Tez No İndirme Tez Künye Durumu
574493
Antalya ilinde Rhipicephalus spp. (Acari: Ixodidae) popülasyonlarının çeşitli akarisitlere karşı hassasiyet seviyelerinin araştırılması / Investigation of susceptibility levels to some acaricides of Rhipicephalus spp. populations in Antalya
Yazar:SAMED KOÇ
Danışman: PROF. DR. HÜSEYİN ÇETİN
Yer Bilgisi: Akdeniz Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Biyoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Biyoloji = Biology
Dizin:Antalya = Antalya ; İlaçlara direnç = Drug resistance
Onaylandı
Doktora
Türkçe
2019
118 s.
Keneler (Acari: Ixodidae), memeliler ve kuşlar gibi omurgalı canlılar üzerinden kan emerek beslenen ektoparazit canlılardır. Keneler konaklarına Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Lyme ve Q ateşi gibi hastalıklara neden olan pek çok patojeni taşımaktadırlar. Kene mücadelesinde hızlı etki gösterdiği için sıklıkla tercih edilen fakat aynı zamanda çevre ve insanlar için zararlı olan kimyasal kullanımı en çok tercih edilen metotdur. Akarisitlerin birçoğu son yıllarda yoğun olarak kullanılmaktadır ve keneler bu kimyasallara karşı direnç geliştirme yeteneğine sahiptir. Direnç probleminin etkisi ile birlikte kene popülasyonlarının kontrolü günümüzde geçmişe göre daha da zorlaşmaktadır ve bu yüzden kene kaynaklı hastalıkların insidansında artış görülebilmektedir. Ülkemizde bazı akarisitlerin kenelere karşı etkinliği ile ilgili çalışmalar bulunmasına rağmen, yapılmış direnç veya hassasiyet çalışmaları bulunmamaktadır. Bu tez çalışmasında Antalya'nın farklı bölgelerindeki Rhipicephalus spp. popülasyonlarında, zararlı canlıların mücadelesinde sıklıkla kullanılan bazı pestisitlerin direnç ve hassasiyet seviyelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Köpekler üzerinden toplam 500 kene toplanmıştır ve Rhipicephalus turanicus Pomerantsev and R. sanguineus Latreille olmak üzere iki kene türü tespit edilmiştir. Larva paket testi'ne (LPT) dayanan denemelerde kan emmiş dişi kenelerin bıraktıkları yumurtaların açılması ile elde edilen larvalar kullanılmıştır ve hassasiyet/direnç çalışmaları 14 lokasyon için yapılmıştır. Permethrin, fipronil ve chlorpyriphos-methyl aktif maddeleri, pestisitlerde aktif içerik olarak çok yoğun olarak kullanıldıkları için bu çalışmada tercih edilmişlerdir. R. turanicus türünün sadece bir popülasyonunda deneme yapıldığı için, aktif maddeler için sadece popülasyonun yarısını öldüren doz (LD50) değerleri belirlenmiştir. R. sanguineus türü için ise 13 popülasyonda LPT yapılabilmiştir ve en düşük LD50 değerine sahip popülasyon hassas kabul edilmiştir. Permethrin aktif maddesi için yapılan LPT sonucunda R. sanguineus türünde 2,52 ile 52,09 kat arasında direnç oranı tespit edilmiştir. Permethrin için en hassas popülasyon olarak Yeniköy (Döşemealtı) tespit edilmiştir. Fipronil için direnç oranları 1,23 ile 15,87 kat arasında değişmektedir ve en hassas popülasyon Gaziler (Kepez)'dir. Chlorpyriphos-methyl aktif maddesi için ise Gaziler (Kepez) popülasyonu en hassas popülasyon olarak tespit edilmiştir ve diğer popülasyonların direnç oranları 1,29 ile 26,6 kat arasında değişmektedir. Direnç gelişimini önlemek için entegre zararlı mücadelesi çalışmalarının öne çıkarılması ve kimyasal mücadelenin en düşük seviyede tutulması gereklidir. Bu çalışma ülkemizde ilk kez yapılmıştır ve başka çalışmalara önderlik etmesi beklenmektedir. Daha etkin sonuçların elde edilebilmesi için farklı kene türlerini, farklı aktif maddeleri ve daha fazla lokaliteyi kapsayan çalışmaların yapılması gerekmektedir. Direnç tespit edilen bölgelerde ileride yapılacak çalışmaların, direncin mekanizmasını belirlemeye yönelik planlanması gereklidir.
Ticks (Acari: Ixodidae) are ectoparasite organisms feeding with blood on vertebrates such as mammals and birds. Ticks transmit many pathogens affecting their hosts and cause many diseases like Crimean–Congo Hemorrhagic Fever (CCHF), Lyme disease and Q fever. The most commonly used method in tick control studies due to their fast action is the use of chemicals which is harmful to humans and the environment. Many acaricides have been using intensely in recent years and ticks can develop resistance to these chemicals. With the effect of resistance problem, control of tick populations is becoming more difficult according to the past, so incidence of tick-borne diseases may increase. Although in our country there are studies on the efficacy of various acaricides against ticks, no resistance or susceptibility studies have been done yet. In this thesis, it was aimed to determine susceptibility and resistance levels of some pesticides commonly used in pest control on Rhipicephalus spp. populations from different districts of Antalya. A total of 500 ticks were collected from dogs and two tick species were identified; Rhipicephalus turanicus Pomerantsev and R. sanguineus Latreille. Larvae produced by engorged females were used in bioassays based on the larval packet test (LPT) method and susceptibility/resistance studies were performed for 14 populations. Because permethrin, fipronil and chlorpyriphos-methyl are widely used as active ingredient in pesticide formulations, they were preferred in this study. Because bioassays were performed on only one population of R. turanicus, only the median lethal dose (LD50) values of active ingredients were determined. For the R. sanguineus species, 13 populations were treated with the LPT method and the population with the lowest LD50 value was considered sensitive. The results obtained from LPT conducted with permethrin showed that levels of resistance measured varied from 2,52 to 52,09 for R. sanguineus. The most susceptible population for permethrin is Yeniköy (Döşemealtı) population. For fipronil, levels of resistance measured varied from 1,23 to 15,87 and Gaziler (Kepez) is the most sensitive population. The most susceptible population for chlorpyriphos-methyl is Gaziler (Kepez) population and resistance levels of other populations varied from 1,29 to 26,6. To prevent resistance development, the integrated pest management approach should be prioritized, and chemical control should be kept at the lowest level. This study is the first for our country and is expected to lead other studies. In order to obtain more effective results, studies involving different tick species, different active substances and more regions are required. It is also thought that further studies are needed to determine the resistance mechanism in the regions where resistance is detected.