Tez No İndirme Tez Künye Durumu
657028
Osmanlı mahkemelerindeki sulh ve davaların nicel analizi: Merkez ve taşra karşılaştırması (1800-1840) / Quantitative analysis of settlements and trials in Ottoman courts: Comparison of center and province (1800-1840)
Yazar:EMRE ÖZER
Danışman: PROF. DR. HAMDİ GENÇ
Yer Bilgisi: İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Ana Bilim Dalı
Konu:Ekonomi = Economics ; Hukuk = Law ; Tarih = History
Dizin:Davalar = Cases ; Hukuki uyuşmazlıklar = Legal disputes ; Mahkemeler = Law courts ; Osmanlı Devleti = Ottoman State ; Osmanlı hukuku = Ottoman law ; Sosyoekonomik statü = Socio-economic status ; Sulh akdi = Treaty of peace ; Tereke = Estate ; Unvanlar = Titles ; Şeriye mahkemeler = Şeriye mahkemeleri
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2020
350 s.
Bu tez Osmanlı Devleti'nde 19. yüzyıl başlarında farklı bölgelerdeki mahkemelerin sulh ve dava kararlarını karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Dava taraflarının sosyoekonomik durumlarının (cinsiyet, unvan, din vb.) dava açma ve dava kazanma kararları üzerinde nasıl bir etkisi olduğu bu tezin temel sorusudur. Bu temel sorunun yanında cevap aranacak diğer sorular da şu şekildedir: Sadece dava kazanma oranlarından hareketle mahkemelerin yanlılığına dair bir çıkarım yapılabilir mi? "Dava çözüm ağacı" mahkemelerin öngörülebilirliği ve kadıların yetkilerinin sınırları hakkındaki tartışmalara nasıl katkı sunabilir? Terekeler sosyoekonomik statünün tespiti için kullanılabilir mi ve benzer unvana sahip kişilerin sosyoekonomik statüleri merkez ve taşra arasında değişmekte midir? "Sulh gücü" dava taraflarının mahkeme üzerindeki gücüne (veya mahkemenin alt tabakada olanları koruduğuna) dair bir gösterge olabilir mi? Alt tabakanın, üst tabakadan birinin aleyhinde şahitlik yapması mümkün mü? Şahit kullanma oranları taşrada ve merkezde nasıl farklılaşıyor? Dava aşamalarından dava ve dava süreçleri hakkında bilgili olmaya dair bir çıkarım yapılabilir mi? Bu sorular ele alınırken betimsel istatistiklerin yanında gelişmiş nicel teknikler kullanılmış ve sonuçlar hukuk ve iktisat literatüründen faydalanılarak analiz edilmiştir. Özellikle "seçilim hipotezi" ve "%50 dava kazanma oranı" varsayımı kullanılarak öngörülerde bulunulmuş, ardından bu öngörüler ampirik modellerle sınanmıştır. Tezin temel sorusunun bağımlı değişkenleri (dava açmak veya açmamak; davayı kazanmak veya kaybetmek şeklinde) kategorik olduğundan analizlerde probit modeli kullanılmıştır. Tamamlayıcı modellerdeki terekeler ve "sulh gücü" de regresyon analizi ile incelenmiştir. Merkez ve taşradaki dört mahkemeye ait (Galata, Üsküdar, Konya ve Kütahya) kayıtlardan elde edilen 2827 gözlem ile yapılan ampirik analizin sonuçlarına göre sosyoekonomik statüleri yüksek (unvanlı) olanların dava kazanma olasılıkları taşrada artarken, merkezde anlamlı bir etki bulunamamıştır. Bu temel sonucun yanında pek çok değişkene göre yapılan analizin sonunda merkez ve taşra arasında bir farklılaşmanın var olduğu görülmüştür. Diğer sorulara bakıldığında, sadece dava kazanma oranlarından mahkemelerin yanlı tutum sergilediklerinin tespitinin mümkün olmayacağı ve bu tezde yapıldığı gibi dava konularını ve dava taraflarının özelliklerini dikkate alan daha detaylı analizler yapmak gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca dava çözüm ağacından yola çıkılarak, mahkeme süreçlerinin oldukça öngörülebilir ve kadıların sürece dair yetkilerinin oldukça sınırlı olduğu tespit edilmiştir. Tamamlayıcı modeller kısmındaki benzer unvanlara sahip olanların taşrada merkeze göre daha fazla tereke bırakmaları ve yine taşrada unvanlılar ve unvansızlar arasındaki (terekelerden kaynaklı) sosyoekonomik statü farkının daha fazla olması da yukarıdaki merkez-taşra arasındaki farklılaşmayı desteklemektedir. Sulh gücü kavramıyla sosyoekonomik olarak üst tabakada yer alanların genellikle sulhlardan daha avantajlı çıktıkları tespit edilmiştir. Tamamlayıcı modellerden çıkan diğer bir sonuç da davacının unvanlı birine karşı dava açarken unvanlı şahitler bulundurmaya dikkat ettiği, fakat unvanlı birinin açtığı davada savunma yapan davalının unvanlı şahitler bulundurma gibi bir zorunluluğunun olmadığıdır. Ayrıca şahit kullanma oranlarının, taşrada merkezden daha yüksek olduğu da elde edilen istatistiklerden görülmektedir. Son olarak, unvanlıların dava ve dava süreçleri hakkında daha bilgili olduklarına dair yapılan varsayım dava çözüm ağacındaki aşamalar kullanılarak test edilmiş ve doğrulanmıştır. Bu tezde modern hukuk ve iktisat yazınındaki kavramlar kullanılarak Osmanlı mahkemelerine dair yapılan öngörüler, tarihi verilerin nicel teknikler ile incelenmesiyle sınanmıştır. Genelde Osmanlı iktisat tarihi özelde Osmanlı hukuk tarihi alanına nicel yaklaşımın bir uygulaması yapılmıştır. Nicel tekniklerin tarihi verilere uygulanarak var olan önermelerin sınanması veya yeni önermeler geliştirilmesinin eksiklikleriyle birlikte bu alanlara oldukça özgün katkılar sunduğu ve bu yeni alanda pek çok araştırma ihtiyacı olduğu açık bir gerçektir.
This thesis examines the settlement and trial decisions of the courts in different regions in the early 19th century in the Ottoman Empire in a comparative perspective. The main question of the thesis is how the socioeconomic status of the litigants (gender, title, religion, etc.) affect their decision to go to trial and court's decision on who wins the case. In addition to this main question, other questions that need to be sought are as follows: Can an inference be made about the biasness of the courts from the plaintiff win rates only? How can the "case resolution tree" contribute to debates about the predictability of courts and the limits of judges' power? Can estates (tereke) be used for the determination of socioeconomic status and do statuses of people with similar titles vary between center and province? Could "settlement power" be an indication of the power of the litigants over the court (or that the court protects those at the lower level)? Is it possible for the litigant with lower status to testify against the one with higher status? How does the rate of witnessing differ in the provinces and the center? Can it be inferred from the steps of the case resolution tree about being knowledgeable about the case and litigation processes? In dealing with these questions, advanced quantitative techniques as well as descriptive statistics are used, and the results were analyzed in reference to law and economics literature. In particular, predictions are made by using "the selection hypothesis" and "the 50% win rate" assumption, and then these predictions were tested with empirical models. Since the dependent variables of the main question (such as going to trial or settling the dispute, winning or losing the case) are categorical, the probit method is used in the analysis. In complementary models, estate and settlement power issues are examined by regression analysis. According to the results of the empirical analysis made with 2827 observations obtained from the records of four courts in the center and in the provinces (Galata, Üsküdar, Konya and Kütahya), the probability of winning a case for those with high socioeconomic status (titled) increase in the provinces, while no significant effect is found for the center. Besides this result, it is observed that there is a differentiation between the center and the provinces in terms of many other variables. Looking at the other questions, it is concluded that it would not be possible to specify the biased attitude of the courts only from the plaintiff win rates and as in this thesis, more detailed analyses should be made in considering the subject matter of the case and the characteristics of the litigants. In addition, based on the case resolution tree, it is observed that the trial procedures are quite predictable and the power of judges regarding the procedure is considerably limited. The fact that those who have similar titles leave more estate in the provinces compared to the center and the difference in socioeconomic status (due to estate) between titled and untitled people in the complementary models section also support the above differentiation between the center and provinces. Through the concept of "settlement power" it is specified that those who have higher socioeconomic status generally have more advantages from the settlements. Another conclusion from the complementary models is that the plaintiffs pay special attention to have titled witnesses when filing a case against a titled person, but the defendant filed by a titled person is not obliged to have titled witnesses. In addition, it is observed from the obtained statistics that the rate of witness use is higher in the provinces than in the center. Finally, the assumption that title holders are more knowledgeable about litigation and litigation processes is tested and verified using the steps in the case resolution tree. In this thesis, the predictions made about the Ottoman courts by using the concepts in modern law and economics literature were tested by analyzing historical data with quantitative techniques. An application of the quantitative approach to Ottoman economic history in general, to Ottoman legal history in particular, has been made. It is a clear fact that by applying quantitative techniques to historical data, testing of existing propositions or developing new propositions, together with their deficiencies, make quite original contributions to these areas and there is a need for many researches in this new field.