Sürgün, bir kişinin veya bir topluluğun herhangi bir nedenden dolayı yaşadığı topraklardan başka bir yere, iradesi dışında, yer değiştirmeye zorlanmasıdır. İlk Çağ toplumlarından modern zamanlara kadar, insanlık tarihinde birbirinden farklı sebeplerle sürgün politikası ve uygulamalarına rastlanmıştır. Türk tarihinin de hemen her evresinde gerek bir cezai müeyyide olarak ve gerekse sosyo - politik ve ekonomik nedenlerle sürgün yöntemine başvurulduğu görülmektedir.
Osmanlı Devleti'nin gerek ceza kanunlarında ve gerekse siyasi geleneğindeki sürgün politikası ve uygulamaları, modern Türkiye'nin kuruluş sürecinde ve kurulduktan sonra da XX. yüzyılın ikinci yarısına kadar uygulanmıştır.
Türk devriminin yaklaşık üç yıl devam eden bir bağımsızlık savaşı ile birlikte yürütülmesi, cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle hassas bir ortam yaratmıştır. Bu hassasiyet, toprak bütünlüğünün korunması, tam bağımsızlığın sağlanması ve ideolojinin yerleşmesi noktasında derin bir kaygıyı da beraberinde getirmiştir. Bu hassasiyet ve kaygı, devrime karşı yönelen herhangi bir hareketi sindirmek konusunda alınacak tedbirleri de şekillendirmiştir.
1923 - 1938 yılları arasında devrimi yürüten kadro, kendisine karşı yönelen muhalefeti etkisizleştirmek, toplumsal çatışmaların, kaosların meydana gelmesini önlemek ve ulus - devlet projesini uygulamaya koymak için birtakım yöntemlere başvurmayı gerekli görmüştür. Bu yöntemler arasında, çatışmayı yaratan ya da yaratma ihtimali olan kişi veya kişilerin bir yerden başka bir yere gönderilmesi, yani sürgün siyaseti bir araç olarak kullanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı'dan devraldığı sürgün geleneğinin Osmanlı dönemi ile yer yer benzeştiği ve farklılaştığı görülmektedir. 1923 - 1938 döneminde uygulanan sürgün siyaseti, sorunun yapısına veya koşullara göre bazen ideolojik, bazen etnik, bazen hukuki ve bazen siyasi olabilmiştir. Çeşitli nedenlerle uygulanan sürgün politikaları belirli bir yasal mevzuata dayandırılmıştır. Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri dışında, 1927'ye kadar İstiklal Mahkemeleri de sürgün kararı verebilmiştir. Bunun dışında, 1923 - 1938 tarihleri arasında birden fazla iskân yasası çıkarılmıştır. Bu yasalar kitlesel sürgünlerin temel dayanağı olmuştur.
Anahtar Kelimeler:
Sürgün, Nüfus, Türk Devrimi, Milli Mücadele, İskân Kanunu, Ulusal Devlet, Mustafa Kemal Atatürk, Tek Parti Rejimi.
|
Exile means forcing a person or a group of people to leave their home against their will and to live in another country. From the first ages to the modern times, there has been seen many examples of exile in the human historycaused by different reasons. In the Turkish history, it is possible to see that exile has been implemented either as a sanction or because of socio-political and economic reasons.
The exile policy held in both penal code and political traditions of Ottoman Empire has continued to exist in the period of foundation of modern Turkey and after its foundation until the second half of 20th century.
The fact that Turkish revolution has been carried out together with an independence war for three years has created a delicate context.This delicacy has caused a feeling of anxiety about maintaining territorial integrity, ensuring absolute independency and disseminating the ideology. This delicacy and feeling of anxiety has had a role in determining the precautions to be taken against any action opposed to revolution.
The cadre who was dealing with the revolution between 1923 and 1938 has considered it necessary to apply some procedures to neutralize the opposition, to prevent chaos and social conflicts from happening and to put social-state project into practice.Among these procedures, displacing the person or people who have caused or may cause any conflict exile has been used as a political tool.
The tradition of exile which Republic of Turkey has taken over from Ottoman Empire has some similarities with and differences from the Ottoman era. The exile policy applied between 1923-1938 has been ideological, ethnical, judicial and political in accordance with the structure and the condition of the problem.These exile policies has been based on a particular legal regulation.Except from the articles in Turkish Penal Code related to this issue, Independence Tribunals has also had the authority to give exile penalty until 1927. Apart from that, more than one settlement law has been legislated between 1923 and 1938. These laws have been become the basic foundation of exile of the masses.
Keywords:
Exile, deportation, populating, Turkish revolution, Independence Tribunals, settelement law, nation state, Mustafa Kemal Atatürk, nationalism, one party regime. |