Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması XI. yüzyılın ilk yarısında başlayıp XIII. yüzyılın sonlarına doğru tamamlanmıştır. Moğol İstilası Anadolu'nun Türkleşmesinin tamamlayıcı evresi olarak dikkat çeker. Moğol istilası sonucu gerçekleşen ikinci büyük göç dalgası sonucunda Anadolu'ya yeni Türkmen grupları girmişlerdir. Alâeddin Keykubad döneminde yeni gelen bu kitleler uç adı verilen, Kastamonu ve Sinop'tan başlayıp Denizli ve Antalya'ya kadar uzanan sınır hattına yerleştirilmiştir. Buraya yerleştirilen beyler uç emiri olarak atanmış ve Bizans'a karşı gaza ve cihatla meşgul olmuşlardır. 1243'teki Kösedağ bozgunu sonucu Moğolların Anadolu'ya girmesi ile Selçuklu merkezi otoritesinin Türkmenler üzerindeki etkisini ortadan kalkmıştır. Moğolların Anadolu'daki baskısı sonucu uç bölgelerdeki merkezi otorite zayıflamış ve Türkmenler kendi beyleri önderliğinde bağımsız hareket etmeye başlamışlardır.
İşte bu süreçte Anadolu'nun Türkleşmesinin son evresi olan II. Beylikler Dönemi ortaya çıkmıştır. Bizans İmparatorluğu 1261 yılında Latinlerin elinden Konstantinapolis'i geri almış ve tekrar başkentlerine dönmüşlerdir. Burada Balkanlardaki mücadelelerle uğraşan Bizans İmparatorluğu'nun batı sınırında bir otorite boşluğu yaşanmıştır. Bu otorite boşluğundan yararlanan Türkmenler, Bizans sınırına akınlarını yoğunlaştırmış, ortaya çıkan boşluk bu bölgelere doğru ilerleyen Türklerin yerleşimini kolaylaştırmıştır.
Menteşe Beyliği, bu sürecin içinden bağımsız olarak ortaya çıkan ilk Türkmen Beyliği'dir. Hem Bizans hem de Selçuklu kaynaklarına dayanarak, 1261'den sonra Muğla ve yöresinin Türkmenlerin eline geçtiği ve Menteşe Bey'in bu tarihten sonra bölgede aktif olduğu görülmektedir. 1278'de Menderes bölgesinin tamamının Türklerin eline geçtiği bilgisine dayanarak, tez konumuz olan Menteşe Beyliği başkenti Milas'ın da 1278'den önce Menteşe Beyliğine dahil olduğu söyleyebiliriz.
Menteşe Beyliği'nin başkenti Milas, Antikçağ'da oldukça önemli bir şehir iken daha sonraki dönemlerde bu önemini koruyamamıştır. Menteşe Beyleri'nin bölgeye gelmesi ve Milas şehrini başkent yapmaları üzerine şehir yeniden canlanmış, sosyal ve ekonomik refahın yanı sıra görkemli mimari yapılar ortaya çıkmaya başlamıştır. Şehrin nüfusun artmasıyla birlikte hükümet merkezi 5 kilometre uzaklıkta bir yamaçta yer alan Beçin'e taşınmıştır. Beçin yollara ve başkent Milas'a hakim konumu ve güvenli kalesi sebebiyle Orhan Bey döneminde itibaren Menteşe Beyleri'nin ikamet ettiği yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Milas şehri muazzam bir şekilde gelişme gösterirken, buna paralel olarak Beçin'de de fiziki dokuda pek çok yapı inşa edilmiş ve nüfusu gittikçe artmıştır. Tıpkı Milas şehri gibi burada da önemli bir şehir dokusu meydana gelmiştir.
Başkent Milas ve hükümet merkezi Beçin'in yanı sıra ticari açıdan oldukça elverişli topraklar üzerinde bulunan Balat şehri de 1402 Ankara Savaşından sonra İlyas Bey'in hakimiyetinde bir dönem başkentlik yapmıştır. Ancak Balat uzun süre başkentlik yapmamış 1414 yılında İlyas Bey'in hükümet merkezi Beçin'de ikamet ettiği görülmektedir.
Menteşe Beyliği, 1424 tarihinde Osmanlı hakimiyetine girene kadar ticaret yolları üzerinde bulunan hem başkent Milas hem de hükümet merkezi Beçin, beyliğin zayıfladığı dönemlerde bile önemini yitirmemiştir.
İlyas Bey'in ölümünden sonra Menteşe Beyliği'nin Beçin dahil tüm arazisi Osmanlıların eline geçmiştir. Menteşe Beyliği toprakları Menteşeoğullarından sonra sancak olarak idare edilmiş ve Anadolu Beylerbeyliğine bağlanmıştır. Beçin'in ulaşılması zor konumu nedeniyle, Osmanlı Devleti'nin merkezden tayin ettiği yöneticiler sancağın idare merkezi olarak Beçin yerine Muğla'yı tercih etmişlerdir. Beçin şehri, Osmanlı döneminde gitgide cazibesini yitirmiş, fiziki doku unsurları harap olmaya başlamıştır. Nüfusun büyük bir çoğunluğu Milas'a göç etmiştir.
Anahtar Sözcükler: Anadolu, Haçlılar, Moğollar, Kösedağ Savaşı, Moğol İstilası, Uçlar, Uç Beyliği, Menteşe Beyliği, Milas, Beçin, Balat.
|
Turkification and Islamization of Anatolia started in the first half of the XI. century and was completed towards the end of the XII. century. Mongol Invasion Occupation attracted attention as a complementary phase of Turkification of Anatolia. New Turkoman groups entered Anatolia as a result of the second major migration wave that resulted from the Mongol invasion. Alaeddin Keykubad era, these new masses are named in the border, extending from Kastamonu and Sinop to Denizli and Antalya. The emirate, who were placed here, were assigned as extreme boys and were busy with the struggle against Byzantium. The ending of Kösedağ defeat in 1243 The entrance of the Mongols into Anatolia took the influence of the Seljuk central authority over the Turkmen. The central authority in the ending extreme regions of the Mongols in Anatolia has weakened and the Turkmens have begun to act independently in their own leadership.
This is the last phase of the Turkification of Anatolia in this process II. The period of the Emirates has emerged. In 1261, the Byzantine Empire took back Constantinople from Latins and returned to their capital. Here, there was an absence of authority on the western border of the Byzantine Empire, which was dealing with the challenges in the Balkans. The Turkmen, benefited from this lack of authority, focused on their attacks on the Byzantine border. The gap emerged facilitated the settlement of Turkish people moving towards these regions.
Menteşe Emirates is the first Turkmen emirate, turned up independently from this process. Based on both Byzantine and Seljuk sources, After 1261, Muğla and Muğla regions were taken over by the Turkmen and Emir Menteşe, seems to be active in the region after this date. Based on the knowledge that the Karia region was ruled by the Turks in 1278, we can say that Emirate of Menteşe Milas, which is the thesis position, belongs to Menteşe Emirates before 1278.
The capital city of Menteşe Emirates was a very important city in Antiquity, but it did not maintain this importance in later periods. The city's resurgent social and economic prosperity as well as splendid architectural structures have begun to appear on the occasion of the coming of the Menteşe Emirates and the capital city of Milas. With the increasing urban population of the city, the government headquarters moved to Beçin, 5 km away from the slope. Beçin roads and capital city of Milas due to its position and safe residence, Emir Orhan period as a place where Menteşe Emirates residence is confronted. While the city of Milas has grown tremendously, many buildings have been built and the population is increasing. Just like the city of Milas, here an important city texture has come to fruition.
Capital city Milas and the government center Beçin, as well as on the land that is very convenient for commercial purposes Balat city in 1402 after the Battle of Ankara, Emir Ilyas was the capital of a period under the domination. However, Balat had not been a capital for a long time and it is seen that Emir İlyas resides in the government center Beçin in 1414.
Emirate of Menteşe Both the capital Milas and the government center Beçin maintained their importance until they entered Ottoman domination in 1424. These cities located is major trade routes have not lost their importance during periods of weakness. After the death of İlyas Bey, the whole land of Emirate of Menteşe including Beçin was passed to the Ottomans.
The territory of Menteşe was governed as a sancak after the Menteşe Sons and was connected to the chief-governer of Anatolian. Due to difficult location of Beçin, the administrators appointed by the Ottoman state centrally preferred Muğla instead of Beçin as the administrative center. The city of Beçin gradually lost its appeal in the Ottoman period, and the physical texture elements began to be ruined. A large majority of the population migrated to Milas.
Key Words: Anatolia, Crusaders, Mongols, Kösedag War, Mongolian Occupation, Borders, Border, Emirate of Menteşe, Milas, Beçin, Balat. |