Tez No İndirme Tez Künye Durumu
738174
Selçuklular Döneminde Bağdâd'da mezhep mücadeleleri (1055-1152) / Sectarian struggles in Baghdad during Seljuks Period (1055-1152)
Yazar:SUAT KAYMAK
Danışman: PROF. DR. AYDIN USTA
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Abbasiler = Abbasids ; Irak-Bağdat = Iraq-Baghdad ; Mezhepler = Sects ; Orta Çağ = Middle Ages ; Selçuklular = Seljuks ; Selçuklular Dönemi = Seljuks Period
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2022
363 s.
Hz. Peygamber'in (öl. 11/632) vefatından sonra başlayarak X. yüzyıla kadar Müslümanlara arasında muhtelif sahalar yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle siyasî, itikâdî ve fıkhî mezhepler ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Günümüz mezhepler tarihçilerinin tasniflerine göre İslâm mezhepleri siyasî, itikâdî ve fıkhî olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Siyasî etkenlerle Hâricî ve Şîa (Şiîlik) mezhepleri ortaya çıkmıştır. İtikâdî mezhepler, iman esaslarına dair ihtilaflardan doğan fırkalardır. Bunlar; Cebriyye, Kaderiyye, Mürcie, Mu'tezîle, Kerrâmiyye, Ehl-i Sünnet'in Eş'ariyye, Mâturîdiyye, Selefiyye gibi fırkalarıdır. Dinî hayat ve hukukî işlerle ilgili ihtilaflar sonucunda da fıkhî (amelî) mezhepler ortaya çıkmıştır. Sünnîliğin alt kolları olarak tanımlanan Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri fıkhî fırkalardır. İslâm dünyasının muhtelif bölgelerinde taraftar bulan söz konusu mezheplerin, günümüzde de mensupları bulunmaktadır. Bunların dışında bugün mensubu bulunmayan Sünnî mezhepler de vardı: Hasan el-Basrî mezhebi, İbn Şübrüme mezhebi, İbn Ebû Leylâ mezhebi, Evzâî, Süfyânî Sevrî mezhebi, Leys b. Sa'd mezhebi, İbn Râhûye mezhebi, Ebû Sevr mezhebi, Zâhiriyye, Taberî'nin mezhebi. Ayrıca Zeydiyye ve Ca'feriyye gibi Şiî fıkıh mezhepleri de mevcuttu. Bağdâd şehrinde Ortaçağ'da söz konusu mezheplerden Şîa, Sünnîliğin Hanefî, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî ve bunlarla bütünleşen Mu'tezile, Eş'ariyye, Mâturîdiyye, Selefiyye gibi itikâdî mezhepler, yine Zâhirî, Süfyânî Sevrî mezhebi ve Taberî mezhebi mensupları mukimdi. Selçuklu döneminde ise şehirde yoğunluk sırasına göre Hanbelî, Şâfiî ve Hanefî mensupları ağırlıklı olarak yaşamaktaydı. Ayrıca bireysel olarak Mâlikî, Mu'tezilî ve Zâhirî müntesipleri de ikamet etmekteydi. Şehirdeki Şiîler ise büyük oranda İmâmiyye Şîası'na mensuptu. Bağdâd'ın mezhebî açıdan kozmopolit yapısı, mezhepler arasında görüş ayrılıklarını da beraberinde getirmiştir. Tarihsel süreçte özellikle 334/945 yılından itibaren Bağdâd'da hâkim olan Şiî Büveyhîler döneminde Sünnî-Şiî fizikî çatışmalar yoğun olarak yaşanmıştır. Çatışmaların temel nedenleri şunlardır: Şiîlerin Hz. Ali dışındaki halifeler ile sahâbeye sövmeleri ve hareket etmeleri; farklı ezan okuma usulü; Şiîlerin Âşûrâ matemi ve Gadîr-i Humm Bayramı ile Sünnîlerin Mus'ab b. ez-Zübeyr matemi ve Yevmü'l-Gâr Bayramı'nda sergiledikleri âdetler ve tavırlar; özellikle Şiîlerin hâmileri Büveyhîlerin desteğini alarak Sünnîlere karşı üstünlük elde etme çabaları. Çatışmalarda pek çok insan hayatını kaybetmiş, yaralanmış, kitaplar, evler ve şehirler tahrip edilerek İslâm medeniyetine ciddi zararlar verilmiştir. Ayrıca grupların birbirlerine daha da düşman olmasına neden olmuştur. İki grup arasındaki çatışmalar, Selçukluların 447/1055 yılında şehre hâkim olmalarına kadar devam etmiştir. Sünnî Selçukluların gelişi ile Şiîlerin sindirildiği ve otoritenin desteğiyle Sünnîlerin güçlendiği anlaşılmaktadır. Nitekim Büveyhîler dönemine nazaran Sünnî-Şiî çatışmaları büyük oranda nihayete erdirilmiştir. Ancak Selçuklu otoritesinin zayıflaması ile zaman zaman Şiîlerin mücadeleye girdiği de görülmektedir. Hanefî mezhebine mensup Selçuklular ile birlikte Sünnî mezhepler hâkim konuma yükselmiş, idarî, ilmî ve kültürel manada gelişim göstermişlerdir. Nitekim özellikle şehirde inşa edilen medreseler aracılığı ile Şâfiî, Hanefî ve Hanbelî mezhebinin gelişimi ve yayılımına katkı sağlanmıştır. Ayrıca medreseler vasıtasıyla Şiî düşüncesine karşı ilmî manada da mücadele edilmiştir. Bu dönemde Bağdâd'da üç Sünnî mezhepten de birçok önemli mezhep âlimi faaliyet göstermiştir. Selçuklular döneminde özellikle itikâdî mezheplerden kaynaklı Hanbelî-Mu'tezilî, Hanbelî-Eş'arî ve Eş'arî-Mu'tezilî çatışmaları da yaşanmıştır. Ayrıca nadiren Hanefî-Şâfiî çatışması da görülmektedir. Selçuklu idaresi bu durumlarda bir mezhebi desteklemek yerine olayları yatıştırmak amacıyla dengeli bir siyaset uygulamıştır. Abbâsî halifeleri Şîa karşısında Sünnîleri desteklemekle Sünnîler arasında genellikle dengeli bir politika izlemişlerdir. Bununla birlikte dönemin halifelerinin Şâfiî veya Hanbelî mezheplerine mensup oldukları anlaşılmaktadır. Selçuklular döneminde Bağdâd'daki mezhep mücadelelerinin konu edildiği bu çalışmanın ilk bölümünde dönemin Bağdâd'ında mezhebî yapı, ikinci bölümünde Abbâsî halifeleri ile Selçuklu sultanlarının mezheplere yaklaşımı ve ilişkileri, üçüncü bölümünde dönemin Bağdâd'ında düşünce iklimi ve mezheplerin fikrî mücadeleleri ve dördüncü bölümde ise dönemin Bağdâd'ında meydana gelen fizikî çatışmalar incelenmektedir.
Beginning after the death of the Prophet (d. 11/632), until the Xth century, political, theological and legal sects emerged and developed because of differences in opinion among Muslims in various fields. According to the classifications of today's sect historians, Islamic sects are divided into three groups: political, creed and fiqh (Islamic jurisprudence). The Khārijite and Shī'a sects emerged because of political reasons. Creed sects are sects that arise from disagreements on the principles of faith. These sects are the Jabriyya, Kadariyya, Murji'a, Mu'tazila, Karrāmiyya, and the sects of Ahl al-Sunnah such as Ash'ariyya, Māturīdiyya and Salafiyya. As a result of conflicts related to religious life and legal affairs, fiqh sects emerged. The Hanafī, Mālikī, Shāfi'ī and Hanbalī sects, which are defined as the sub-branches of Sunniism, are fiqh sects. These sects, with supporters in various parts of the Islamic world, still have members today. Apart from these, there were also Sunnī sects that no longer exist: the Hasan al-Basrī, Ibn Shubruma, Ibn Abū Laylā, and Awzā'ī, Sufyānī Thawrī sects, the sect of Lays b. Sa'd, the sect of Ibn Rāhūyya, the sect of Abū Thawr, Zāhiriyya, and the sect of Tabarī. There were also Shi'īte fiqh sects such as the Zaidiyya and Ja'fariyya. In medieval Baghdad there were sects including the Shī'a, and also the Sunnī sects: Hanafī, Mālikī, Shāfi'ī, Hanbalī, creed sects such as the Mu'tazila, Ash'arī, Māturīdī, Salafiyya, and members of the Zāhirī, Sufyānī Thawrī sects and the Tabarī sect. In order of numbers, Hanbalī, Shāfi'ī and Hanafī members were predominantly living in the city during the Seljuk period. In addition, individual Mālikī, Mu'tazilī and Zāhirī followers were also residing. The Shi'ītes in the city were mostly members of the Imāmiyya Shī'a. The sectarian cosmopolitan structure of Baghdad brought differences of opinion among the sects. At this time, especially during the period of the Shi'īte Buwayhids who were dominant in Baghdad after 334/945, there were intense Sunnī-Shi'īte physical conflicts. The main reasons for the conflicts were as follows: The Shi'ītes cursing and disrespecting caliphs and companions other than Ali; Different azan reading methods; The customs and attitudes displayed in the 'Āshūrā mourning of the Shi'ītes and the feast of Ghadīr-i Khumm, and the Mus'ab b. al-Zubayr mourning of the Sunnis and the feast of Yawm al-gār; The Shī'a efforts to gain superiority over the Sunnis, especially by getting the support of the Buwayhids, the protectors of the Shi'ītes. Many people lost their lives and were injured in the conflicts; books, houses and cities were destroyed and serious damage was done to Islamic civilization. It also caused the groups to become even more hostile to one another. The conflicts between the two groups continued until the Seljuks dominated the city in 447/1055. It is understood that with the arrival of the Sunnī Seljuks, the Shi'ītes were suppressed and the Sunnis got stronger with the support of the authorities. In fact, Sunnī-Shi'īte conflicts were largely ended compared to the Buwayhid period. However, with the weakening of Seljuk authority the Shi'ītes sometimes re-ignited the struggle. Together with the Seljuks belonging to the Hanafī sect, the Sunnī sects rose to a dominant position and developed in administrative, scientific and cultural terms. In fact, the building of madrasahs in the city contributed especially to the development and spread of the Shāfi'ī, Hanafī and Hanbalī sects. In addition, a scientific struggle was fought against Shi'īte thought through the madrasahs. During this period, many important sectarian scholars from all three Sunni sects were active in Baghdad. During the Seljuks period, Hanbalī-Mu'tazilī and Ash'arī-Mu'tazilī conflicts, especially originating from creed sects, were also experienced. Moreover, Hanafī-Shāfi'ī conflicts were rarely seen. In these cases, the Seljuk administration applied a balanced policy in order to calm the situation, rather than supporting a sect. Abbāsid caliphs generally followed a balanced policy between Sunnis by supporting Sunnis against Shi'ītes. However, it is understood that the caliphs were members of the Shāfi'ī or Hanbalī sects during this period. In the first part of this study, which deals with the sectarian struggles in Baghdad during the Seljuks period, the sectarian structure at the time in Baghdad is examined. In the second part, the approach and relations of the Abbāsid caliphs and the Seljuk sultans to the sects is examined. In the third part, the climate of thought and the intellectual struggles of the sects at the time in Baghdad, and in the fourth part, the physical conflicts that took place at the time in Baghdad are examined.