Tez No İndirme Tez Künye Durumu
406770
Prenatal bağlanma düzeyinin, gebelikte anksiyete ve depresyonun erken çocukluk dönemine etkileri: Bir kohort çalışması / The effects of prenatal attachment level, anxiety and depression during pregnancy on infancy and early childhood:A cohort study
Yazar:DENİZ ARGÜZ ÇILDIR
Danışman: DOÇ. DR. AYLİN ÖZBEK
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Psikiyatri = Psychiatry
Dizin:Ana-baba tutumu = Parents attitude ; Anksiyete = Anxiety ; Bağlanma = Attachment ; Depresyon = Depression ; Ebeveynler = Parents ; Prenatal bakım = Prenatal care ; Prenatal teşhis = Prenatal diagnosis
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
165 s.
Amaç: Prenatal bağlanma anne ve doğmamış bebeği arasında gelişen eşsiz ilişkidir ve gebelikte anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıkların olumsuz etkilerini prenatal bağlanmayı etkileyerek de gösterebileceği düşünülmektedir. Prenatal bağlanma ile erken çocukluk dönemi gelişimi, duygusal ve davranışsal özellikleri ve ebeveyn tutumları arasındaki ilişki çalışılmamış bir alandır. Kohort deseninde planlanmış bu çalışmanın amacı gebelikte prenatal bağlanma düzeyinin, depresyonun ve anksiyetenin bebeğin anne sütü alma süresine, erken çocukluk dönemi (12-36 ay) sosyal ve duygusal iyilik haline, gelişime ve bu dönemdeki ebeveyn tutumlarına etkisinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Çalışma grubu Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Obstetri Polikliniğine Haziran 2012 ile Aralık 2012 tarihleri arasında başvuran, 28-40 haftalık iken rutin obstetrik değerlendirilmesi yapılan 142 gönüllü anne ve 12-36 ay aralığındaki çocuklardan oluşmaktadır. Annelere sosyodemografik özelliklerinin kaydedileceği veri kayıt formu doldurulmuştur. Annelerde değerlendirme sırasında depresyon varlığını araştırma ve şiddetini ölçmek amacıyla Beck Depresyon Ölçeği, kaygı belirtilerinin varlığını değerlendirme ve sıklığını ölçmek için Beck Anksiyete Ölçeği, annelerin 12-36 ay arasındaki çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri ebeveynlik tutumlarının belirlenmesini sağlayacak Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği ve çocukların sosyal ve duygusal özelliklerini araştırmak amacıyla Kısa 1-3 Yaş Sosyal Duygusal Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır. Çocuklarının gelişimini ve becerilerini bakım veren kişiden alınan bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) farklı bir görüşmeci tarafından uygulanmıştır. Bulgular: Prenatal dönemde depresyon puanı yüksek olan annelerin çalışma sırasındaki depresyon puanlarının da yüksek olduğu; annelerin, prenatal döneme kıyasla çalışma sırasında depresyon puanlarının yükseldiği saptanmıştır. Prenatal dönemde anksiyete puanı yüksek olan annelerin çalışma sırasında anksiyete puanlarının yüksek olmayı sürdürdüğü, ancak prenatal dönemle karşılaştırıldığında çalışma döneminde düşüş bulunduğu görülmüştür. Çalışma sırasında depresyon puanı yüksek olan ve prenatal dönem ile depresyon ölçeği puanları arasındaki farkın yüksek olduğu annelerin çocuklarının Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) T puanı düşük saptanmış; prenatal döneme göre depresyon düzeyi artmış annelerin çocuklarının AGTE T puanları düşük bulunmuştur. Prenatal bağlanma düzeyleri yüksek olan annelerin çocuklarının Kısa 1-3 Yaş Sosyal Duygusal Değerlendirme Ölçeği yetkinlik puanları ve AGTE T puanları yüksek bulunmuştur. Gelişim geriliği olan çocukların annelerinin prenatal bağlanma puanları düşük saptanmıştır. Çalışma sırasında depresyon puanı yüksek olan annelerin Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği (AHÇYTÖ) alt ölçeklerinden 'düşmanlık ve reddedici tutum' ile 'evlilik uyumsuzluğu' puanları yüksek bulunmuştur. K-1/3SDD ölçeği problem puanı yüksek olan çocukların AGTE T puanları düşük bulunmuştur. K-1/3SDD ölçeği yetkinlik puanı yüksek olan çocukların AGTE T puanları yüksek bulunmuştur. Sonuç: Prenatal bağlanmanın ve gebelikte depresyon ve anksiyeteyi içeren annenin ruhsal sağlığının erken çocukluk döneminde gelişim ile duygusal ve davranışsal yetkinliğe önemli etkileri olduğu saptanmıştır. Prenatal dönemde başlayan depresyonun ortalama 2 yıl sonra da saptanmaya devam etiği, bu annelerin çocuklarının gelişimlerinin olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Ek olarak prenatal bağlanmaları düşük olan annelerin yaklaşık 2 yaşındaki çocuklarının prenatal bağlanmaları yüksek olan yaşıtlarına göre duygusal ve davranışsal yetkinliklerinin risk altında olduğu görülmüştür. Özellikle koruyucu ruh sağlığı açısından incinebilirliği olan yüksek söz konusu grubun tespit edilerek önleyici girişimler uygulanmasının yaşam boyu psikopatoloji riskini azaltarak toplum ruh sağlığına katkıda bulunabileceği düşünülmüştür. Anahtar kelimeler: Prenatal bağlanma, prenatal depresyon, prenatal anksiyete,erken çocukluk dönemi sosyal ve duygusal özellikler, gelişim, ebeveyn tutumları.
Aim: Prenatal attachment is the sole relationship formed between the mother and her unborn infant and it is a common concern that the negative impacts of psychiatric morbidities like anxiety and depression during pregnancy might also consider prenatal attachment, resulting in much adverse consequences. Prenatal attachment and the development during infancy and early childhood, emotional and behavioral characteristics and the relationship with parental attitudes is a field left mainly understudied. The aim of this research that was designed as a cohort study was to assess the effects of prenatal attachment levels during pregnancy, depression and anxiety on the duration of breastfeeding, social and emotional wellbeing during infancy and early childhood (12-36 months), development and parental attitudes during this identified phase. Method: Our study sample consisted of 142 mothers and their infants currently aged between 12-36 months that have applied to Dokuz Eylul University Medical School Gyneacology and Obstetrics Department for routine obstetric evaluation during the prenatal 28-40 week period between dates June 2012 and Deecember 2012 who have agreed to participate voluntarily in our study. Mothers were given sociodemographic data form, Beck Depression Invantory, Beck Anxiety Invantory, Parental Attitude Research Instrument and Brief Infant and Toddler Social Emotional Assessment. Ankara Development Screening Inventory to elavuate the developmental levels of children were also applied. Results: The mothers who have scored higher in the depression scale during the prenatal period scored higher also during the time of the study for depression and it was also observed that the depression scores increased for these mothers during the time of the study compared to the prenatal period. Mothers who have scored higher in the anxiety scale during prenatal period continued to score higher in anxiety scales during the time of the study; but it was seen that there was a decline in anxiety scores during the time of the study when compared to the anxiety scores obtained during the prenatal period. The infants of the mothers who scored higher in the depression scale during the time of the study and had a higher discrepancy regarding depression scores during prenatal period and the time of the study had a lower T score in Ankara Development Screening Inventory (AGTE); the infants of mothers who had an increased depression level compared to prenatal period had a lower AGTE T score. The infants of the mothers who had a higher level of prenatal attachment scored higher in both AGTE T scores and Brief Infant and Toddler Social Emotional Assessment (BITSEA) competence subscale scores. The mothers who had infants with developmental delay had scored lower in prenatal attachment assessment. The mothers who had higher depression scores during the study period had also scored higher in hostility and parental rejection and marital discordance in the subscales of Parental Attitude Research Instrument (PARI). Children with higher problem scores in BITSEA scale had lower AGTE T scores. Children with higher competence scores in BITSEA scale had higher AGTE T scores. Conclusion: It was seen that prenatal attachment and maternal psychiatric well being including the presence of depression and anxiety during pregnancy had important effects on the development and emotional and behavioral competence of their infants and children. Infants of mothers who had lower prenatal attachment had a greater risk of declined emotional and behavioral competence compared to the infants of mothers with higher prenatal attachment levels around 2 years old. In addition to that, it was seen that the depression that had started during the prenatal period continued clinically even after 2 years from the onset and the development of children of these mothers were adversely affected by this situation. It was concluded that the determination of high risk groups that show an increased vulnerability regarding psychiatric disorders in particular and planning preventive measures might decrease the lifetime risk of psychopathology, resulting in a better development of community based psychiatric well being. Keywords: Prenatal attachment, prenatal depression, prenatal anxiety, social and emotional characteristics in infancy and early childhood, development, parental attitudes