Tez No İndirme Tez Künye Durumu
115455 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Akut immün trombositopenik purpura tanısı alan çocukların izlem sonuçları /
Yazar:AYŞEGÜL ÜNÜVAR
Danışman:
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları = Child Health and Diseases
Dizin:
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
64 s.
ÖZET İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı'nda Ocak 1996-Eylül 2001 yıllan arasında akut İTP tanısı alan 178 hasta (97 erkek, 81 kız) retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların yaş ortalaması 5.1 ± 3.9 yıl (dağılım: 2.5 ay - 15 yıl), ortalama trombosit sayısı 23534 ± 19115 (dağılım: 0 - 83.000/mm3) idi. Hastalar spesifik bir etyoloji açısından incelendiğinde; spesifik viral infeksiyon 12 vakada (parvovirus IgM pozitifliği; n:4, geçirilmiş kızamık; n: 3, kabakulak; n: 2, rubella; n: 1, suçiçeği; n:l, CMV antijeni negatif, CMV IgM pozitifliği; n: 1) ve öyküde oral polio aşısı kullanımı 3 vakada saptandı. Mevsimsel özellikler araştırıldığında hastalar en sık ilkbahar ve yaz aylarında başvurmuştu. Kanama bulguları değerlendirildiğinde; ekimoz ve/veya peteşi (n: 176), ağız içi kanama (n: 10), epistaksis (n: 16), gastrointestinal sistem kanaması (n: 4), hematüri (n:2), menometroraji (n:l) ve dalakta hematom bir vakada saptandı. Hastaların ilk başvuruda aldıkları tedaviler; İVİG (n: 118), standart doz steroid (n: 13) veya yüksek dozda İV MP (n: 8) ve kombine tedavilerdi (n: 13). Yirmi altı hastaya ise tedavi verilmedi. Herbir vakanın 6 aylık takibi sonucunda 142 hastada şifa elde edildi, bu süre sonunda İVİG tedavisinde %85.6 (101/118 vakada), yüksek doz steroid tedavisinde %87.5 (7/8 vakada), standart doz steroid tedavisinde %46.2 (6/13), kombine tedavide %100 (13/13) oranında şifa sağlanırken, tedavi almayan hastalarda bu oran %57.7 (15/26) olarak bulundu. Otuzaltı hastaya (%20.2) kronik İTP tanısı kondu. Altı hasta kronik refrakter İTP tanısı ile takip ve tedavi edildi. Bir yıldan fazla tedavi ihtiyacı gösteren dört vakaya splenektomi endikasyonu kondu. Splenektomi sonrası 4 hastanın 3 'ünde (3/4; %75) tam, birinde ise parsiyel remisyon elde edildi. Tüm kronik İTP'li hastalar ele alınıp takipten çıkan iki hasta değerlendirme dışı bırakıldığında; 1 1 hastada (%32.4) tam remisyon, 21 'inde (%61.8) parsiyel remisyon elde edildi. İlave olarak, parsiyel remisyonda olan dört vakanın trombosit sayılan sürekli olarak 100000/mm3'ün üzerindedir. Ayrıca, izlemleri 55sırasında dört hastaya rekürran ITP tanısı kondu. Vakaların izleminde şifa üzerine etkin olan risk faktörleri değerlendirildiğinde en etkin olanın kombine tedavi almak olduğu (Relatif Risk oram: 1.28; Odds oram: 3.2 ve %95 anlamlılık aralığı 3.17-3.23), bunu İVİG (RR: 1.26; Odds oram:2.75 ve %95 anlamlılık aralığı 2.72-2.78) ve yüksek doz steroid tedavisinin (RR oram: 1.1; Odds oram:1.84 ve %95 anlamlılık aralığı 1.81-1.87) izlediği görüldü. Standart doz steroid tedavisinde ise RR oram 0.56; Odds oram: 0.18 ve %95 anlamlılık aralığı 0.15-0.21 bulundu. Bu oranlar ve anlamlılık aralığı tedavi almayan grupta sırasıyla 0.69, 0.27 ve (0.24- 0.30) olarak hesaplandı. Sonuç olarak, çocukluk çağı ITP 'si her ne kadar selim bir hastalık olarak kabul edilse de kronikleşme ve ciddi kanama riski taşımaktadır. Çalışmada, hiçbir hastada intrakraniyal kanama veya hayatı tehdit eden başka bir kanama veya tedavi kesimini gerektirecek bir tedavi komplikasyonu gelişmemiştir. Şifa üzerine etkin olan faktörler değerlendirildiğinde en etkin olanlar sırasıyla; kombine tedavi (IVIG+steroid) uygulaması, IVIG, yüksek doz steroid tedavisi ve erkek cinsiyet olduğu saptanmıştır. Bu bulgulara karşın en etkin tedavinin hangisinin olduğunu söylemek doğru değildir. Bu konuda prospektif, kontrollü vaka çalışmalarına gerek vardır. 56