Korunma, mahremiyet ve bir arada yaşam gibi sebepler barınmayı bir ihtiyaç haline getirmiştir. Tarihin ilk zamanlarında bu ihtiyaç ağaç kovuğu ve mağara gibi doğal oluşumların kullanımıyla giderilmeye çalışılsa da insan nüfusunun artmasıyla bu oluşumlar yerini barınak ve yapılara bırakmıştır. Zaman geçtikçe afetlerle tanışan insanoğlu yaptığı yapıların yetersizliğini fark edip farklı yapım tekniği ve malzeme kullanımıyla bu yetersizliği bertaraf etmeye çalışmıştır. Fakat insan nüfusunun artması ve buna bağlı olarak bir arada yaşamın yaygınlaşması gibi faktörler yapım tekniği ve malzeme kullanımındaki olumlu gelişmeleri gölgede bırakarak, afetlerin yıkım gücünün artmasına sebep olmuştur. Afetlerin yıkıcı etkisi ile birlikte afetzede sorunu da ortaya çıkmıştır. İnsanların yaşamlarını sürdürdükleri yapıların afet sonucu bir anda kullanılamaz hale gelmesi, geçici barınma ünitesi ihtiyacını doğurmuştur. Barınma üniteleri afetzedelerin kalıcı konutlara geçecekleri zamana kadar, hayatlarını devam ettirebilmek için kullanacakları yaşam alanlarıdır.
Çalışmamda afetlerin yıkım gücünün en fazla olduğu deprem konusu ve deprem sonrası depremzedelerin kullanacakları geçici barıma üniteleri incelenmiştir. Bu bağlamda ilk bölümde, depremin tanımı yapılarak insanlar üzerinde bıraktığı sonuçlar irdelenmektedir. Ayrıca deprem sonrasında medyanın toplumu ne şekilde etkilediği ve yönlendirdiği; bunun hangi metotlar kullanılarak yapıldığı anlatılmıştır. Sonrasında deprem öncesi ve sonrası planlama üzerinde durularak Türkiye ve bazı gelişmiş ülkelerin afet yönetim sistemleri karşılaştırılmıştır. Sonucunda ise Türkiye'nin afet yönetim sistemlerinin gelişmiş ülkelerinkine göre sorunlara yeterince cevap vermediği görülmüştür. Bu nedenle ülkemiz için yeni bir afet yönetim modelinin gerekliliği vurgulanmaktadır.
Daha sonra deprem sonrası rehabilitasyon aşamasında depremzedelerin ne şekilde iskan edileceği, avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte ele alınarak çadır ve barınma üniteleri incelenmektedir. Barınma ünitelerinin hâlihazırda kullanım şekilleri örneklerle gösterilmiştir. Daha sonra barınma ünitelerinin iç mekânını etkileyen faktörler, ergonomik kullanım, iç ortam hava kalitesi, iklim, doğal ve yapay ışığın iç mekâna etkisi ve ses yalıtımı gibi fiziksel faktörler irdelenmektedir. Son olarak geçici barınma ünitelerinde malzeme seçimi, montaj-demontaj yaklaşımın sürdürülebilirlik çerçevesinde incelenerek yenilenebilir enerji türlerinin kullanımı anlatılarak son bölüme geçilmiştir.
Son bölümde deprem sonrası kullanılabilecek geçici barınma ünitelerinde mobilya çözümlemeleri ve kısıtlı hacim örnekleri işlenmiştir. Bunun yanında tasarımcılar tarafından tasarlanan ve çeşitli tasarım yarışmalarından ödül alan bazı barınma üniteleri iç mimari disiplininde irdelenmiştir. Verilen bilgiler ışığında sonuç ve önerilerle çalışma sonlandırılmıştır.
|
Reasons such as safety, privacy and common life turned sheltering into a basic need. Although, this need has been tried to be overcame by using natural creations like tree coves or caves since the beginning of history, these two left their places to shelters and buildings because of the increase in human population. As the time passed, human kind noticed that the buildings they made are not sufficient, and tried to eliminate this insufficiency by usage of new technique to build and materials. But, factors like increase of human population and widespread of common life in accordance to this increase, left the positive developments in new building technique and materials in shade, and strengthen the destructive effects of natural disasters. With the destructive effects of disasters, the problem of disaster victim has occured. A temporary shelter necessity has been born, when the buildings that people dwell are became suddenly disfunctional because of disasters. Sheltering units are living quarters that are occupied by the victims until they move to their permanent residences.
In this research, temporary sheltering units that are brought out as a necessity by the most destructive earthquakes among disasters are analysed. In this context, in the first section, the effects of earthquake on people is emphasised by defining it. Also, it is told that how and by which methods media affects and directs people. After that, with the emphasis on planning before and after earthquake, disaster management systems of Turkey and some developed countries are compared. It is noticed that disaster management systems of Turkey is incapable to response to the problems when compared to the developed countries. Because of this, necessity for a new disaster management model for our country is stressed.
At the stage of rehabilitation following the earthquake, the issue of how will the earthquake victims be localized and tents and sheltering units considering the advantages and disadvantages are analysed. Current usage of sheltering units are shown by examples. Than, factors that affect the inner area of sheltering units, physical factors such as ergonomic utilization, air quality in inner area, climate, the effect of natural and artificial light to the inner area and noise isolation are stressed. To conclude, choice of materials for temporary sheltering units, approach to assemblage-deconstruction are analysed considering the durability, than it is passed to the last section after defining the usage of renewable energy types.
At last section, furniture solutions and limited volume examples at the temporary sheltering units that might be used after earthquake is discussed. In addition to this, some awarded temporary sheltering units that are designed by designers are emphasised in the means of interior decoration discipline. The research is concluded in the light of the information found and proposals. |