Tez No İndirme Tez Künye Durumu
486555
A performance improvement study of a permanent-magnet assisted synchronous motor used in washers / Kalıcı mıknatıs destekli senkron relüktans motorlarda performans artırmaya yönelik bir çalışma
Yazar:LJIRIDON DJELADINI
Danışman: DOÇ. DR. LALE ERGENE
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Elektrik-Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
Konu:Elektrik ve Elektronik Mühendisliği = Electrical and Electronics Engineering
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
168 s.
Elektrik motorları kullanan farklı endüstriyel uygulamalar ve ev gereçleri gün geçtikçe daha yüksek performansa sahip ve daha verimli motorlara ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç, yüksek verimli ve yüksek performanslı motor tasarımı konusunu, tüm dünyada yaygın bir araştırma konusu haline getirmiştir. Günümüzde bir çok çeşit elektrik makinesi görece yüksek verimlerde işletilebilmektedir. Dolayısı ile yenilikçi ve daha yüksek verimli makine tasarımı, tasarım mühendisleri için gün geçtikçe daha zor ve çaba gerektiren bir konu olmuştur. Bu tip yenilikçi ve yüksek performans hedeflerine sahip çalışmalarda en sık rastlanan motorlardan biri senkron relüktans motorlarıdır. Senkron relüktans motorları, bir çok uygulamada en çok tercih edilen motorlardan biri haline gelmektedir. Senkron relüktans motorlarını diğer motorlardan ayıran basit, hafif ve bakım gerektirmeyen rotor yapısı; araştırmacıları bu motorların rotorları üzerine bir çok eniyileme yapmaya itmiştir. Senkron Relüktans Motorlarının Jaroslav Kostko tarafından 1923'de tanıtılmasından itibaren geçen sürede motorun hem stator hem rotor yapısının iyileştirilmesi hem de performansının artırılmasına dair üzerine sayısız çalışma literatüre kazandırılmıştır. Bu eniyilemeler motorun çeşitli tiplerde çıkık rotor yapıları, laminasyon tipleri, farklı akı bariyeri tasarımları vb. gibi konuları kapsamaktadır. Bunlarla beraber Senkron Relüktans Motoru eniyilemesinde karşılaşılan bir diğer konu ise sürekli mıknatıslardır. Senkron relüktans motorlarına yapılan sürekli mıknatıs eklemesi, performans üzerinde çok ciddi bir etki yaratmış ve bugünlerde karşımıza çıkan Sürekli Mıknatıs Destekli Senkron Relüktans Motorlarını (PMaSynRM) oluşturmuştur. PMaSYnRM'ler belirli endüstriyel ve ev gereçleri uygulamalarında asenkron motorlar, PMSM ve BLDC'lerin yerini almanın yanında, bu motorlara tüm uygulamalar için çok ciddi bir alternatif olmuştur. PMaSynRM'ler sözü edilen bu motorlara kıyasla, iletken kaybından yoksun bir rotor, çok daha düşük mıknatıs hacmi, fırça kolektör sisteminin olmaması gibi bir çok avantajı beraberinde getirdiğinden daha verimli, bakımı az ve üretimi kolay motorlar olarak öne çıkmaktadırlar. Senkron Relüktans ve Mıknatıs Destekli Senkron Relüktans Motorlarının yapısı, çok fazlı bir statordan ve içerisinde herhangi bir uyarma sargısı bulunmayan bir rotordan oluşmaktadır. Stator yapısı, sıkça karşılaştırıldığı asenkron, senkron ve sürekli mıknatıslı senkron motorlar gibi birçok motor ile aynıdır. Tüm avantajları içerisinde iletken barındırmayan ve basit bir yapıya sahip rotorundan ileri gelmektedir. Bu özel rotor yapısı, statordan gelen manyetik akıya yol verecek akı bariyerlerine sahiptir. Bu akıya yön verme davranışı farklı eksenlerde farklı relüktanslara sahip yolları fiziksel olarak oluşturarak moment indükleyecek relüktans farkını yaratır. Düşük relüktansa sahip yol üzerine d-ekseni ve yüksek relüktansa sahip yol üzerine ise q-ekseni adı verilmektedir. Stator sargıları içerisinden akımlar akmaya başladığında, stator alanından gelen akı düşük relüktans yollarını izleme eğilimi gösterecek ve rotorun düşük relüktans eksenini stator alanını ekseni üzerine getirecek şekilde bir moment indükleyecektir. Dolayısı ile stator tarafında oluşturulan bir döner alan, rotoru da sürekli olarak aynı hızda dönmeye zorlayacaktır. Bu açıdan akı bariyerlerinin amacı, q-ekseni üzerindeki relüktansı en yüksek ve d-ekseni üzerindeki relüktansı da en düşük yapmaktır. Bu yollar üzerindeki indüktans değerleri de tam tersi olacak ve d-ekseni indüktansı, q-ekseni indüktansından büyük olacaktır. Performans bazında ise bu indüktans farkı arttıkça, indüklenen moment de artacaktır. Dolayısı ile eksenler arası indüktans farkının, tasarım sürecinde olabilecek en büyük değerlere getirilmesi hedeflenmektedir. Bu indüktans farkı beraberinde iki önemli tasarım kriterini getirmektedir. Bu tasarım kriterlerinden biri çıkıklık oranı olarak adlandırılan Ld/Lq oranı, diğeri ise indüktans farkı (Ld-Lq)'dur. Bu iki kriteri; bir senkron relüktans motorunun performansını belirleyen en kritik iki parametredir. Indüktans farkı indüklenecek maksimum momenti belirlerken çıkıklık oranı da işletmedeki en yüksek güç faktörü üzerinde belirleyici rol oynar. Literatür incelendiğinde, aynı geometri için bu iki parametrenin eniyilemesine dair birçok çalışma görülebilir. Bu çalışmalar incelendiğinde indüktans farkından doğan bu iki tasarım parametresi üzerine etkisi olan tasarım kriterlerinden en önemlileri akı bariyeri sayısı, akı bariyeri genişliği ve şekli ve demir bölüt genişlikleridir. Sürekli Mıknatıs Destekli Senkron Relüktans Motorlarında ise bu indüktans farkını artırmanın yolu, bu parametrelerin eniyilemesinin yanında, mıknatısları statordan gelen q-ekseni uyarmasını azaltıcı şekilde ve d-ekseni akısını destekleyici şekilde akı bariyerleri içerisine yerleştirmektir. Bu yöntemlerle d ve q-ekseni indüktans farkını artırmak, aynı boyuttaki bir mıknatıssız bir motora kıyasla daha yüksek moment elde edilebileceği anlamına gelmektedir. Sürekli mıknatısları akı bariyerleri içerisine yerleştirme sırasında mıknatısların akı bariyeri içerisindeki konumu ve hacimleri, motor performansı üzerine büyük etkide bulunur. Elde edilebilecek tüm mıknatıs kombinasyonları arasından mıknatısları mile yakın yerleştirmek, hem göreceli olarak daha iyi bir performans vermekte hem de mıknatıs yerleşim sürecini kolaylaştırmaktadır. Stator tarafında ise oluk sayısı, oluk ve diş şekli, SynRM eniyilemeleri sırasında üzerinde durulan parametrelerdir. Fakat stator tarafı eniyilemelerinin performansa etkisi rotor tarafı eniyilemelerinin etkisi kadar belirgin olmamaktadır. Tüm bu avantajlarının yanında, PMaSynRM'lerin dezavantajlarından da bahsetmek gerekir. Bu dezavantajlarının en önemli iki tanesi işletme sırasındaki moment titreşimi ve karmaşık kontrol sistemi gereksinimleridir. Bu motorlardaki moment titreşimi, akı bariyerli ve bölütlü rotorun, stator dişleri altından geçişinde oluşan ve hıza bağlı frekansla değişen farklı relüktans yollarından kaynaklanmaktadır. Bu yollardaki relüktans değişimleri işletme sırasında indüklenen momentin anlık değişimlerine yol açarak moment titreşimlerine sebep olmaktadır. Bu moment titreşimleri ise yüksek hızlarda daha belirgin olmakta ve motorun mekanik titreşimine ve akustik gürültüye sebep olmaktadır. Moment tireşimini azaltmak için birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan en etkili sonucu veren stator oluk sayısının ve rotor akı bariyeri sayısının belirli kombinasyonlara göre seçilmesidir. PMaSynRM'lerin kontrolleri tarafındaki dezavantajı değişken frekanslı bir evirici sistemi gereksinimidir. Bu motorlar; doğrudan şebekeden kalkış yapamamakta, konum algılayıcısı ve değişken frekanslı eviriciler ile kalkış yapabilmekte ve işletmede kalabilmektedirler. Sürücü devresi gereksinimi de bu makinelerin kurulum, işletme ve bakım maliyetlerini artırmaktadır. Bu tez çalışmasında, referans alınan bir çamaşır makinesi motorunun eniyilenerek yıkama ve sıkma esnasındaki performansının artırılması amaçlanmıştır. Tezin ikinci bölümünde, bu motorların analitik tasarımı ile ilgili belirli tasarım parametreleri, tanımlar ve denklemler verilmiştir. Bu parametreler arasında, kutup sayısı, izolasyon oranları, akı bariyerlerinin ve demir bölütlerin konumu ve boyutlarının performans üzerindeki etkileri açıklanmıştır. Akı bariyerlerinin ve demir bölütlerin konumlandırması ve boyutlandırlıması ile ilgili senkron relüktans motorlardaki rotor tasarımında kullanılan denklemler verilmiştir. Bu denklemlere göre, rotorun dış çapı ve mil çapı gibi boyutları kullanarak, d- ve q- ekseni üzerinde tanımlanan izolasyon oranlarına göre, bu eksenlerdeki akı bariyerlerinin ve demir bölütlerin genişliği tanımlanır. Referans olarak alınan motorun izolasyon oranlarının en uygun olduğu varsayıldığından bu tez çalışmasında bu oranlar değiştirilmemiştir. Eniyleme çalışmalara göre çizilen rotorların sadece dış çapları ve mil çapları değiştirilmiştir. Bu denklemlerden elde edilen akı bariyeri ve demir bölüt genişlikleri, tezde verilen d- ve q-ekseni indüktansların hesaplanması için geliştirilen analitik yöntemde kullanılmıştır. Bu yönteme göre indüktans değerleri, akı yolları belirlenerek ve bu yollar üzerindeki manyeto motor kuvveti denklemleri çözülerek hesaplanmaktadır. Bu denklem sisteminin sonucu olarak elde edilen hava aralığındaki manyetik akı yoğunluğu kullanılarak, d- ve q-eksenindeki toplam akı ve indüktanslar hesaplanmaktadır. Eniyileme süreci ise moment titreşimi üzerindeki etkisi de göz önünde bulundurularak hava aralığı azaltması ile başlamıştır. Devamında, hava aralığı uzunluğu ile rotorun her bir çeyreğindeki üçüncü akı bariyerlerinin arasındaki mesafenin etkisi örnek motora kıyasla aynı performansı sağlayabilecek şekilde incelenmiştir. Ayrıca mıknatısların hacimleri ve akı bariyerleri içerisindeki konumları da bu eniyilemeler sırasında incelenmiş ve sonuçları sunulmuştur. Hava aralığı uzunluğu ve mıknatıs konumlarına karar verildikten sonra, en yüksek oluk doluluk oranı göz önünde bulundurularak stator boyunduruk ve diş eniyilemeleri ön tanımlı doyma değerleri de gözetilerek yapılmıştır. Stator eniyilemeleri, sargı tiplerinin incelenmesi ile devam etmiştir. Tek ve çift tabakalı sargılar denenerek ortalama moment ve moment titreşimi üzerindeki etkileri belirlenmiştir. Kullanılan malzemeler tarafında ise, iki farklı ferromanyetik malzemenin performansa etkisi incelenmiştir. Stator ve rotorda M700 ve M350 sınıfı silisli çelik kullanarak demir kayıpları üzerinde etkisi araştırılmış ve prototipleme aşaması için uygun olana karar verilmiştir. Stator üzerindeki genel maksatlı eniyilemeler tamamlandıktan sonra geometrinin detaylarındaki eniyilemeler yapılmış stator oluk şekli, oluk açıklığı yüksekliği ve oluk açıklığı genişliği eniyilenerek prototip performansı üzerine etkileri incelenmiştir. Tüm elektromanyetik analizler Maxwell 2D ve Motor-CAD isimli ticari paket programlarında sonlu elemanlar yöntemi ile iki boyutlu olarak modellenmiş ve analiz edilmiştir. Sıkma modu işletmesindeki alan zayıflatma bölgesi de dahil olmak üzere tüm hız aralığında verim haritası Motor-CAD yazılımı ile çıkartılmış ve işletme koşullarına ilişkin akım, moment ve faz açıları gerilim ve akım sınırlı bölgeler için verilmiştir. Tasarım süreci sonunda elde edilen prototip üretilmiş, testleri yapılmış ve deneysel sonuçlar ile benzetim sonuçları karşılaştırılarak uygulanan yöntemin doğruluğu gösterilmiştir. Elektormanyetik analiz ve prototip sonuçlarına göre eniyilenen prototip motorun ısısal analizi Motor-CAD yazılımı ile yapılmıştır. Elde edilen ısısal analiz sonuçları referans motor ile karşılaştırılarak eniyileme sürecinin olumlu sonuçları sunulmuştur. Isısal analize motorun tüm bölgelerindeki bakır ve demir kayıpları dahil edilmiştir. Isısal analizi mekanik zorlanma analizleri takip etmektedir. Mekanik zorlanmaların ve mekanik bütünlüğün sağlandığını analiz etmek amacı ile prototip ve referans motor ANSYS Statik Yapısal Modül üzerinde hem yıkama hem de sıkma modunda analiz edilmiştir. Yüksek hızlarda yarıçapsal merkezkaç kuvvetinin etkilerinin yol açtığı mekanik bozulmanın boyutları sunulmuştur.
Everyday more, synchronous reluctance motors are becoming one of the most preferred type of electric motors used in different applications. Their simple, light and easily maintainable rotor structure have made many researches to continue their work on the optimization of the nowadays synchronous reluctance motors. Another issue considered in the area of motor design, is the use of permanent magnets in these motors. Such modification of synchronous reluctance machines has changed their performance drastically, resulting in another type of electric motor nowadays called as permanent magnet assisted synchronous reluctance motor. Permanent magnet assisted synchronous reluctance motors have become the comparable reluctance motors to the conventional induction and brushless DC motors, if not even replacing them in several industrial and home appliances. The complete structure of synchronous reluctance motors and permanent magnet assisted ones (PMaSynRM), is composed of a multiphase stator, similar to those of induction or permanent magnet synchronous motors. All of their advantages over other motors come from the special rotor structure, having no windings and simple structure. The special rotor structure includes flux barriers that guide the magnetic flux coming from the stator to flow from one to another pole of the rotor. Such flux guidance is possible due to the reluctance difference in different axes of the rotor. The low reluctance axis is called as the direct or d-axis, whereas the high reluctance axis is called as quadrature or q-axis. When currents flow in the stator, the magnetic flux coming into the rotor tends to pass through minimum reluctance, thus it tries to align the rotor axes accordingly. Thus, a rotating magnetic field induces a constant torque on the rotor trying to align by following it at the same rotating speed. The main purpose of the flux barriers is actually the minimization of reluctance in the d-axis and maximization of the reluctance in the q-axis. The inductance values on these axes would be vice-versa, meaning the d-axis inductance should be as high as possible, whereas the q-axis inductance should be as low as possible. In literature, there are many methods presented related to the optimization of inductance values of the synchronous reluctance motors. One way of doing this, is the positioning of permanent magnets inside the flux barriers in such way that they will decrease the q-axis inductance by opposing the flux on this axis, whereas they will increase the d-axis inductance by supporting the flux on this axis. Increasing the difference between the d- and q-axis inductances means that the motor of the same size will be able to induce larger torque than that without permanent magnets. Permanent magnets inside the flux barriers are placed in different configurations and sizes. The location of magnets and many other parameters related to the rotor design, including number of flux barriers and size of the segments are optimized when the performance of permanent magnet synchronous reluctance motor is to be improved. On the stator size, number of slots, slot shape and tooth shape are the parameters that are change during optimization of synchronous reluctance machines. On this thesis, the washer's sample motor taken from another thesis, is further optimized to get better performance on both washing and spinning mode operations. The optimization work is started with the decrease of the air-gap length without increasing the torque ripple too much. The effect of the distance between third rotor barriers is also observed to see whether the desired performance is possible with lower magnet volume compared to the sample motor. After the air-gap and the magnet location is defined, having in consideration the maximum slot fill factor, the stator yoke and tooth optimization is done such that the magnetic flux density in these parts remains under pre-defined limits. When general dimensions of the stator are defined, detailed optimization of the stator slot including slot shape, slot opening height and width are done to see whether they have effect on the performance of the motor. All of the analysis are simulated using finite element method solving software Maxwell 2D. After the optimized prototype is selected, it is produced and tested according to several electrical motor standards. Further, its thermal analysis is performed using Motor-CAD, and then compared to that of the sample motor to see the thermal advantages of the new prototype. Mechanical analysis of both the optimized prototype and the sample motor are performed in ANSYS Static Structural module to see the mechanical integrity of the rotor at high speed spinning mode operations.