Hikmet kavramının Kur'an'da birçok defa kullanılması ve Allah'ın hakîm ismiyle hikmet sıfatının
birlikteliği hikmet ve ilâhî fiiller arasındaki ilişkiyi gündeme getirmiştir. Hikmet kavramı yargıda
bulunmak, karar vermek anlamında "hükm" mastarından isimdir. Yine ""sakındırmak, engellemek,
gem vurmak, alıkoymak" gibi anlamlara gelen "ihkam" masdarıyla anlam ilişkisi vardır. Istılâhı
manası genel olarak ""sözde ve fiilde isabet etmek, isabet, her şeyin yerli yerince yapılması,"
demektir.
Hikmetin anlam dünyasının bu denli geniş olması ayrıca kavramın anlamı, kapsamı, çeşidi, gibi
hususlar üzerinde geniş şekilde düşünülmesine etki etmiştir. Bu sebeple birinci bölüm hikmet
kavramının etimolojik tahlilini ve farklı ilmi disiplinlerde hikmetin; önemini, tarifini, ilmi
disiplinlerde kullanımını, benzerlik ve farklılıkları, neyi kapsadığını, araştırdığımız bir niteliğe
kavuştu.
İkinci bölüm ise ilk bölümde hikmete dair bulgu ve çıkarımlar tezimizin konusunu oluşturmuştur.
Yine ikinci bölümde kelâm ilminde hikmetin kullanımı ve hikmete dair Eş'arî, Mâtürîdî ve Mu'tezile
mezheplerinin konuya dair genel yaklaşımları ortaya koyulmuştur. Sonrasında ise tezimizin
amacını oluşturan İmam Mâtürîdî (ö. 333/944) ve Kâdî Abdülcebbâr'ın (ö. 415/1025) hikmete
dair görüşlerini alt başlıklar halinde karşılaştırmalı olarak incelemeye, benzerlik ve farklılıklar
gösterilmeye çalışılmıştır.
Mâtürîdîler de ilâhî fiillerde hikmetin olduğunu ama hikmetin Allah'ın fillerine etkisi konusunda
Mu'tezile'den ayrılırlar. Mâtürîdîler ilâhî fillerde bulunan hikmetin veya herhangi bir şeyin Allah'a
vâcib olmayacağı görüşündedirler.
Çalışmamızda yöntem olarak veri tarama tekniği olan belgesel kaynak derlemesi tekniği
kullanılmış ve konumuza ilişkin literatür incelenmiştir. Tasnif edilen bu bilgiler objektiflik ilkesi
çerçevesinde sosyal bilimlerin deskriptif (vasıflandırıcı) metodu kullanılarak yazılmıştır.
Hikmet kavramına dair literatürde pek çok çalışma görülmektedir. Fakat İmam Mâtürîdî ve Kâdî
Abdülcebbâr'ın hikmete dair görüşlerini karşılaştırmalı olarak inceleyen müstakil bir çalışma
bizim ulaşabildiğimiz kadarıyla yoktur. Bu yönüyle tezin alana katkı sunması hedeflenmektedir.
Hikmet kavramının birçok farklı ilmi disipline konu olması ve üzerinde çalışmaların yapılmasının
nedeninin hikmet ve ilahi fiiller arasındaki ilişki olduğu düşüncesi olduğu tespit edilmiştir. Bunun
yanında ayet ve hadislerde sık sık hikmete dair vurguların olması da bir başka etken olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Kâdî Abdülcebbâr, hikmet kavramını vücub aleallah bağlamında ele almış ve Allah'ın fiillerinin
mutlaka bir fayda ve maslahat içermesini gerektiğini ifade etmiştir. Bu zorunluluğu tüm konularda
geçerli olmadığını yalnızca dini konularla sınırlı olduğunu ifade etmiştir.
Mâtürîdî, Allah'ın fiillerinde hikmetin bulunduğunu, onun hikmetinin her şeyi yerli yerine koymak
olduğunu bu nedenle Allah'ın fiillerinin hikmetsiz olamayacağını savunmuş. Allah'ın fiillerindeki
hikmetin asla onu bir şeye mecbur eden dışarıdan bir etki olarak görmeyip aksine bunu bizzat
Allah'ın kendi kendine kural olarak koyduğunu ifade etmiştir.
Anahtar Kavramlar: Kelam, Hikmet, Âlem, Ebû Mansûr el- Mâtürîdî, Kâdî Abdülcebbâr
|
The use of the concept of wisdom many times in the Qur'an and the combination of the name of
Allah with the attribute of wisdom has brought to the agenda the relationship between wisdom
and divine acts. The concept of wisdom is a noun from the infinitive "hukm", meaning to judge and
decide. It also has a semantic relationship with the infinitive "ihkam", which means "to prevent,
prevent, restrain, detain". Its general meaning is "to be accurate in words and deeds, to be
accurate, to do everything in its proper place."
The fact that the world of wisdom's meaning is so wide has also affected the broad consideration
of issues such as the meaning, scope, and type of the concept. For this reason, the first chapter
examines the etymological analysis of the concept of wisdom and the meaning of wisdom in
different scientific disciplines; It has reached a point where we research its importance, its
definition, its use in scientific disciplines, its similarities and differences, and what it covers.
In the second part, the findings and inferences about wisdom in the first part constitute the subject
of our thesis. Again, in the second chapter, the use of wisdom in the science of kalam and the
general approaches of the Ash'ari, Maturidi and Mu'tazila sects on the subject are revealed.
Afterwards, the views of Imam Mâtürîdî (d. 333/944) and Kâdî Abdülcebbâr (d. 415/1025), which
constitute the aim of our thesis, on wisdom were tried to be examined comparatively under
subheadings and their similarities and differences were shown.
Maturidis also argue that there is wisdom in divine acts, but they differ from Mu'tazila regarding
the effect of wisdom on God's acts. Maturidis are of the opinion that the wisdom or anything found
in divine acts is not obligatory on Allah.
In our study, the documentary source compilation technique, which is a data scanning technique,
was used and the literature on our subject was examined. This classified information was written
using the descriptive method of social sciences within the framework of the principle of
objectivity.
There are many studies in the literature on the concept of wisdom. However, as far as we can find,
there is no independent study that comparatively examines the views of Imam Mâtürîdî and Qâdi
Abdülcebâr on wisdom. In this respect, the thesis aims to contribute to the field.
It has been determined that the concept of wisdom is the subject of many different scientific
disciplines and the reason why studies are carried out on it is the idea that there is a relationship
between wisdom and divine acts. In addition, another factor is the frequent emphasis on wisdom
in verses and hadiths.
Qadi Abd al-Jabbar discussed the concept of wisdom in the context of wujub aleallah and stated
that Allah's actions must necessarily contain benefit and benefit. He stated that this obligation does
not apply to all issues and is limited to religious issues only.
Maturidi argued that there is wisdom in God's actions, that his wisdom is to put everything in its
place, therefore God's actions cannot be without wisdom. He stated that the wisdom in God's
actions is never seen as an external influence that obliges him to do something, but on the
contrary, God himself sets this as a rule for himself.
Key Concepst: Kalam, Wisdom, Universe, Ebû Mansur el-Mâtürîdî, , Qadi Abdülcebbar |