Tez No İndirme Tez Künye Durumu
829913
Macarların göçü ve yurt tutuşu / Hungarian migration and conquest
Yazar:İBRAHİM YEŞİLYURT
Danışman: PROF. DR. MUALLA UYDU YÜCEL
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Macar tarihi = Hungarian history ; Macarlar = Hungarians
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
84 s.
Orta Çağ Avrupa'sının en önemli göç hareketlerinden biri olan Macar göçü ve yurt tutuşu, Vandalların Ren Nehri'ni geçmesiyle başlayan toplu kitlesel hareketlerin sonuncusu olarak değerlendirilebilir. Macar göçü aynı zamanda bozkır göçlerinin de önemli bir parçasıdır. Macarların kökeni, ilk defa onlardan bahseden kaynaklardan itibaren tartışılmış ve hâlâ tartışılmaya devam etmektedir. Eski tarihçiler, IX. yüzyıldan itibaren Macarları İskit, Hun, Türk, Başkırt, Avar ve Onogur etnonimleriyle anmış, onları bu etnolojik sınıflama içerisine almışlardır. XIX. yüzyıldan itibaren, modern yöntemlerle yapılan araştırmaların sonuçları, Macarları Ural milletleri sınıflandırmasına koymuş ve ilk yurtlarından ayrıldıktan sonra giderek artan bir şekilde Türk ve bozkır kültürü etkisine girdiklerini ortaya çıkarmıştır. Macarların Panonya'daki varlıkları da komşularından dil ve kültür olarak farklı olmaları nedeniyle akademik anlamda ilgi çekmiştir. Bu göçün nasıl olduğu ve yurt tutuşun nasıl gerçekleştiği üzerine birçok görüş, eski ve yeni tarihçiler tarafından ortaya atılmıştır. Bunlar göçün gerçekleştiği tarihler, amaçları, coğrafi sınırları, sosyolojik ve siyasî sonuçları üzerine olmuştur. Yeni metotlar ile yapılan araştırmaların sonuçları, göçün IX. yüzyıl sonlarında kademeli ve zorunlu bir şekilde gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Macar göçü, Árpád hanedanının epik bir ele geçirme macerasından çok, Doğu Roma İmparatorluğu ve Tuna Bulgar Kağanlığı arasındaki savaşların ve bununla bağlantılı olarak bozkırdaki Peçenek-Oğuz hareketlerinin bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Macar göçü ve Macarların kökenleri üzerine yaygın olan görüşlerin ve mitlerin kökenlerini aramak ve doğru olduğunu varsaydığımız bilgileri sorgulamak gerekmektedir. Bu bağlamda kaynakların birbirini etkilemeleri ve yazıldıkları sosyo-politik sebep önemlidir. Kaynakların hikâye ediliş şekilleri, takip ettikleri gelenekler, yaşanan olaylara coğrafî ve zamansal anlamda uzaklıkları, önyargıları, prestij ve meşruluk kaygıları tarih anlatısını etkilemektedir. Önyargı, dinî gerekçeler ve askerî anlamda düşman olmakla kendini gösterirken; meşruluk kaygısı, hanedanların kendilerini saygın bir soya dayandırmak istemeleri ve atalarının yaptığı işleri yüceltmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda konuyu, Macar tarihinin kendine has mitlerini ve önyargılarını fark ederek incelemek gerekmektedir.
Hungarian migration and the conquest of Panonnia can be considered as the last great population movements in medieval Europe which began with the Vandals crossing the Rhine. Hungarian migration is also an important part of steppe migrations. The origins of the Hungarians has been discussed since they appeared in ancient sources. Ancient historians used ethnonyms such as the Scythians, Huns, Turks, Bashkirs, Avars and Onogurs for Hungarians and had included them in this ethnological classification since the IXth century. Modern studies show that Hungarians are Uralic People and have gradually become influenced by Turkic and steppe culture after leaving their first homeland. The presence of Hungarians in Panonnia has also drew academic attention due to their linguistic and cultural differences from their neighbors. Various theories proposed by historians on how this migration happened and how the conquest took place. These theories focus on the chronology of migration, its aims, its objectives, its geographical limits, its sociological and political consequences. New studies have shown that the migration occured gradually and somewhat necessarily at the end of the IXth century. In this context, the Hungarian migration took place as a result of the wars between the Eastern Roman Empire and the Bulgarian Khaganate and the Pecheneg-Oghuz movements in the steppe, rather than an epic conquest adventure of the Árpád dynasty. It is necessary to investigate the origins of the common ideas and myths about Hungarian migration and the origins of Hungarians and to re-examine information we assumed to be true. In this context, it is important to know that the how historical sources have influenced one other and the socio-political context in which they are written. The way the sources are narrated, the historical narrative they follow, their geographical and temporal distance from the events, prejudices they had, prestige and legitimacy concerns is all important in this context. While prejudice is bears from religious background or just xenophobia and/or being militarily hostile to the object, the concern for legitimacy arises from the dynasties desire to link themselves on prestigious ancestry and to glorify the deeds of their ancestors. In this context, it is necessary to examine the subject while recognizing the unique myths and prejudices of Hungarian historical narrative.