Anayasal demokrasinin kurumsallaşmasında önemli işlevleri olan anayasa yargısı, anayasacılık düşüncesinin bir ürünüdür. Ancak demokratik bir sistemde anayasa yargısının, kendi sınırları içerisinde kalması, sistemin sağlıklı işlemesi açısından çok önemlidir. Bu sınırların aşılması yargısal aktivizm olgusunun ortaya çıkmasına neden olur. Yargısal aktivim ise hâkimler hükûmeti ve siyasetin yargısallaşmasını ortaya çıkarabilir. Bunlar ise devlet iktidarının sınırlandırılması konusunda önemli işlevler yerine getiren anayasa yargısının varlığının sorgulanmasına neden olabilir. Anayasa yargısının sınırlarının belirlenmesinde büyük ölçüde rol oynayan yorum yetkisi, onun kullanılış biçimi ve yorum çeşitleri de çok iyi değerlendirilmelidir. Çünkü bu unsurlar anayasa yargısının sınırlarının aşılmasına neden olabileceği gibi, bunu engelleyebilir de. Anayasallık denetimi yapan hâkimler yorumlarında mümkün oldukça yasama organının asli yetkilerini gözetmelidir. Anayasa hâkimleri özellikle temel siyasi tercihler ve değer yargılarını ilgilendiren konularda belirleyici ve yaratıcı kararlar vermekten kaçınmalıdır. Onlar bütün devleti ilgilendiren salt siyasi konularla karşılaştıklarında yargısal işlevlerini hatırlamalı ve kendi kendilerini sınırlandırmalıdır.
Anahtar Kelimeler : Anayasa Yargısı, Anayasa Yargısının DoğuĢu ve GeliĢimi, Anayasanın Yorumlanması, Yorum Kavramı ve ÇeĢitleri, Anayasa Yargısının Sınırları, Yargısal Aktivizm, Hâkimler Hükûmeti, Siyasetin YargısallaĢması, Yargısal Kendi Kendini Sınırlandırma
|