Tez No İndirme Tez Künye Durumu
166644 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
A simulation-based decision support tool for economical materials management system in the construction industry / İnşaat sektöründe ekonomik malzeme yönetim sisteminin seçimi için simulasyon tabanlı karar destek modeli
Yazar:GÜL POLAT
Danışman: YRD. DOÇ. DR. MEHMET UĞUR MÜNGEN ; PROF. DR. DAVİD ARDİTİ
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Konu:İnşaat Mühendisliği = Civil Engineering
Dizin:
Onaylandı
Doktora
İngilizce
2005
259 s.
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE EKONOMİK MALZEME YÖNETİM SİSTEMİNİN SEÇİMİ İÇİN SİMULASYON TABANLI KARAR DESTEK MODELİ ÖZET Yüklenici inşaat firmaları kar amacı güden organizasyonlardır; bu nedenle, birincil amaçlan, toplam inşaat maliyetini mümkün olduğunca azaltmaktır. Toplam inşaat maliyeti, dolaylı inşaat maliyeti ve malzeme, işçilik ve ekipman maliyetlerinden meydana gelen dolaysız inşaat maliyetinin toplamından oluşmaktadır. Malzeme maliyeti, dolaysız inşaat maliyetinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Malzeme maliyetinin toplam inşaat maliyeti içindeki oranı projeden projeye farklılıklar göstermektedir. Örneğin, konut projelerinde malzeme maliyeti toplam inşaat maliyetinin %43'ünü oluşturmaktadır. Malzeme ve ekipman maliyeti ise, yaklaşık olarak toplam proje bedelinin %50-60'ını oluşturmaktadır. Bunun yanısıra, inşaatın devamı için gerekli olan malzemenin üretime gireceği anda şantiyede bulunmaması inşaat projelerinin gecikmesine sıklıkla sebep olmaktadır. Açıkça görüldüğü üzere, yüklenici inşaat firmalarının karlılıklarını ve performanslarını arttırabilmelerinde, inşaat malzemelerinin gerek tedarikçinin depo alanından şantiyeye gelene kadar geçen süreçte gerekse de şantiye içinde üretime girene kadarki süreçte düzgün olarak yönetilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Malzeme yönetiminde performansın arttırılabilmesi için uygulanması önerilen yaklaşımlardan bir tanesi, malzemelerin küçük partiler halinde şantiyeye sıklıkla temin edilmesi ve bu yöntemle stokların azaltılmasıdır. Bu yaklaşımda dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, malzemenin ihtiyaç duyulduğu anda şantiyede bulunmasını sağlarken stok seviyesini azaltmaktır. İmalat sektöründe sözkonusu yaklaşımı kabul eden ve malzeme yönetiminde en yaygın olarak uygulanan kavramlardan bir tanesi, 1950'lerin başında Japonya'da ortaya çıkmış olan, aynı zamanda stoksuz üretim (ZIP) ve Toyota üretim sistemi (TPS) olarak ta bilinen tam zamanında yönetim (JIT) yaklaşımıdır. JTT, herhangi bir malzemeye, ham maddeden son ürüne dönüşene kadarki süreçte, her türlü israfı düzenli olarak azaltarak değer katmayı amaçlayan bir üretim ve nakliye felsefesidir. JIT, inşaat sektöründe, doğru malzemenin, doğru miktarda ve kalitede, üretim için doğru zamanda, bir başka deyişle, malzemenin üretime gireceği gün veya ondan bir gün önce şantiyede haza bulunmasını sağlayarak düzgün bir üretim akışını başarmayı hedeflemektedir. Özet olarak, JIT yaklaşımın kullanıldığı üretim ortamında, ham madde veya yan mamul tam ihtiyaç duyulduğu anda hazır olacak şekilde üretilir veya temin edilir. JIT'in imalat sektöründeki başanlı uygulamalarının, ürün kalitesini, çalışanlarının motivasyonunu, işçilerin katılımını ve firmaların rekabet avantajını arttınrken bir ürünün yapım süresini, hatalı üretim oranını, stok seviyesini, stok için gereken boş alan ihtiyacını ve toplam maliyetleri azalttığı saptanmıştır. JIT yaklaşımı imalat sektöründe olduğu gibi inşaat sektöründe de basan ile uygulanmaktadır. JIT yaklaşımının inşaat sektöründe basan ile uygulanması sonucunda verimliliğin %7-10 oranında arttığı gözlenmiştir. xxiiiJIT yaklaşımının kullanılması hem imalat hem de inşaat sektöründe pek çok avantaj sağlamakla birlikte bazı dezavantaj lan da beraberinde getirmektedir. Stokların azaltılması stok maliyetinin azalmasına sebep olurken, stok tutmanın getirdiği bazı yararlan da ortadan kaldırmaktadır. Stok tutmanın avantajlarından bazılan şunlardır: üretim zincirinin sonundaki aktiviteleri kendilerinden önceki aktivitelerin belirsizliklerinden korumak, ani ve tahmin edilemeyen bir malzeme ihtiyacının doğması halinde bu ihtiyacın stoktan hemen karşılanarak üretimin düzgün ve aksaksız bir şekilde devam etmesini sağlamak, büyük miktarda malzeme satın alınması durumunda nakliye bedelinin önemli ölçüde azalması, ve büyük miktalarda malzeme satın alınması halinde malzeme birim fiyatında önemli ölçüde indirim imkanından faydalanılmasıdır. Yakın zamanda tamamlanmış olan bir araştırma, özellikle gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan özel durumlar altında, malzeme yönetiminde JIT yaklaşımının toplam envanter maliyetini geleneksel (JIC) yaklaşıma kıyasla %4,4 arttırdığını göstermektedir. Sözkonusu özel durumlar; malzeme ve süre israfına sebep olan tedarik zincirindeki belirsizlikler, yüksek fiyat artış oranı, yüksek nakliye maliyeti, ve büyük miktarda malzeme alınması durumunda malzeme birim fiyatında önemli ölçüde indirim yapılmasıdır. JIT ile JIC arasında temel olarak iki önemli fark bulunmaktadır. Bunlar bolluk miktan ve parti hacmidir. Bolluk miktannı (büyük, orta veya küçük) etkileyen en önemli faktörlerden biri, yüklenici inşaat firmasının tedarik zincirindeki belirsizlikleri ve değişkenlikleri yönetmek amacıyla benimsediği planlama yaklaşımıdır (iyimser, nötr veya kötümser). Parti hacmi (büyük veya küçük) ise şantiyeye getirilen malzeme miktan ile ihtiyaç duyulan malzeme arasındaki fark ile doğrudan orantılıdır. Bu nedenle, bir yüklenici inşaat firması, projenin daha en başında, bolluk miktan (büyük, orta veya küçük), planlama yaklaşımı (iyimser, nötr veya kötümser), ve parti hacmi (büyük veya küçük)'ne bağlı olarak değişen 18 malzeme yönetim alternatifinden birini seçebilir. Bu nedenle, bir yüklenici inşaat firmasının en düşük toplam envanter maliyetini oluşturacak malzeme yönetim sistemini herhangi bir inşaat projesinin en başında seçebilmesi için, bolluk miktarı, planlama yaklaşımı ve parti hacminin olası malzeme yönetim sistemlerinin üzerindeki ekonomik etkilerini proje daha başlamadan yaklaşık olarak tahmin edebilecek durumda olmalıdır. Bu araştırmanın temel amacı, yüklenici inşaat firmalarının projenin başında en ekonomik malzeme yönetim sistemini seçmelerine yardımcı olmak amacıyla, en düşük toplam envanter maliyetini oluşturacak bolluk miktan (büyük, orta veya küçük), planlama yaklaşımı (iyimser, nötr veya kötümser) ve parti hacmini (büyük veya küçük) tavsiye edecek bir simulasyon tabanlı bir karar destek modeli geliştirmektir. İnşaat sektöründe kullanılan birçok malzeme bulunmasına rağmen, bu çalışmada betonarme yapıların inşaatında kullanılan inşaat demiri incelenmiştir. Kaba inşaat maliyeti içinde demir maliyeti önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle, bir yüklenici inşaat firması için proje şartlarının, bolluk miktarının, planlama yaklaşımının ve parti hacminin değişik malzeme yönetim alternatiflerinin üzerindeki ekonomik etkilerini projenin başında tahmin edebilmek büyük önem taşımaktadır. Yüklenici inşaat firmalarını yüksek miktarda stok tutmaya zorlayan özel şartlannın önemli bir kısmını, tedarik zincirindeki belirsizliklerden ve değişkenliklerden kaynaklanan malzeme ve süre israfları oluşmaktadır. Türk inşaat sektöründe xxivkarşılaşılan başlıca israf kaynaklarını belirleyebilemek amacıyla, 116 yüklenici inşaat firmasını kapsayan bir anket çalışması yapılmıştır. Türk inşaat sektöründe tedarik zincirindeki belirsizliklerden ve değişkenliklerden kaynaklanan başlıca malzeme ve süre israf kaynaklan şunlardır:.Proje gereksinimlerini karşılamayan malzeme sipariş edilmesi (%86),.Malzeme teminindeki gecikmeler (%72),.Hatalı inşaat üretim planlaması (%61),.Sahaya getirilen malzemelerin proje gereksinimlerini karşılamaması ve sözkonusu malzemelerin değiştirilmesinin beklenmesi (%53),.İşçilik hataları (%32). Türk inşaat sektöründe karşılaşılan malzeme ve süre israf kaynaklarının belirlenmesinin ardından inşaat demirinin tedarik zincirindeki israf kaynaklarının irdelenmesi gerekmektedir. Bu amaçla, inşaat demiri tedarik zincirinde yer alan çeşitli firmalara yapılan ziyaretler ve bu firmalarda çalışan uzman kişilerle yapılan görüşmeler sonucunda Türk inşaat sektöründe halen kullanılmakta olan inşaat demiri tedarik zinciri belirlenmiş, inşaat demiri tedarik zincirindeki süre israfları hesaplanmış, ve bu süre israfinın sebepleri irdelenmiştir. İnşaat demiri tedarik zincirinin analizi sonucunda inşaat demiri tedarik zincirindeki toplam sürenin %56'sının israf edildiği ortaya çıkmıştır. İnşaat tedarik zincirindeki problem, tasarım aşamasında başlayıp tüm tedarik zinciri boyunca devam etmektedir. İnşaat demiri boyutlandırılması için yüklerin belirlenmesi ve mimari, elektrik ve mekanik projelerinin temin edilmesi gerekmektedir. İnşaat demirinin detaylandınlması ve hesabı için ise statik projeler gerekmektedir. İnşaat demirinin tasarımı ve boyutlandmlması için tamamlanması gereken aktiviteler farklı organizasyonlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple, farklı organizasyonlar arasında gerçekleşmesi gereken malzeme ve bilgi akışında kesintiler oluşmaktadır. Bu sorunlar, yüklenici inşaat firmasının hatalı satınalma prosedüründen kaynaklanabileceği gibi tedarikçinin sipariş edilen malzemeleri doğru miktar, sıra, zaman ve kalitede teslim etmedeki başarısızlığından da kaynaklanabilir. Ayrıca, mesleki eğitim almamış olan işçilerin hatalarından ve düşük verimlilikleri nedeniyle üretim sürecinin tahmin edilen sürelerinde büyük sapmalar meydana gelmektedir. Yüklenici inşaat firmaları tüm bu sorunların üstesinden gelebilmek amacıyla, bolluk miktarı ve parti hacmini arttırarak yüksek miktarda stok tutmaktadırlar. Gerek Türk inşaat sektöründe karşılaşılan başlıca malzeme ve süre israf kaynaklarını belirleyen anket çalışması gerekse de inşaat demiri tedarik zincrini analizlerine göre yüklenici inşaat firmalarını yüksek miktarda stok tutmaya zorlayan özel durumlar şunlardır:.Temin sürecindeki belirsizlikler: JIT yaklaşınm basan ile uygulanabilmesi, tedarikçinin malzeme teslimatını istenen kalite ve zamanda gerçekleştirme konusunda güvenilir olmasına, satın alman malzemenin ve servisinin kalitesinin istenen şartlan sağlamasına, ve yüklenici inşaat firması ile tedarikçiler arasındaki iletişim ve koordinasyonun güçlü olmasına bağlıdır. Bu nedenle, JIT yaklaşımının basan ile uygulanabilmesi için tedarikçi sayısının azaltılması, tedarikçi ile yüklenici inşaat firması arasında karşılıklı güvene dayalı uzun süreli ilişkiler kurulması, ve tedarikçilerin gerek ihale öncesi gerekse de ihale sonrası dönemlerdeki planlama aşamasına bizzat katılması gerekmektedir. Ancak, Türk inşaat sektöründe malzeme ve bilgi akışında gecikmeler ve hatalar sıklıkla XXVyaşanmaktadır. Bu sorunlara yüklenici inşaat firmasının hatalı satın alma süreci (karar verme mekanizmasındaki gecikmeler, satın alınacak malzeme miktarının yanlış belirlenmesi, satın alma talimatının geç verilmesi gibi) neden olabileceği gibi tedarikçinin sipariş verilen malzemeyi doğru zaman, sıra, miktar ve kalitede teslim etme konusundaki başarısızlığından da kaynaklanabilmektedir. Yüksek miktarda tutulan stoklar, tedarik zincirinde gerek yükleniciden gerekse de tedarikçiden kaynaklanan belirsizliklerin yaratacağı sorunları kısmen ortadan kaldırmaktadır. ? İnşaat sürecindeki belirsizlikler ve değişkenlikler: İnşaat sektöründe, işçilerin düşük verimlilikle çalışmalarından kaynaklanan ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin büyük bir çoğunluğunda, sendikalaşmış bir inşaat işçi topluluğu bulunmamaktadır. Bu ülkelerde, inşaat işçilerinin yevmiye ücretleri ucuz olsa dahi işçilik kalitesi gelişmiş ülkelerdeki işçilik kalitesine kıyasla oldukça düşüktür. İşçilik kalitesinin düşük olması sebebiyle hatalı imalat ve bunu telafi edebilmek için yapılan düzeltmelere sıklıkla Tatlanmaktadır. Yüksek miktarda tutulan stoklar, malzeme israfı ve gecikme olsa dahi inşaatın aksamadan devam etmesini sağlamaktadır. ? Yüksek fiyat artış oram: Gelişmekte olan ülkelerde yüksek miktarda stok tutulmasının en önemli nedenlerinden biri olarak yüksek fiyat artış oranı gösterilmektedir. Yüklenici inşaat firmaları inşaat malzeme fiyatlarındaki ani, yüksek ve önceden tahmin edilemeyen artışlara karşı kendilerini koruyabilmek amacıyla, projede gerekli olacak olan malzemeleri erkenden satın alma ve stoklarında tutma eğiliminde bulunabilmektedirler. ? Yüksek nakliye bedeli: Gelişmekte olan ülkelerde nakliye bedeli yüksektir, bu nedenle, yüklenici inşaat firmaları parti hacmini arttırarak nakliye maliyetini azaltma eğiliminde bulunabilmektedirler. Simulasyon tabanlı karar destek modeli geliştirilirken, yüklenici inşaat firmalarını yüksek miktarda stok tutmaya zorlayan sebepler gözönünde bulundurulmuştur. Simulasyon tabanlı karar destek modelinin geliştirilmesi beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar: 1) modelin mantıksal ilişki diyagramının kurulması, 2) modelin bağımsız (girdi) ve bağımlı (çıktı) değişkenlerinin belirlenmesi, 3) dinamik simulasyon, 4) modelin geçerliliğinin ve gerçekliğinin ispatlanması, ve 5) deneyin kurulması. Simulasyon tabanlı karar destek modelinin tamamlanmasından sonra gerçekleştirilmiş olan 3 ticaret merkezi projesinden elde edilen veriler modele uygulanmıştır. Simulasyon tabanlı karar destek modelinin yararlılığını ispatlayabilmek amacıyla, her proje için 18 değişik malzeme yönetim alternatifi için toplam envanter maliyeti hesaplanarak bu modelin yüklenici inşaat firmasına ciddi miktarda bir mali fayda sağlayıp sağlamadığı gözlenmiştir. Toplam envanter maliyeti hesaplanırken, simulasyon tabanlı karar destek modeli her bir malzeme yönetim alternatifi için en az 100 defa çalıştırılmıştır. Buradaki temel amaç, değişim katsayısının % 0,5 'in altına düşmesini sağlamaktır. Her üç projede de, büyük bolluk miktarı ve büyük parti hacmine sahip inşaat demiri malzeme yönetim sistemi (tipik JIC) en düşük toplam envanter maliyetim oluştururken, küçük bolluk miktarı ve küçük parti hacmine sahip inşaat demiri malzeme yönetim sistemi (tipik JIT) en yüksek toplam envanter maliyetini oluşturmaktadır. Bu sonuç, Polat ve Arditi'nin (2004) çalışmasında tanımlanan ve halen Türk inşaat sektöründe mevcut olan özel şartlar altoda beklenmektedir. XXVITedarik zincirinde belirsizliklerin fazla, fiyat artış oranının yüksek, işçi sendikalarının zayıf, depolama maliyetinin düşük, nakliye bedelinin yüksek, malzeme ve süre israfının fazla olduğu bir ortamda büyük bolluk miktarı ve büyük parti hacmine sahip inşaat demiri malzeme yönetim sisteminin (tipik JIC) en düşük toplam envanter maliyetini oluşturması ve küçük bolluk miktarı ve küçük parti hacmine sahip inşaat demiri malzeme yönetim sisteminin (tipik JIT) en yüksek toplam envanter maliyetini oluşturması beklenen bir sonuçtur. İncelenen ticaret merkezi projelerinde, simulasyon tabanlı karar destek modelinin uygulanması yüklenici inşaat firmalarına %4,2-7,3'lük bir maliyet kazancı sağlamıştır. Yüklenici inşaat firmaları kar amacı güden organizasyonlar oldukları için birincil amaçlan toplam inşaat maliyetini minimize etmektir. Bu nedenle, bu çalışmada geliştirilen simulasyon tabanlı karar destek modeli oldukça yararlıdır; çünkü yüklenici inşaat firmalarına en ekonomik malzeme yönetim alternatifini seçmelerinde yardımcı olmak amacıyla, inşaat projesinin özel şartlarım da gözönünde bulundurarak bolluk miktarım (büyük, orta veya küçük), planlama yaklaşımım (iyimser, nötr veya kötümser), ve parti hacmini (büyük veya küçük) önermektedir. XXV11
A SIMULATION-BASED DECISION SUPPORT TOOL FOR ECONOMICAL MATERIALS MANAGEMENT SYSTEM İN THE CONSTRUCTION INDUSTRY SUMMARY Contractors are profit-seeking organizations; hence their majör aim is to minimize the total cost of a construction project, which roughly consists of direct and indirect costs. The direct cost of construction mainly includes material, labour and equipment costs. Materials constitute a large proportion of the total cost of construction. The precise proportion varies from project to project. For instance, in new housing projects materials constitute 43% of the cost of ali construction work. The cost of materials and equipment amounts to almost 50 - 60% of the project cost. Moreover, the absence of materials on site when needed is öne of the most commonly experienced causes of delays. it is obvious that proper management of the material flow may play a significant role in enhancing the effectiveness of a contractor. The generally acknowledged rules of materials management are small orders (lot sizes), frequent deliveries, and reduced inventory in both raw material and work-in- progress. The main objective of these efforts is to lower the amount of capital tied up in inventory while making sure that production never stops due to shortages of materials. Öne of the concepts in the manufacturing industry that addresses these issues is Just- in-time (JIT), also known as zero inventory policy (ZIP) and Toyota Production System (TPS) that flourished in Japan in the early 1950s. JIT is a production and delivery program with the primary goals of continuously reducing and ultimately eliminating ali forms of waste, and adding value to raw materials as they proceed through various processing steps to end up as a finished product. JIT attempts to achieve smooth production by providing the right materials, in the right quantities and quality, just in time for production, and by assuring that the materials are delivered to the site on the actual day of use ör the day before. in other words, in the JIT environment, everything is ordered, made, and delivered just when it is needed. The successful implementation of JIT in the manufacturing industry improved product quality, preventive maintenance, employee motivation and morale, and worker involvement and commitment; it reduced lead time, throughput ör set-up times, defects, ultimate costs, reworks, factory overheads, inventory levels and storage space; and it enhanced the competitive advantage of firms. The implementation of JIT resulted in productivity increases in the construction industry too. A recent study indicated that a 7-10% increase in productivity was measured via application of JIT principles in building logistics. Even though JIT practices provide several benefits, it also has a number of disadvantages. Elimination of inventory results in removal of costs related to inventory, but it also hinders the potential benefits associated with inventory. The possible benefits of keeping large buffers are shielding downstream activities and workers on each activity from upstream uncertainry (i.e., faulty quality, machine xviiiordering procedure (information flow) such as delay in the decision-making process, quantifying error, late ordering and/or supplier's errors in delivering the materials at the right time, sequence, quantity and quality (material flow). A large inventory masks the consequences of possible uncertainties in both information and material flows.. Variations and uncertainty in the production process: Low productivity caused by underqualified workers may be a significant problem in the construction industry. In most developing countries, construction labour is not unionized or if they exist, unions are weak. While wages are low, workers' qualifications are generally below the standards encountered in industrialized countries. Great fluctuations in the expected durations of tasks and activities may likely occur due to reworks and low productivity of workers. Safety stocks allow production to continue even when material and time wastes occur.. Great fluctuations in the prices of materials: A great fluctuation in the prices of materials due to either high inflation or fluctuations in the demand for materials is reported to be the most important reason of large inventories in developing countries. Contractors may have a tendency to purchase materials early and protect themselves from rapid and unpredictable changes in the prices of materials, and the suppliers' likely tendency to increase prices in case of material shortage.. High shipping costs: Generally, shippers make large discounts in case large amounts of materials are ordered. This is particularly true in developing countries. In these conditions, contractors have a tendency to purchase large quantities of materials in order to take advantage of the lower shipping economies. The simulation-based decision support tool was developed considering the special conditions that may compel contractors to keep excessive inventory through five stages, which are; 1) Designing a mathematical logical method of a real system, 2) Identifying the independent (inputs) and dependent (outputs) variables of the model, 3) Dynamic simulation, 4) Model verification and validation, and 5) Experimentation. After the simulation-based decision support tool was completed, it was time to plug the actual data obtained from the completed projects into the simulation model and run the model. In order to prove the usefulness of this tool, the TCI of each of the eighteen alternative rebar management systems characterized by varying buffer sizes, a scheduling practice, and lot sizes were compared in the studied projects so as to observe whether this tool provides the contractor with a significant amount of cost saving. Actual data obtained from three trade centre projects in Istanbul, Turkey were plugged into the simulation model. The total cost of inventory (TCI) was calculated for eighteen different rebar management systems by running the simulation model several times until the coefficient of variance went below 0.5% for each alternative. In three of the case studies, the rebar management alternative having large buffer size and large lot size (typical JIC) achieved the lowest TCI, and the rebar management alternative having small buffer size and small lot size (typical JIT) brought about the highest TCI. These findings are to be expected in the special conditions prevailing in xxi. Receiving materials that do not fulfill project requirements defined on design documents, and waiting for replacement (53%),. Workers' mistakes (32%). After presenting the main waste causes encountered in the Turkish construction industry, it was time to focus on the main waste causes in the rebar supply chain. For this purpose, the prevalent rebar supply chain configurations were identified through visits to numerous firms involved in the rebar supply chain and interviews with several practitioners, the wasted time in the rebar supply chain was measured, and the main reasons of the wasted time throughout the entire supply chain were analyzed. The rebar supply chain analysis revealed that 56 % of total time throughout the rebar supply chain is wasted. The problem in the rebar supply chain starts in the design phase and continues throughout the delivery process. Designing rebar requires loads and architectural, mechanical, electrical etc. designs. Detailing and reckoning rebar requires structural designs. And so on. These interdependent and interrelated activities are performed by the different supply chain participants, and the material and information flows are often interrupted. Delays and botched transfers are sometimes experienced in both information and material flows. The uncertainties can be caused by a contractor's defective ordering procedure (information flow) such as delay in receiving purchase requisition from site managers, mistakes in the purchase requisitions including lack of information about quantity and quality of the required rebar, delay in receiving data regarding the inventory level, delay in the supplier selection, delay in the approval of the purchase orders by the top level management, delay in sending purchase orders to the suppliers and/or supplier's errors in delivering the materials at the right time, sequence, quantity and quality (material flow). Great fluctuations in the expected durations of tasks and activities may likely occur due to reworks and low productivity of the low-skilled workers. In order to overcome the problems resulting from the uncertainties in the rebar supply chain mentioned above, contractors tend to increase buffer and lot sizes, in other words keep large inventories in both raw material (straight rebar) and work-in-progress (cut & bent rebar), in order to take advantage of lower shipping economies and avoid possible delays. The case studies concluded that while the JIT material management system requires small lot sizes and frequent deliveries, Turkish contractors appear to operate with large lot sizes delivered infrequently. This traditional system is referred to as the JIC rebar management system. Based on the findings of the survey identifying the main waste causes and the analysis of the most commonly used rebar supply chain configuration in the Turkish construction industry, the "special conditions" that may compel contractors to keep excessive inventory are as follows:. Uncertainty in the procurement process: In the JIT production environment, the reliability of delivery, product quality and service, and communication and coordination with suppliers are vital for ensuring that the right materials in the right quantities arrive to site at the right time. In order to achieve this purpose, JIT requires reducing the pool of suppliers to single-sourcing, establishing long-term business relationships with individual suppliers based on mutual trust and benefits, and the involvement of suppliers at both pre-contract and post-contract stages in construction planning. However, delays and botched transfers are sometimes experienced in both information and material flows. The uncertainties can be caused by a contractor's defective xxordering procedure (information flow) such as delay in the decision-making process, quantifying error, late ordering and/or supplier's errors in delivering the materials at the right time, sequence, quantity and quality (material flow). A large inventory masks the consequences of possible uncertainties in both information and material flows.. Variations and uncertainty in the production process: Low productivity caused by underqualified workers may be a significant problem in the construction industry. In most developing countries, construction labour is not unionized or if they exist, unions are weak. While wages are low, workers' qualifications are generally below the standards encountered in industrialized countries. Great fluctuations in the expected durations of tasks and activities may likely occur due to reworks and low productivity of workers. Safety stocks allow production to continue even when material and time wastes occur.. Great fluctuations in the prices of materials: A great fluctuation in the prices of materials due to either high inflation or fluctuations in the demand for materials is reported to be the most important reason of large inventories in developing countries. Contractors may have a tendency to purchase materials early and protect themselves from rapid and unpredictable changes in the prices of materials, and the suppliers' likely tendency to increase prices in case of material shortage.. High shipping costs: Generally, shippers make large discounts in case large amounts of materials are ordered. This is particularly true in developing countries. In these conditions, contractors have a tendency to purchase large quantities of materials in order to take advantage of the lower shipping economies. The simulation-based decision support tool was developed considering the special conditions that may compel contractors to keep excessive inventory through five stages, which are; 1) Designing a mathematical logical method of a real system, 2) Identifying the independent (inputs) and dependent (outputs) variables of the model, 3) Dynamic simulation, 4) Model verification and validation, and 5) Experimentation. After the simulation-based decision support tool was completed, it was time to plug the actual data obtained from the completed projects into the simulation model and run the model. In order to prove the usefulness of this tool, the TCI of each of the eighteen alternative rebar management systems characterized by varying buffer sizes, a scheduling practice, and lot sizes were compared in the studied projects so as to observe whether this tool provides the contractor with a significant amount of cost saving. Actual data obtained from three trade centre projects in Istanbul, Turkey were plugged into the simulation model. The total cost of inventory (TCI) was calculated for eighteen different rebar management systems by running the simulation model several times until the coefficient of variance went below 0.5% for each alternative. In three of the case studies, the rebar management alternative having large buffer size and large lot size (typical JIC) achieved the lowest TCI, and the rebar management alternative having small buffer size and small lot size (typical JIT) brought about the highest TCI. These findings are to be expected in the special conditions prevailing in xxiTurkey (Polat and Arditi, 2004) and agree with the previous research conducted by Polat and Arditi (2004). It is not surprising to see that JIC (large buffer and large lot size) is more economical than JIT (small buffer and small lot size) in an environment marked by uncertainty and variability in the supply chain, great fluctuations in the process of materials, weak unions, low storage costs, high shipping costs, and high material and time waste. These conditions are likely to be encountered in developing countries. The case studies revealed that using the simulation-based decision support tool provided the contractor with a cost saving of 4.2-7.3% in the studied projects. Contractors are profit-seeking organizations; hence their major aim is to minimize the total cost of a construction project. Therefore, this tool is useful since it assists contractors in selecting the most economical rebar management system by recommending buffer sizes (large, medium, small), a scheduling practice (optimistic, neutral, pessimistic), and lot sizes (large, small) given the special conditions of the project. xxu