Tez No İndirme Tez Künye Durumu
477989
Akut lösemi tanılı hastalarda tedavi yanıtının ve sağkalımın değerlendirilmesi / Evaluation of treatment response and survival in patients with acute leukemia
Yazar:ALPAY MEDETALİBEYOĞLU
Danışman: PROF. DR. MELİHA NALÇACI
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Tıp Fakültesi / İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Hematoloji Bilim Dalı
Konu:Hematoloji = Hematology
Dizin:Lösemi = Leukemia ; Lösemi-miyeloid-akut = Leukemia-myeloid-acute ; Prekürsör hücreli lenfoblastik lösemi-lenfoma = Precursor cell lymphoblastic leukemia-lymphoma ; Sağkalım = Survival ; Sağkalım analizi = Survival analysis ; Tedavi = Treatment
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
83 s.
Giriş: Akut lösemiler, hematopoetik sistemin progenitör hücrelerinin klonal ve neoplastik proliferasyonu sonucunda ortaya çıkan heterojen bir hastalık grubudur. Akut lösemilerin klinik bulguları hızla prolifere olan immatur blast hücrelerin kemik iliğin¬de normal hematopoetik hücrelerin yerini almasıyla oluşur. Amaç: Bu çalışmada ALL ve AML tanısı almış yatan hastaların demografik özellikleri, laboratuar bulguları, klinik özellikleri, tedaviye yanıt ve sağkalım verilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: Çalışmamıza, İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı'nda 01/07/2017-30/06/2013 arasında akut lösemi tanısı almış ve yatarak tedavi görmüş 50 hasta dahil edilmiştir (K/E: 19/31). Bu hastaların 25'i ALL (K/E: 9/16; yaş ortalaması 35,38±13,71), 25'i (%50) AML (K/E:10/15; yaş ortalaması: 43,88±10,91) tanısı almıştır. Bütün hastaların fizik muayene bulguları ve demografik özellikleri, başvuru sırasındaki tam kan sayım, rutin biyokimya, periferik yayma gibi laboratuar tetkikleri, kemik iliği aspirasyon biyopsisi sonuçları değerlendirildi. ALL tanısıyla takip edilen hastalara BFM (Berlin-Frankfurt-München), GMALL (German multicenter ALL) ve Hiper–CVAD; AML tanısı alan hastalara ise idarubisin-sitarabin (3+7) ve PETHEMA indüksiyon protokolü uygulandı. Konsolidasyon ve idame tedavi verileri ile birlikte elde edilen sağkalım bulguları retrospektif olarak analiz edildi. Bulgular: 25 ALL hastasından 18'i (%72) BFM, 4'ü (%16) GMALL ve 3'ü (%12) Hiper-CVAD; 25 AML hastasından 20'si (%80) 3+7 ve 5'i (%20) PETHEMA indüksiyon protokolü almıştır. Dokuz (%18) hasta indüksiyon tedavisi sırasında gelişen komplikasyonlar sebebiyle kaybedilmiş, geriye kalan 41 hastanın 24'ü remisyonda kalmış 17'si nüks etmiştir. Konsolidasyon tedavisini tamamlayan AML tanılı 7 hastaya allojeneik kemik iliği transplantasyonu (AKİT), idame tedavisi alan ALL tanılı 5 hastaya AKİT ve 1 hastaya otolog KİT (OKİT) yapılmıştır. 3 hastada AKİT sonrası nüks izlenmiştir (Allojeneik nakillerin %25'i). Hastaların tamamında tedaviye bağlı komplikasyonlardan febril nötropeni gelişmiştir. Remisyonda kalan 24 hastanın tamamı 5 yıllık gözlem sonunda hayatta olduğu saptanmıştır. Uygulanan indüksiyon protokolleri ile remisyon süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilmemiştir (p>0,05). Remisyon sürecinde AML hastalarının, ALL hastalarından istatistiksel olarak daha yüksek mortalite oranına sahip oldukları saptanmıştır (p=0,023). Tüm hastalar içinde indüksiyon terapisi olarak BFM uygulanan hastalarda en yüksek sağkalım süresi (ort. 258,24±174,50 hafta) elde edilmiştir. Ayrıca tanı anında 50 yaş ve altında olma (p=0,008) ile düşük prognoz skoruna sahip olma (p=0,035) uzun sağkalım süreleri ile ilişkilendirilmiştir. İndüksiyon, konsolidasyon ve idame tedavi protokolleri ile sağkalım süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda akut lösemi hastalarında hastalığın tipi, hastanın yaşı ve prognoz skorları sağkalım ve remisyon oranlarını etkileyen en önemli prognostik faktörler olarak değerlendirilmiştir. Uygulanan kemoterapi rejimleri ile ilişkili sağkalım verileri, akut lösemi tanı ve tedavisine yeni yaklaşımlar sağlanması için ileride daha geniş örneklem grupları ile yapılacak olan araştırmaların gerekliliğine işaret etmektedir.
Background: Acute leukemia is a heterogeneous group of disease resulted from clonal and neoplastic proliferation of progenitor cells of hematopoietic system. In course of acute leukemia, rapidly proliferating immature blasts are replaced with normal hematopoietic cells of bone marrow. Objective: We aimed to investigate the demographic, laboratory, treatment response, and survival data of patients diagnosed with ALL and AML. Material and Methods: The study was designed as a retrospective study including the 50 patients (F/M: 19/31) diagnosed with acute leukemia and treated on İstanbul Faculty of Medicine Department of Hematology Clinics between July 1st 2007 and June 30th 2013. Of these patients, 25 were ALL (F/M: 9/16; mean age: 35.38±13.71) and 25 were AML (F/M:10/15; mean age: 43.88±10.91). Demographic characteristics, admission complete blood count, routine biochemical parameters, peripheral blood smear, and bone marrow aspiration and biopsy results were analysed for all patients. Administered induction protocols for ALL were BFM (Berlin-Frankfurt-München), GMALL (German multicenter ALL), and Hiper–CVAD; for AML were idarubicin-cytarabine (3+7), and PETHEMA. Survival data obtained with the addition of data from consolidation and maintainance phases. Results: Induction protocols for ALL were BFM (n=18, 72%), GMALL (n=4, 16%), and Hyper-CVAD (n=3, 12%) and AML were 3+7 (n=20, 80%), and PETHEMA (n=5, 20%). After induction therpy, 9 patients died due to the complications and 24 of remaining 41 patients stayed in remission while other 17 patients relapsed during the course. After consolidation 7 AML patients underwent allogeneic stem cell transplantation (ASCT). Among ALL patients on maintainance phase, 5 patients underwent ASCT and 1 to autologous SCT. During follow up, 3 patients with ASCT relapsed (25% of all ASCT). All patients complicated with febrile neutropenia. All of the patients achieving remission (n=24) were alive after 5 years of follow up. There was no statistical relationship between induction protocols and remission time (p>0.05). In remission period, patients with AML had significantly higher mortality rate than ALL (p=0.023). Among all patients, highest survival time was found with BFM regimen (mean: 258.24±174.50 week). Being younger than age of 50 at the time of diagnosis (p=0.008) and lower prognosis scores (p=0,035) were related with longer survival. There were no significant relationship between survival and induction, consolidation, and maintanance protocols (p>0.05 for all). Conclusion: Our results showed the effect of patient'age, type of disease, and prognosis score on survival and remission rate as a prognostical factor. The analysis of chemotherapy protocols related survival rates adresses the necessity for the future research on that issue to contribute the diagnosis and treatment of acute leukemia via new approaches.