Tez No İndirme Tez Künye Durumu
622603
Neoclassical realism in Israeli-palestinian conflict: A case study of the Oslo peace process, 1993-1995 / İsrail ve Filistin çatışmasının neoklasik gerçekçilik bağlamında incelenmesi: Oslo barış süreci vaka çalışması 1993-1995
Yazar:HASAN UMUR ERDEN
Danışman: DR. ÖĞR. ÜYESİ SERHUN AL
Yer Bilgisi: İzmir Ekonomi Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı / Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Konu:Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin:Arap-İsrail çatışması = Arabian-İsrael conflict ; Filistin = Palestine ; Filistin-İsrail ilişkileri = Palestine-Israeli relations ; Filistin-İsrail sorunu = Palestine-Israeli conflict ; Oslo Anlaşması = Oslo Agreement ; Yeni dünya düzeni = New world order ; Yeni gerçekçilik = Neorealism ; İsrail = Israel
Onaylandı
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
155 s.
Bu çalışmada, Oslo Barış Anlaşmalarının başarısız olma nedenleri neoklasik gerçekçilik bağlamında incelenmiştir. 5 Haziran 1967'de patlak veren ve İsrail'in zaferi ile sonuçlanan Arap-İsrail savaşı, bölgedeki güç dengesinde köktenci bir değişime neden olmuştur. Değişen statüko ve tehdit algısı nedeniyle bağımsız bir Filistin Otoritesi ortaya çıkmış ve bölgedeki çatışma dinamiğini yeniden şekillendirmiştir. Bunun yanında, 1980'lerde patlak veren uluslararası sistem krizi nedeniyle tehditlerin belirsiz bir hal alması sonucunda, maddi güç kapasitesi bakımından zayıf olan asimetrik tehditler kaynaklarını en üst düzeye çıkarma fırsatı bulmuşlardır. Sonuç itibariyle, 1987'de İntifada patlak vermiştir. Israil içinde ekonomik ve güvenlik krizleri ortaya çıkmıştır. Bunun yanında, Ortadoğu'da yükselişe geçen radikal devletler ve onların devlet-dışı çevre aktörleri, Israil'in güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmuşlardır. En önemlisi, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile birlikte değişen dünya düzeni, İsrail'in işgal ettiği toprakları yönetemeyeceği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Tehdidin dengelenmesini sağlamak veya çeşitlenmesini engellemek adına başta sistemsel olarak ve sonrasında iç dinamikler yolu ile İsrail barış görüşmelerine teşvik edilmiştir. 1993'de Prensiplerin Deklarasyonu ve 1995' de Oslo II Anlaşması Israil ve Filistin arasında imzalanmıştır. Filistin Otoritesi, İsrail tarafından meşru bir aktör olarak kabul edilmiş ve barışa olan inanç güçlenmiştir. Lakin, 1995' de Yitzhak Rabin' in suikasta uğraması süreci dondurmuştur ve Likud partisinin iktidara gelmesi ile birlikte süreç çıkmaza girmiştir. İncelemelerin sonucunda, Oslo Barış Anlaşmalarının sistemsel baskıların zayıf olması ve taraflar arasında güç eşitsizliğinin giderilmemesi sonucunda süreç tarafların güvenlik ve çıkar eksenli beklentilerini karşılamamıştır. Buna karşın, liderlerin sürece doğrudan müdahalesi sonucu, süreç kısa vadeli olarak başarıyla sürdürülmüştür lakin sistemik baskılar uzun vadede sürecin ana belirleyici olmuş ve çökmesine yol açmıştır.
The purpose of this study is to examine the reasons for the failure of the Oslo peace process (1993-1995) through the neoclassical realist framework. After the 1967 war, Israel's triumph manufactured substantial turmoil in the balance of power and threat perceptions. A separate Palestinian Authority emerged due to the changing status quo, and new-born identity reshaped the dynamics of Arab-Israeli conflict. In the 1980s, the international system crises erupted in which threats became murky, and relatively weaker —non-states— actors found great opportunity to maximize their material capabilities. Subsequently, the intifada erupted in 1987, and the Palestinians threatened Israeli existence in the occupied territories as well as inside the green line. The transition period in the international system and the escalation in radical threats revealed the fact that Israel could no longer rule the occupied territories. At the end of the cold war, the US launched a "new world order" based on her hegemony in world politics. With the broad support of the US, the Declaration of Principles in 1993 and the Oslo II Agreement in 1995 were signed between Israel and Palestine. However, the assassination of Yitzhak Rabin caused a deadlock in the Oslo Accords. In the light of evidence, the limited international pressures, and unbalanced relative material power of the parties resulted in the fragmentation of the Oslo peace process. Temporarily, the peace process persevered due to explicit intervention by leaders, yet permanently, systemic factors became the foremost determinant of the process and ultimately led to its collapse.