Tez No İndirme Tez Künye Durumu
668174
Osmanlı taşra idaresi: Kastamonu örneği (1839-1876) / Ottoman rural administration: Kastamonu case (1839-1876)
Yazar:ALPEREN YALÇIN BAZNA
Danışman: PROF. DR. AHMET ÖZCAN
Yer Bilgisi: Çankırı Karatekin Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:19. yüzyıl = 19. century ; Kastamonu = Kastamonu ; Kent tarihi = Urban history ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Osmanlı Dönemi = Ottoman Period ; Tanzimat = Tanzimat ; Taşra = Provinces ; Taşra teşkilatı = Provinces organization ; İdari yapı = Administrative structure
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2021
354 s.
Selçuklular ile birlikte Türk hakimiyetine geçen Kastamonu, zamanla Türk nüfusun yoğunlaştığı oldukça önemli yerleşim yerlerinden biri haline gelmiştir. 1461 yılında Osmanlı hakimiyetine geçen Kastamonu, önemine binaen kimi şehzade ve önemli üst düzey devlet görevlilerine tevcih edilmiştir. Bununla birlikte Kastamonu sancağı, 17. yüzyıldan itibaren zaman zaman arpalık ve zaman zaman da malikâne sistemi ile idare edildiğinden eski önemini kaybetmeye başlamıştır. Tanzimat Döneminde yapılan değişikliklerle Kastamonu sancağı 1846 yılında eyalete dönüştürülmüş böylece Osmanlı idari yapısı içerisindeki önemi yeniden artmıştır. Her ne kadar 1859 yılı sonlarında yapılan bir düzenleme ile Kastamonu, mutasarrıflığa dönüştürülmüş ise de bu durum Kastamonu'nun önemini kaybettiği anlamına gelmemelidir. Çünkü Bolu, Sinop, Viranşehir sancaklarından oluşan Kastamonu'ya 1863 tarihinde Çankırı sancağı da dahil edilerek sınırları daha da genişletilmiştir. 1867 yılına gelindiğinde ise Vilayet Nizamnamesi ülkenin pek çok yerinde olduğu gibi Kastamonu'da da uygulanmaya başlanmış ve Kastamonu vilayete dönüştürülmüştür. Vilayet dönüştürülen Kastamonu bu statüsünü tezimizin sınırını oluşturan 1876 yılına kadar devam ettirmiştir. Bu çalışmada yukarıda verilen açıklamalar çerçevesinde Kastamonu'nun Osmanlı hakimiyetine geçişinden 1876 yılına kadarki idari yapısı arşiv kaynakları, Takvim-i Vekayi, Salnameler, Kastamonu Şeriyye Sicilleri ve ilgili tetkik eserler temel alınarak incelenmiştir. Çalışmamızın ana amacı, Osmanlı taşra idaresinin özellikle Tanzimat Dönemi ile birlikte yapılan mülki ve mali reformalar çerçevesinde Kastamonu özelinde nasıl uygulandığını ortaya koymak olmuştur. Böylece merkez ile taşra arasındaki ilişkilerin seyri, bu bağlamda Tanzimat reformları ile birlikte merkezi otoritenin Kastamonu'da ne ölçüde uygulanabildiği ele alınmıştır. Ayrıca Kastamonu'da yapılan teftişlerin, açılan yolların ve çekilen telgraf hatlarının merkezi otoritenin teminindeki rolü ve önemi üzerinde durulmuştur.
Under the reign of Turks since the Seljukids, Kastamonu has been one of the important cities where Turkish population increased in time. Conquered by the Ottomans in 1461, it was granted to some princes and high ranked bureaucrats due to its significance. Besides, it began to lose its influence since the 17th century because the city was governed sometimes by arpalık and sometimes by malikâne system. With the changes during the Tanzimat, it was transformed to a province in 1846 and its influence within the Ottoman administration increased once more. Even though it was made a mutasarrıf in 1859, it does not mean that its importance decreases because its borders were broadened after the sanjak of Çankırı was attached to Kastamonu in 1863 which had been comprised of Bolu, Sinop and Viranşehir sanjaks. In 1867, the vilayet law began to be applied in Kastamonu just as in other provinces and it became a city. This status continued until 1876 which is the scope of our dissertation. Based on archives, Takvim-i Vekayi, Salnames, Kastamonu Şer'iyye Sicills (court records) and relevant surveys, the administrative structure of Kastamonu until 1876 is examined in this study within the frame of above definitions. The main goal of our dissertation is presenting how Ottoman rural administration was applied in Kastamonu with property and economic reforms. In this regard, it examines the course of relation between the province and Istanbul and to what extent the Tanzimat reforms could be applied by the central government. Besides, the role and the significance of the inspections, the constructed roads and the drawn telegraph lines within providing the authority are dwelt on.