Ülkemiz, tarihsel süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış, her uygarlık yaşadığı döneme dair, farklı sosyal ve kültürel izler bırakmıştır. Bu değerlerin korunması ilişkin, ilk olarak 1874 yılında Asar-ı Atika Nizamnamesi geliştirilmiş, sonrasında ise anıt ve eski eserleri korumaya yönelik farklı yasalar ve yönetmelikler geliştirilmiştir.Koruma kavramının anlaşılmaya çalışıldığı ilk dönemlerde, tarihi ve kültürel değerlerin zarar görmemesi için sadece muhafaza edilmesi söz konusu iken zaman içerisinde bu görüş değişmeye başlamıştır. Bu değerlerin korunmasının yanı sıra korunarak kullanılması, kullanılarak günlük yaşamın birer parçası olmaları için farklı çalışmalar yapılmaya başlanılmıştır.Kentsel tasarım ise ülkemizde yeni yeni uygulanmaya başlayan kent planlama ve mimarlık arasında yer aldığı vurgulanan bir mekân kurgulama sanatıdır.Bu çalışma kapsamında örnek kentsel koruma planları ve kentsel tasarım uygulamaları ayrı ayrı incelenerek, kent planlama hiyerarşisi bütününde yer alan bu iki kavramın birlikteliği araştırılmış, tarihi ve kültürel değerlerin, sokakların ve bir bütün olarak kentsel mekânların, CABE tarafından belirlenen kentsel tasarım ölçütlerine göre nasıl ele alındığı açıklanmıştır.Bu bağlamda koruma ve tasarıma ilişkin kavramsal açıklamalar yapılmış, Türkiye ve Dünya örnekleri incelenerek kentsel tasarım ölçütlerinin koruma planı kararlarına nasıl yansıdığı açıklanmıştır. Son olarak Beyoğlu İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının kentsel koruma ve kentsel tasarıma bakışı alınan kararlar doğrultusunda incelenerek, Beyoğlu İlçesi Koruma Amaçlı İmar Planı'nın kentsel tasarım uygulamalarına yönelik aldığı kararlarının, büyük ölçüde mekâna yansımadığı ve bugüne kadar daha çok parçacıl uygulamalar ile kentsel alanlara müdahale edildiği görülmüştür.
|