Tez No | İndirme | Tez Künye | Durumu |
17223 |
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
|
Elazığ'ın Mustafa Paşa mahallesinde oturan aile başkanlarının boş zaman etkinliklerinin sosyolojik açıdan incelenmesi / Yazar:ÖMER AYTAÇ Danışman: DOÇ.DR. HALİL NARMAN Yer Bilgisi: Fırat Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sosyoloji Ana Bilim Dalı Konu:Sosyoloji = Sociology Dizin:Aile reisi = Head of the family ; Boş zamanları değerlendirme = Leisure activities ; Grupla bütünleşme = Group integration ; Sosyal hayat = Social life ; Sosyolojik analiz = Sociological analysis |
Onaylandı Yüksek Lisans Türkçe 1991 143 s. |
117 8. ÖZET ¥E SONUÇ Boş zamanların değerlendirilmesi konusu, bugün gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde giderek önem kazanmaktadır. Boş zaman olgusunun evrensel ve vazgeçilmez bir insan hakkı olarak kabul görmesinden 5u yana, devletler, toplum üyelererirrin işten arta kalan boş vakitlerini olumlu, üretken ve etken bir biçimde değerlendirmelerini mümkün kılacak düzenlenmeler içine girmişlerdir. Spor tesisleri, kültür sanat etkinlikleri, eğlenme-dinlenme imkanların artırılmak suretiyle, bireylerin toplumsal yaşantılarında; çalışma koşullarının olumsuz etkilerini azaltarak toplumsal barışın sağlanması yolunda önemli adımlar atmışlardır. Endustriîeşmiş ve endüstrileşme yolundaki toplumlarda bireyin çevresi, karmaşık toplumsal ilişkiler sistemiyle kuşatılmış durumundadır, üretim, iletişim, ulaştırma, çeşitli kurumsal yapılar ve eğlence gibi insan ilişkilerinin yoğun olduğu alanlar, insanoğlunun yaşayışını tümüyle doldurmakta ve davranışlarını biçimlendirmede etkili olmaktadır. Modern toplumlardaki farklı ilişki alanları, bireylerin zamanını, parasını, ilgi, beğeni ve arzularım tümüyle doldurmak için adeta yarışmaktadırlar. Bu nedenle, boş zamanlarının değerlendirmesi olgusu, bugün daha çok örgütlü bir biçimde karşılanmaktadır. Toplumum kültürel gelişiminin temel kaynaklarından biri olan boş zamanlar ve boş zamanların değerlendirilmesinin, ülkemiz açısından yeterli ilgiyi gördüğü söylenemez. Boş zaman eğitiminden yoksun olma ve boş zamanın bilinçli bir biçimde kullanılmaması, temelde sorunlara yenilerinin eklenmesine neden olabilir. Bu alanda toplum üyeleri daha çok kendi başına bırakılmış ve her türlü rehberlikten yoksun durumdadırlar. Boş zaman etkinlikleri örgütlü bir nitelikte, değildir ve daha çok tesadüfi bir karakter taşımaktadır. Halbuki sanayileşme ve kentleşme ile birlikte, kişilerin boş zamanları giderek artış göstermektedir. Bu zamanı yararlı bir biçimde geçirmek kişiye psikolojik, ekonomik ve toplumsal bakımlardan tatmini sağlamaktadır. Bu nedenle boş zamanlara ilişkin araştırmalarla sorunun tüm boyutlarıyîa ortaya konulması ve bu yönde düzenlemelere gidilmesi önem taşımaktadır. Boş zamanların değerlendirilmesini konu alan bu saha araştırmasında, Elazığ ili, merkez ilçesi Mustafa Paşa Mahalîesi'nde oturan aile başkanlarının, boş zamanlarda başvurdukları etkinliklerin tesbit edilmesi ve bu alanda ortaya çıkan insan ilişkilerinin bireysel ve toplumsal yönde açıklanması amacı güdül rnüştür. Bu amaca ulaşabilmek için, ana kütleden tesadüfi sistematik örneklern tekniğine dayalı olarak, 126 aile başkanı seçilmiş ve yukarıda söz kon usu edilen konuyla ilgili olarak bilgi ve gürüşleri ne başvurulmuştur. j$y& {].'i I' "p..i.'..., k -??? ».- /,£?« '» :?(%."118 Araştırmada elde edilen bulgular ilgili bölümlerde beş başlık altında toplanmıştır: 1. Görüşülenlerin kişisel özellikleri, 2. Görüşülenlerin boş samana açık olma durumları, 3. Boş zamanların değerlendirilmesi ve toplum hayatına katılma, grupla bütünleşme, 4. Boş saman etkinliklerinin bireysel yönlen, 5. Kitle iletişim arazbarının boş zamanların değerlendirilmesindeki rolü üzerinde durulmuştur. Bu başlıklardan hareketle, özetle şunlar söylenebilir: Görüşülenlerin toplumsal kökenleri yada doğum yerleri itibariyle daha çok köy ve kent olarak belirginleşmiştir. Ancak, köy doğumlular, kent doğumlulara kıyasla biraz daha ağırlıktadır (^39.5). Kasaba ve bucak doğumlular birbirine eşit ve düşük bir düzeydedir ('111.9). Bucak ve köyü birlikte ele aldığımızda, kırsal kökenli olanların, görüşülenlerin yansından fazlasını oluşturduğu olduğu söylenebilir. Kent ve kasaba doğumlular da yarıya yakın bir orandadırlar. Aile başkanları m n genel niteliklerine ilişkin diğer bulgularda yoğunlaşmanın orta yaş, orta gelir ve düşük öğrenim gruplarında toplandığı görülmüştür. Yaş durumları genel hatlarıyla 31-50, gelir durumları ortalama 650-850.000 (Haziran- 1990) ve öğrenim durumları itibariyle ilkokul ve altında yoğulaşrnaktadır. Okur- yazar olmayanlar (%4.1) ve yüksekokul mezunları (%2.Z) ise, düşük bir orandadır. Meslek yönünden ise öğrenim ve gelir düzeyinin yansımasına paralel bir dağılım gözlenmiştir. Oldukça yüksek rütbeli memur, iş adamı, imalatçı ve tüccara rastlanıl marnıştır. İşçi, memur, esnaflar (ve sanatkarlar) ağırlıktadırlar. Bu üç meslek mensubu tüm görüşülenlerin 3/5 "ine denk düşmektedir. Diğer meslek rnensub- îanm, sırasıyla emekliler, serbest meslek sahipleri, çiftçi ve işsizler oluşturmaktadır. Aile başkanlarının, boş zaman etkinliklerine katılımım belirleyen bir faktör olarak, boş zamana açık olma durumları ise, çalışma koşulları ile (meslek değişkeni ile) ilişkili bir dağılım göster mefctedir. Sözgelimi, boş zamana en çok gereksinme duyan grubu, aktif olarak çalışan kesim (işçi, memur, esnaf ve s.rneslek) oluşturmaktadır, çiftçi, emekli ve işsiz kategorisinde olanların boş zamana hemen hemen hiç gereksinme duymadıklarının tesbit edilmiş olması, boş zaman olgusunun çalışma koşullarmca belirlendiğini ortaya koymaktadır. Kuşkusuz aktif olarak çalışmayan, bir zorunluluk ve bağımlılığın sözkonusu olmadığı kesim için günlük yaşam tüm boyutlarıyla (birincil ihtiyaçlar hariç) boş zaman kavramının anlam çe'rçevssi içinde olduğu varsayılabilir. Boş zamana sahip olabilme durumları ise, yine çalışan ve çalışmayan kesimler için farklılık göstermektedir. S. meslek sahipleri ve esnafların boş zamanı, akşam sonrası ve ualmz pazar gününden ibaretken, işçi ve memurların mesai sonrası ve hafta sonlan j$tlfîn$e\ ^%. olmaktadır. Çiftçilerin çalışma mevsimi dıışındaki zamanları, tümüyle boş zaman km^\^^1\ *%\\ ^m^1119 girerken, emekli ve işsizlerin boş zamanlan üzerinde bir sınırlamanın sözkonus olmadığı, günlerin boş zaman olarak algılandığı ortaya çıkmıştır. Serbest meslek sahipleri ve esnafların kısmen çalışma saatlerini kendilerinin ayarlamaları, iş saatlerinin aşağıya çekilmesine ve hafta sonlarının yalnız pazarla sınırlanmasına neden olmaktadır. Kuşkusuz, sözkonusu sürelerin, boş zaman etkinliklerine katılmada belirleyici bir öge olduğu kabul edilmektedir. Boş zamanın azlığı ya da çokluğu bireyin boş zamanı değerendirme yönündeki eğilimlerini ve katılacağı etkinliğin boyutlarını da belirlemekteedir. Aile. başkanlarının boş zamanlarını geçirdikleri mekanlar ise, genel olarak ev dışı mekanlarda odaklaşmaktadır. Özellikle, kahvehaneler boş zamanın önemli bir kısmını doldurmaktadır. Ayrıca ev haricinde, arkadaş tanıdık iş yerleri ve eğelence yerlerde boş zamanlan n geçirildiği mekanlar olarak ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz boş zamanların geçirildiği mekanların, aynı zamanda bireyin boş zaman eylemlerini belirlediği ve "mekan" olgusunun etkinlik biçimlerini yansıttığı da söylenebilir. Grupsal etkinlikler çerçevesinde ele aldığımız kahvehaneler, görüşülenlerin %82'sinin boş zamanları nda başvurdukları bir etkinlik alanım oluşturmaktadır. Sohbet etme, oyun oynama, TV -video izleme, çay- meşrubat içme vb. işlevlere sahip olmaları bu yerlere açık olmayı olumlu yönde etkilemektedir. Aile başkanlarının gittikleri kahvehaneler ise, daha çok oyunlu kahvehaneler olmaktadır. Kahvehaneye giden her iki aile başkanından biri, oyunlu kahvehaneyi tercih ederken, çay ocaklarına daha çok emeklilerin/yaşlıların devam ettikleri görülmüştür. Kahvehaneye gitme nedeni olarak ise, daha çok oyun oynamak, sohbet etmek, alışkanlık icabı, arkadaşlarla buluşma, vakit geçirmek nedenleri ağırlık taşımaktadır. Bir başka anlatımla, bir boş zaman değerlendirme aracı olarak kahvehaneye açık olmada, bireysel, sosyal ve psikolojik gereksinmeler ile bilinçsiz yönelimlerin etken olduğu söylenebilir. Ayrıca kahvehanelerin, toplumumuzda kökleşmiş kurumlar olmaları da bu yerlere spontan olarak yönelmeye etkisi olmaktadır. Araştırmamızda kahvehanede oynanan oyunlar ise daha çok domino, okey, iskambil oyunlar? ve tavla olarak belirmiştir. İskambil oyunları olarak genelde pişti, otuz dört, papaz kaçtı, poker oynanırken; konken, remi, kaptı kaçtı ve konestegibi oyunlara rastlanılmamıştır. Kapalı salon oyunlarından olan bilardo olarak çok düşük oranlarda oynanmaktadır. Oynanan bu oyunların kumar amaçlı olmadığı ve kumar olarak görülmediği; daha çok yenilenin, hesabı ödemesi esasına dayandığı ifade edilmiştir. Oyun oynama nedenleri olarak, eğlenmek-dinlenmek, vakit geçirmek, can sıkıntısından kurtulmak ve alışkanlık gibi nedenler bulunmuştur. "Kazj sağlamak" nedenine hiç rastlanıl maması, oyunların kumar amaçlı olarak oynanmadığı a120 desteklemektedir. Oyun oynama nedenlerine, bulgularımız dışında bir taban bulmak gerekirse, toplumsal yaşamın aıkıcılğı, bireyin vakit geçirmede çektiği güçlük, eğlenme gereksinimine karşılık veren altenatif, düzenlemelerden yoksunluk ve bireysel bilinç düşeyinin düşüklüğü gibi sorunları, kahvehanede oyun oynamaya yolaçan etkenler arasında sayabiliriz. Kahvehaneye gitmeyen aile başkanlarım n, bu yerlere kapalı olma nedenleri ise, faydalı bulmama, vakit yokluğu, kahvehanenin işlevini gören başka yerlere açık olmaları ve bunları sağlıklı bulmama noktasında toplanmaktadır. Geleneksel kültürümüz içinde önemli yeri olan "konukluğa gitme" de, görüşülenlerin boş zamanlarını değerlendirme biçimlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Aile başkanlarının ?596'sı boş zamanlarında eşe, dosta, komşuya, akrabaya giderek, ev ziyaretleri yapmaktadır. Ancak ev ziyaretleri yapma sıklığı yüksek bulunmamıştır. Genel olarak görüşülenlerin, arası ra, bayramlarda ve hastalık durumlarında konukluğa gittikleri tesbit edilmiştir. Bu durum, bu eylemi karşılayan ya da ikinci plana iten etkinlik kalıplarının kent ortamında yoğun olarak işlev görmeleri yle açıklanabilir. Sözgelimi, kitle iletişim araçları m n yaygınlaşması, eğlenme- dinlenme olanaklarının artması, bireylerin ilgi alanlarının çeşitlenmesi, konukluğa gitme sıklığını sınırlayan bir faktör olarak yorumlanabilir. Aile başkanlarının konukluğa gittikleri yerler daha çok komşu ve akrabalara gitmek şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu durum, aym zamanda komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin, konukluk ilişkilerinin sürdürülmesine yol açabilecek ölçüde canlı olduğunu da açıklamaktadır. Konuklukta geçen zamanın daha çok önemsiz ya da dedikodu türündeki konuşmalarla geçirildiği tesbit edilmiştir. Bu durum, konukluk eyleminin gerektiği gibi değerlendirilemediği, yararsız ve önemsiz konuşmalarla geçirildiğini ortaya koymaktadır. Konukluğa gidilme nedenleri ise araştırmamızda daha çok hatır sormak, sohbet etmek, vakit geçirmek gibi, faktörlere dayanmaktadır. Geleneksel kültür içinde geçerlilik arzeden bu değerlerin, konukluğa gitmede gijdüleyici olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmamızda arkadaşlar arası etkinliklerin de boş zamanların değerlendirilme sinde, önemli yerleri olduğu görülmüştür. 80s zamanlarda arkadaşlar arası etkinlikleri belirleyen bir öge olarak, birlikte olunan, arkadaşlık edilen kimseler, sırasıyla, mahalle ar-kadaşlan, benzer görüşteki arkadaşlar ve iş arkadaşları şeklinde bulunmuştur. Mahalle arkadaşlarının yüksek bulunmasında; fiziki mekan bakımından yakınlık; benzer görüşü paylaşan arkadaşlıklarda ise, daha çok "fikirce" anlaşma, kafa dengi olma kriterlerinin etkili- olduğu söylenebilir. Görüşülenlerin arkadaşlarıyla birlikte katıldıkları etkinlikler genel olarak, ? //*121 kahvehaneye gitmek, pikniğe gitmek, maça gitmek amaçsız dolaşmak, seyahate çıkmak, göle gitmek vb. gibi edilgen karakter gösteren etkinliklerdir. Araştırmamızda, eğlence yerlerine gitme oram, beklenenden de düşük bulunmuştur. Görüşülenlerin 'S>44'2'si eğlence yeri olarak karakterize edilen gazino, gece kulübü, birahane, içkili lokanta, parfc/caybahçesi ve sinemaya gitmektedir. Buraların, genelde toplum üyelerinin eğlenme gereksinmesine karşılık vermek üzere örgütleşmiş olmaları, eğlence yeri olarak bilinmelerine neden olmaktadır. Görüşülenlerin Elazığ kent ortamında en çok içkili lokantaya, en az sinemaya gittikleri tesbit edilmiştir. Eğlence, yerlerine daha çok genç yaştakiler ve gelir durumları iyi olanların devam ettikleri görülmüştür. Eğlence yerlerine gitme sıklığı ise, yüksek bulunmamış, daha çok arası ra gidildiği belirlenmiştir (%65.8). Eğlence yerlerine gitme nedenleri genelde, eğlenmek-dinlenmek, stres atmak, alışkanlık icabı vb. nedenlere dayanmaktadır. Bu yerlere açık olmayı belirleyen etkenler, aynı zamanda eğlence yerlerinin işlevlerini ve müdavimlerinin özelliklerini de karakterize etmektedir. Eğlence yerlerine tümüyle gitmeyen %55.5'lik kesimin ise, bu yerlere kapalı olma nedenleri genelde hoşlanmamak, faydalı bulmamak ve arkadaş çevresinin yokluğu noktasında toplanmaktadır. Bu bulgulardan ayrı olarak, eğlence yerlerinin genelde olumsuz işlevlere sahip olmaları, toplum kültürü açısından aykırı öğeler taşımaları ya da toplum üyelerinin eğlence gereksinmesine karşılık vermekten uzak bir yapılaşma içinde olmaları, bu tür yerlerin yaygı nlı k düzeyi ni sı m rlarnaktadı r. Genellikle, bireysel olarak yapılan etkinlikler içinde en çok katılımın gerçekleştiği etkinlikler; TV izleme, sportif faaliyetleri izleme, birşeyler okuma, küçük tamir işleriyle uğraşmak (ev işleri) vb. dir. Ancak, anket formunda yer alan etkinliklerden büyük bir kısmına ya rastlanılmamış ya da çok küçük oranlarda katılımın gerçekleştiği gözlenmiştir. Sözgelimi, resim, müzik gibi güzel sanat uğraşları, sinema, tiyatro gibi seyirlik oyunlar, sporla aktif bir biçimde uğraşmak, özel oto kullanmak, koleksiyonculuk gibi etkinliklerin görüşülenlerin boş zaman yaşantıları içinde çoğunlukla görülmeyen; ancak kısmi olarak rastlanılabilen olgulardır. Genelde bireysel çabayı gerektiren bu etkinliklere ilginin yüksek olmadığı söylenebilir. Halbuki, batı toplumlarında sözkonusu etkinliklere katılım sığası ve boş zamanı doldurma oranının oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. 8u uğraşılar zorunlu işlerden arta kalan zamanlarda, yani boş zaman kaldığı için yapılmakta değildir; aksine günlük hayatın bir parçası olarak onunla bütünleşmiş olduğu ve toplumsal bir gereksinime dönüştüğü için yapılmaktadır. "" Aile başkanlarının bu etkinliklere katılma nedenleri ise, genelde eğlenceli bujjpfofoait l sıkıntısından kutulma, eğitici ve yararlı bulma, stres atma, vakit geçirme vb. noktallhda" /i; ' ?<.122 toplanmaktadır. Bu bulguların dışında sözkonusu etkinliklerin bireylerin günlük hayatlarını zevkli ya da renkli kılmaya yarayan, monotonluktan kurtulmayı sağlayan bireysel ya da toplumsal sorunlardan kaçmaya yardımcı olması, sözkonusu etkinliklere katılımı olumlu yönde etkilemektedir. Kitle iletişim araçları ve boş zamanların değerlendirilmesi konusu da günümüzde giderek önem taşıyan bir konu haline gelmiştir. Çünkü, bu araçlar her geçen gün yaygı nlaşmakda ve bu ölçüde de toplum üyelerinin boş zamanlarım doldurmakta, günlük yaşantılarının bir parçası haline gelmektedirler. Kitle iletişim araçları olan yazılı basın, radyo, TY, sinema, video vb. araçlar bugün toplumun haber, eğ*itim, eğlence, boş zamanı değerlendirme vb. işlevlerini karşılamaktadırlar. Araştırmamızda kitle iletişim araçları yazılı ve sözlü araçlar olarak iki grupda ele alınmış ve incelenmiştir. Araştırmada, yazılı iletişim araçlarına açık olmanın, diğerlerine oranla yagınlıfc düzeyleri düşük bulunmuştur. Gazete,dergi ve kitap gibi basılı yayınla okuyucuya dilediği zaman ve mekanda yararlanmayı olanaklı kılıyorsa da, diğer kitle iletişim araçlarından farklı olarak hedef kitleden daha aktif bir çabayı büyük bir zihinsel özveriyi istemektedir. Görüşülenlerin yetişme tarzları, eğitim ve kültür düzeyleri, içinde bulundukları sosyo-ekonomik koşullar, basılı yayınlara açık olmayı ya güçleştirmekte yada tamamen kapalı olmalarına neden olmaktadır.Sununla birli kte,belli ölçülerde dikkat,ilgi ve zihinsel emek isteyen dergi ve kitap gibi yayınlara olan genel ilgisizliğe karşılık, gazete okuma gibi daha kolay ve külfetsiz bir zihni alışkanlığın müsbet anlamda yaygın olduğu söylenebilir. Aile başkanları m n % 57.6 sının gazete, % S.â'sifıin kitap ve '^4.7'sinin de dergi o k udu ki a rı bel i r 1 e n mi şti r. Gazete okuyanların % 46.7 si hergün düzenli olarak gazete okurken.yarıdan fazlasının ise "arası ra" "ek" ve "hediye" verdiklerinde gazete okudukları görülmüştür. Gazetede en çok ilgi duyulan/okunulan sayfalan n başında spor sayfası gelirken, bunu, köşe yazıları, siyaset, magazin, birinci 3ayfa,ekonorni sayfası vb takip etmektedir. Gazete okuma nedenleri ise, genelde bilgi sahibi olma noktasında toplanmaktadır. Vakit geçirme ve alışkanlık icabı gibi nedenlerin de gazete okumada etkisi olduğu belirlenmiştir. Gazete okumayanların, okumama nedenleri ise genelde "hoşlanmama" biçiminde belirmiştir. Gazeteyi alamadıkları için okumayanlar ise, % 11:7 lik bir oranla ikinci sırada yer almaktadır. Araştırmamızda, sözlü iletişim araçlarına açık olma ise, genelde radyo ve televizyona açık olma şeklinde belirmiştir. Bulgularımıza göre, radyo,hem bir kitle iletişim aracı hem de boş zamanı dolduracak nitelikte bir eğlence aracı olarak varlığını sürdürmektedir. Herjıajp p bir işle uğraşırken, ev işi, sohbet hatta kitap vb okurken... bile radyo, kişisel bir çaba $'., '"- ' ^ ".'. ". '*> | |||