING OF WOMAN IN TURKISH MELODRAMA CINEMA THROUGH 1960-1975 Akbulut, Hasan Unpublished Doctorate Thesis (Ph.D), Fine Arts Education Advisor: Prof. Dr. Seçil Büker June 2003, 332+ viii p. The main aim of this thesis is to examine the representing of woman in Turkish melodrama cinema, through 1960-1975. The thesis is based upon hypothesis that the identities of gender are constructed on cultural basis. This hypothesis also considers the cinema as a part of cultural representations that have been used as a function of representing (process) these gender categories. My argument is that the melodrama films, which were made through 1960-1975, produced some models of womanhood and manhood. For this purpose, ten films, which were made through 1960-1975, have been chosen and analysed on the basis of semiotics models that are developed by French semiotician Greimas. These films are; Bir Demet Yasemen (Hulki Saner, 1961), Akasyalar Açarken (Memduh Ün, 1962), Sürtük (Ertem Eğilmez, 1965), Samanyolu (Orhan Aksoy, 1967), Sevemez Kimse Seni (Ertem Eğilmez, 1968), Aşk Mabudesi (Nejat Saydam, 1969), Kara Gözlüm (Atıf Yılmaz, 1970), Bütün Anneler Melektir (Orhan Aksoy, 1971), Tatlı Dillim (Ertem Eğilmez, 1972), Bir Demet Menekşe (Zeki Ökten, 1973). The thesis points out that the women in melodramas, are situated not as 'autonomous subject' but as a passive, desperate, weak, lonely object, who are totally dependent on male characters in the films. And the women are also identified from male point of the view and excluded from public sphere. In conclusion, the deep structure of the films brought out the models of womanhood reproduced in these films are sexist and patriarchal. VI