Tez No İndirme Tez Künye Durumu
575597
A feminist subversion of gender binarism on cyborgian grounds through a critical analysis of cyberpunk fiction: Mary Shelley's Frankenstein and Marge Piercy's Body of Glass / Marry Shelley'nin Frankensteın'ı ve Marge Piercy'nin Body of Glass'ında cinsiyet ikiliğinin siberfeminist açıdan yıkılması
Yazar:DENİZ GÖKSU
Danışman: DOÇ. DR. DÜRRİN ALPAKIN MARTİNEZ CARO
Yer Bilgisi: Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
Konu:İngiliz Dili ve Edebiyatı = English Linguistics and Literature
Dizin:Feminizm = Feminism ; Piercy, Marge = Piercy, Marge ; Shelley, Mary = Shelley, Mary ; İngiliz edebiyatı = English literature
Onaylandı
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
91 s.
Bu tezin amacı Mary Shelley'nin Frankenstein ve Marge Piercy'nin Body of Glass isimli feminist siberpunk romanlarında siborgların sosyal olarak oluşturulmuş insanlık ve cinsiyet kalıplarıyla ilgili ikilikleri sorunsallaştırması bağlamındaki insansonrası özne rolünü incelemektir. Hümanizmin çöküşüyle beraber, Aydınlanma Çağı'nın varsayımları insansonrasıcı akademisyenler tarafından sorgulanmaya başlanmıştır. İnsan olmanın anlamının problemleştirilmesi, cinsiyet kategorilerinin ve geleneksel ikiliklerin yapaylığını açığa çıkarmıştır. Siborg Manifestosu'nda Haraway, ikili karşıtlıklara meydan okuyarak yeni bir kimlik füzyonunu savunur. Haraway'in siberfeminist kuramı bir yandan insan olmanın ne demek olduğunu tartışırken; diğer yandan feministler için özgürleştirici kimlik oluşumlarına fırsat tanımaktan ve ataerkinin heteronormatif kalıplarından kurtulmanın kaçış yollarından bahseder. Hem ilk bilim-kurgu romanı hem de siberpunk türünün öncüsü olarak kabul edilen Frankenstein, Batılı bilim adamı Victor ile insansonrası kabul edilen canavar arasındaki ilişkiyi yapısökümcü bir şekilde ortaya koymasıyla yirmi birinci yüzyıl okuruna siborg bakış açısından bir okuma yapmasına olanak sunar. Benzer şekilde, Piercy'nin romanı, Frankenstein'a atıfta bulunarak Avram Stein adlı bilim adamı ve onun yarattığı siborg olan Yod arasındaki yaratıcı-yaratık ilişkisini siborg kuramının ilkelerini feminist kuramcıların mit yaratma emelleriyle birleştirir. İki romanın bir arada incelenmesi kadınların kendilerine tekno-bilim alanlarında yer edinmesi bağlamında yaratılan kalıpların yıkılması için kaçış yolu sunmaktadır.
The aim of this thesis is to explore the transgressive role of cyborg as a posthuman subject in feminist cyberpunk fiction in destabilizing the socially constructed binarisms concerning humanness and gender stereotypes in Mary Shelley's Frankenstein and Marge Piercy's Body of Glass. With the fall of Humanism, the taken-for-granted assumptions of Enlightenment mindset have begun to be unsettled by posthumanists. The problematization of what it means to be human set the ground for elucidating the artificiality of phallogocentric categories and thereby transgressing the borders of conventional dichotomies. In "A Manifesto for Cyborgs", Haraway challenges binary oppositions and advocates a new fusion of identity. Her cyborg theory not only facilitates a territory for the discussion of humanness, it provides a new space for feminists to articulate possibilities of liberatory identity formations and escaping the heteronormative stereotypes of the patriarchal discourse as well. Regarded as the first science fiction novel and identified as a proto-cyberpunk novel, Frankenstein presents the relationship between the Western male scientist Victor and the posthuman monster in a subversive fashion which enables a cyborgian reading of the nineteenth century text from the lenses of a twenty first century reader. Similarly, Piercy's work combines the elements of the cyborg theory with feminist agenda of revisionary mythmaking based on the relationship between Avram Stein and his cyborg Yod with reference to Frankenstein. The juxtaposition of these works enables insights about the possibilities of subverting binarisms that serve to exclude women from technoscientific areas.