Tez No İndirme Tez Künye Durumu
253377
Abdülkâdir Töre Koleksiyonu 3 numaralı Ayin Defteri ve bilinmeyen iki âyin notası / The Collection of Abd al-Kadir Tore, the third book containing mevlevi ceremonies and two unknown mevlevi ceremonies note
Yazar:İBRAHİM İSKENDER PEKGEÇGİL
Danışman: YRD. DOÇ. DR. FATMA ADİLE BAŞER
Yer Bilgisi: Sakarya Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Folklor ve Müzikoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Müzik = Music
Dizin:Bestekarlar = Composers ; Güfte mecmuası = Lyrics magazine ; Müzik = Music ; Müzik eserleri = Music works ; Nota = Note ; Töre, Abdülkadir = Töre, Abdülkadir ; Türk müziği = Turkish music
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
407 s.
Türk musıkisi eserlerinin sadece güfte yönüyle "Güfte Mecmuaları" şeklinde tertiplenmesibilindiği gibi esas kabul edilmiştir. Musıki kültürümüzde notanın benimsenmeyişi, eserlerinmeşk yoluyla öğretilmesi ve bu yolla gelecek nesillere aktarılması yöntemi, birçok eserinkaybolmasına sebep olmuştur. Bu durum, günümüz müzikoloji çalışmaları açısından musikimizeserlerini içeren notalı eserlerin ve nota kolleksiyonlarının önemini kat kat arttırmaktadır.Geçmiş dönemlerde hazırlanmış eserlerin tespiti, günümüz nota sistemine aktarılarakgüftelerinin tanıtılması, Türk müzikolojisi bakımından hayati önem taşımaktadır.Abdülkâdir Töre'nin (1873-1946) kendi el yazısı ile hazırlamış olduğu dinî ve dindışı musikieserlerini içeren nota kolleksiyonu, Türk musıkisinin sayılı büyük nota kolleksiyonlarındandır.Bu kolleksiyon daha sonra Töre'nin öğrencisi Ekrem Karadeniz'e intikal etmiş, daha sonraSüleymaniye Kütüphanesi'ne Karadenizin vefatından sonra ailesi tarafından bağışlanmıştır. Buyüzden söz konusu kollleksiyon Töre'nin en sadık ve onun çalışmalarını en iyi derecededeğerlendirmeyi bilen Karadeniz adıyla da anılmaktadır. Ancak kolleksiyon aslen Töre'ye aitolduğundan biz bu adla kullanmayı emeğin asıl sahibine hürmeten tercih ediyoruz. Töre'ningerek eski musıki eserlerini, gerekse kendi döneminde bestelenen eserleri bizzat notaya almaksuretiyle oluşturduğu bu değerli birikim, kendi döneminin musıki varlığını kayda geçirmeyeçalışan sağlam bir şuur ve iradeyi sergilemektedir. Bu sayede eser kayıplarının bir miktarönüne geçilmesi mümkün olmuştur. Nitekim çalıştığımız defterde tespit ettiğimiz notasıbilinmeyen ve neşredilmemiş iki Mevlevî Âyini, yukarıda sözünü ettiğimiz musıki kayıplarımızınönlenmesi hususuna açık bir delil teşkil etmektedir.Tezimiz Abdülkâdir Töre nota kolleksiyonunun üç nolu defteridir. Defter içeriğinde bulunan ondokuz Mevlevî âyini bir yandan günümüz notasına aktarılmış, diğer yandan güftelerinintranskripsiyonu gerçekleştirilmiştir. Mevlevî Ayinlerinin günümüz notasına aktarılmasıyla Türkdin musıkisi repertuarının hem müzikolojik, hem de icra alanları bakımından sağlam birkaynakla pekiştirilmesi mümkün kılınmıştır.Diğer taraftan çalışmamızın en önemli semeresinin, günümüze kadar gelemediği varsayılanSalih Dede'ye ait Şedaraban Mevlevî Âyini Şerîfi ile Mudanyalı Mustafa Câzim Dede'ninHicazkâr Âyin-i Şerîfi'nin musıki repertuarımıza yeniden kazandırılması olduğunu kuvvetlebelirmek isteriz. Bu tespitimizin en kısa sürede musıkî mahfillerindeki icrasını ve eserlerüzerinde yeni müzikolojik çalışmaların yapılmasını temenni ediyoruz.Defterde yer alan diğer Mevlevî Âyinleri ise notaları çeşitli yayın ve kolleksiyonlarda mevcutbulunan eserlerdir. Ancak notaya alındığı dönemin musıki okuyuş özelliklerini yansıtmasıbakımından sağlam biresr varyant olarak musıki sanat ve bilim dünyasına sunulmuş bulunuyor.Abdülkâdir Töre gibi gerek bestekârlık, gerek icracılık, gerekse musıki teorisyenliği yönleriyledevrinin musıki otoritesi olarak yüksek kabul görmüş bir zatın, dillere destan notaya almadakititizliği göz önüne alındığında bu Âyin varyantlarının kaynak değeri bir kat daha önemarzediyor. Bu Âyin-i şerif notalarının diğer varyantlarla karşılaştırılması ve musıkimizdekivaryant dediğimiz musıki farklılıklarının ortaya konulması meselesi de umarız Mevlevî Âyinirepertuarını zenginleştireceği gibi Türk musıkisi repertuarına da ufuk açacaktır. AbdülkadirTöre, meşhur Nühüft Mevlevî Âyini Şerîfi bestecisinin bugüne kadar zannettiğimiz gibiHüseyin Dede değil Bursevî Mustafa Câzim Dede'ye ait bir eser olduğunu belirtiyor. Töre'ninbu ikazını da musıki tarihimiz bakımından dikkate alınacak önemli bir not olarak eklemekisteriz.
Since instead of written sings that represent a musical sound, mesk (practicing) was used inour music culture, many works of music were lost. For this reason, searching collections ofmusical works written in the past and their adaptations to modern musical note system is vitalto bridge the gap between past and today`s musical works and culture.The collection of musical works written by Abd al-Kadir Tore`s personal hand writing in theearly twentieth century is really important for its role in collecting of ancient works of music,prevention of their lost and reaching past of our musical heritage. With this study we aim toadapt the eighteen Mevlevi ceremonies in the third book of the collection of Abd al-Kadir Toreto the modern musical note system, to latinize their lyrics and to compare with otherceremonies in different collections.As a result of this study we found two new Mevlevi ceremonies not known in the literature yet.One of them is named Sedaraban Mevlevi Ceremony composed by Salih Dede and the other isnamed Hicazkar Mevlevi Ceremony composed by Mudanyali Mustafa Cazim Dede. We foundout that the other sixteen ceremonies in the collection are more or less different from theceremonies written in other collections. Furthermore we conclude that contrary to commonbelief Nuhuft Mevlevi Ceremony`s composer is not Husayn Dede but is Mustafa Cazim Dede.