Tez No İndirme Tez Künye Durumu
383470
Kacar Döneminde İran-Osmanlı siyasi ilişkileri / İran-Ottoman political relations during Qajar Dynasty
Yazar:ABDOLVAHİD SOOFİZADEH
Danışman: PROF. DR. ÜÇLER BULDUK
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Kaçarlar = Qajars ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Siyasi ilişkiler = Political relations ; Türk-İran ilişkileri = Turkish-Iran relations ; İran = Iran
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2014
262 s.
İran ve Osmanlı devletleri arasında vuku bulan siyasi münasebetler etkileri ve yarattığı kültürel devinimler göz önüne alındığında Ortadoğu coğrafyası için en mühim konulardan birini teşkil etmektedir. Bilhassa İran-Osmanlı devletleri arasında yakın zaman diliminde meydana gelen hadiseler, sahip olduğu enerji kaynakları ile cazibe arzeden Ortadoğu coğrafyasının geleceğine doğrudan tesir etmiştir. Bu açıdan bakıldığında Anadolu ve İran topraklarında Türkî unsurlar tarafından tesis edilen siyasi teşekküller, Türk tarihinin doğal seyrine uygun bir biçimde rekabete dayanan bir anlayışla birbirlerine mukabele etmişlerdir. Ancak bu rekabetin doğal seyrinden çıkması ve ideolojik bir anlam kazanması siyasi ve kültürel anlamda önü alınamaz bir devinime yol açmış, iki toplum arasında ayrıştırıcı bir rol oynamıştır. Kronolojik açıdan bakıldığında İran ve Osmanlı devletlerinin tarih sahnesine çıkmaları ve sükut etmeleri bir paralellik arz etmektedir. Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Balkanlarda filizlenmeye başladığı bir dönemde İran'da da Safevi Türkmenlerinin yükselişe geçtiği görülmektedir. Bu iki taze Türkmen devleti ilk olarak ortak düşmanları olan bir diğer Türkmen devleti Akkoyunluların üzerine yürüyecektir. Akkoyunluların batıdan Osmanlı, doğudan ise Safevi baskısı sonucu ortadan kalkması ardından sınırdaş olan Osmanlı ve Safevi hanedanları bu kez birbiri ile mücadele etmek durumunda kalmışlardır. Ancak bu mücadele iki Türk devletinin cihan hakimiyeti uğruna verdikleri bir mücadele olmaktan çok öteye gitmiştir. Safevi hükümdarı Şah İsmail döneminde mezhepsel bir karşıtlığa dönüşen Osmanlı-İran ilişkileri Safevi Hanedanı ardından İran'da iktidara gelen Afşarlar, Zendler ve Kaçarlar döneminde de devam ettirilmiştir. Biz bu akademik çalışmada 1795 yılında İran'da iktidarı eline alan Kaçarların kuruluşundan çöküşüne kadar olan dönemde Osmanlı Devleti ile olan siyasi münasebetlerini ele almaya çalıştık. Kültürel ve etnik açıdan Türkî özellikler arz eden Osmanlı ve Kaçar devletlerinin yukarıda belirttiğimiz siyasi ve kültürel ayrışmadan ne denli etkilendikleri ve bu mefhumun iki devlet arasındaki münasebetlere ne derece tesir ettiği üzerinde durmaya özen gösterdik. Zaten sınır meseleleri yüzünden mütemadiyen çatışma halinde olan iki devletin tarihsel bir travmaya dönüşen mezhepsel karşıtlığı, İran ve Osmanlı mülkü üzerinde planlar icra eden küresel güçlerin de en kıymetli ensturmanı olmuştur. İran ve Osmanlı devletleri arasında yapılacak bir ittifakı olasılık dışı bırakan bu denli vahim bir dururmun yarattığı serbestiyetle hareket eden İngiltere ve Rusya gibi güçlü devletler, mütemadiyen bu iki devletin içişlerine müdahale etmişler ve toprak bütünlüklerini tehdit etmişlerdir. Geç de olsa durumun farkına varan İran ve Osmanlı makamlarının bu kötü gidişata karşı aldıkları önlemler de yetersiz kalacaktır. Zira ne İran'da ne de Osmanlı Devleti'nde çöküşün önüne geçmek için atılan adımlar (Reformlar ve Meşrutî hareketler) istenilen sonucu vermemiştir. Tarih sahnesine birlikte adım atan, sürekli birbiriyle çatışan ve nihayetinde benzer tehditleri göğüslemek zorunda kalan Osmanlı ve İran devletlerinin sonu da benzer bir şekilde tecelli etmiş, I. Dünya Savaşı ardından tarih sahnesinden çekilmişlerdir.
When taken into account in regard to effects and cultural movements created, political relations that took place between the Ottoman and Iran are one of the most important subjects for Middle Eastern geography. In particular, the recent events that happened between Ottoman and Iran states directly influenced the future of Middle Eastern geography, which enjoys attraction with its rich energy resources. When viewed from this angle, political organizations founded by Turkic elements in Anatolia and Iran reciprocated each other through competiton with each other, in accordance with the natural course of Turkic history. However, as this competition swerved from its natural course and gained ideological meaning, it led to unstoppable motion in political and cultural context and played divisive role between the two societies. When viewed chronologically, emergence and demise of Iran and Ottoman states exhibit parallels. In a period when Ottoman State started making headway in Anatolia and Balkans, it's seen that Safavid Turkomans start to rise in Iran. These two new Turkoman states in the first instance would march against another Turkoman state, Ak Koyunlu. After Ak Koyunlu ceased to exist as a result of pressure from Ottomans on the west and Safavids on the east, Ottoman and Safavid dynasties became neighbours and ended up fighting each other. However, this struggle went far beyond than two Turkic states fighting for world dominance. Ottoman – Iran relations that turned into sectarian hostility during Safavid ruler Shan Ismail's reign, continued during Afshar, Zand and Qajar periods, who ruled in Iran after Safavid Dynasty. In this academic paper, we tried to address the political relations of Qajar Dynasty, which came into power in Iran in 1795, with Ottoman State in the period between its foundation and collapse. We tried to put emphasis on how much Ottoman and Qajar states, which exhibit Turkic characteristics in cultural and ethnic context, were affected from aforementioned political and cultural division and to what extent this concept influenced the relations between the two states. Sectarian division of two states, which transformed into historical trauma, who already were in a state of constant clashes because of border issues, was the most precious instrument in the hands of global powers who exercised plans upon Iran and Ottoman states. Powerful nations like Great Britain and Russia acted on liberty generated by such a grave situation which rendered alliance between Iran and Ottoman impossible, continuously interfered in internal affairs of these two states and threatened their territorial integrity. Even though it was late, Iranian and Ottoman authorities became aware of the situation, but their precautions against ill course weren't enough. For, both in Iran and Ottoman State, steps taken (Reforms and Constitutional Monarchy movements) to prevent collapse didn't yield desired results. The end of Iran and Ottoman states, who stepped into stage of history together, continuously clashed with each other and ultimately resisted similar threats, was also similar; they left the scene of history after World War I.