II. Gıyâseddin Mesud, Sultan II. İzzeddin Keykâvus'un oğludur. Sultan
Mesud babası İzzeddin Keykâvus'un Moğollarla girdiği mücadeleyi kaybetmesi
üzerine babasıyla birlikte önce İstanbul'a kaçıp sonra da Kırım'a giderek bu
bölgede uzun zaman yaşadı.
Sultan Mesud, babasının vasiyetini gerçekleştirmek düşüncesiyle
Karadeniz'i geçerek Sinop'a geldi. Abaka Han'ın huzuruna çıkarak babasından
kendisine miras kalan Anadolu saltanatını istedi. Bunun üzerine Abaka Han
Anadolu'yu onunla Gıyâseddin Keyhüsrev arasında taksim etti (1280). Böylece
Selçuklu ülkesi müştereken idare edilmeye başlandı. Gıyâseddin Keyhüsrev'in
ölümü üzerine Gıyâseddin Mesud Selçuklu ülkesinin tek hükümdarı oldu. Sahip
Ata Fahreddin Ali'nin ölümü üzerine Fahreddin Kazvini Türkiye Selçuklu
vezirliğine atandı (1288). Bu dönemde Moğolların baskısı ve zulmü daha çok
şiddetlendi. Türkmenler Moğol tahakkümüne ve zulmüne karşı zaman zaman
ayaklanarak bağımsızlık mücadelesi vermekteydi.
Baltu isyanı sonrasında Sultan Mesud, Gazan Han tarafından saltanattan
azledilerek Hemedan'a sürüldü. Bunun üzerine Selçuklu ülkesinde iki yıl fetret
dönemi yaşandı. Yaşanan iki yıllık fetret döneminden sonra Türkiye Selçuklu
tahtına Mesud'un yeğeni III. Alâeddin Keykubâd geçti. Moğol kumandanı
Sülemiş'in isyan ederek halktan baskı ve işkenceyle para topladığı bu dönemde
Moğol zulmü en üst seviyeye ulaştı.
Sultan Alâeddin Keykubâd'ın 1302 senesinde saltanattan azledilerek
İsfahan'a gönderilmesiyle Selçuklu tahtına yeniden II. Gıyâseddin Mesud oturdu.
II Mesud'un bu ikinci saltanatı çok sönük geçti. Felce yakalanıp bir yıl kadar bu
hastalığı çeken Mesud, 1308 yılında Kayseri'de vefat etti.
II. Gıyâseddin Mesud Moğollarla iyi geçinme yoluna giderek Anadolu'nun
asayiş ve huzurunu sağlamaya çalışmış, uyguladığı bu siyaset sayesinde Türkiye
Selçuklu Devleti'nin ömrünü bir nebze de olsa uzatmayı başarmıştır. Bazı
tarihçiler tarafından Türkiye Selçuklu Devleti'nin son hükümdarı kabul edilen
Sultan Mesud'un kaynaklarda Gazi Çelebi adında bir oğlu olduğundan
bahsedilmektedir. Sultan II. Mesud'a ait olan freskte görüldüğü üzere Mesud'un
geniş yüzlü, sakallı, kaşlarının arası açık ve iri cüsseli bir hükümdar olduğu
anlaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sultan Gıyâseddin Mesud, Türkiye Selçuklu Devleti,Moğollar, İlhanlılar
|
Gıyaseddin Massoud II is the son of Sultan İzzeddin Keykâvus II. Upon the defeat of his father in his struggle with the Mongols, Sultan Massoud together with his father, initially moved to İstanbul and then to Crimea, living in this region for a long time.
In contemplation of executing his father's will, Sultan Massoud came to Sinop, crossing across the Black Sea. Coming to the presence of Abaka Khan, he claimed the regency of Anatolia, which was inherited from his father. Hence, Abaka Khan shared Anatolia between him and Gıyaseddin Keyhüsrev(1280) By this way, Seljukian Dynasty started to be ruled collectively. Upon the death of Gıyaseddin Keyhüsrev, Gıyaseddin Massoud became the only ruler of Seljukians. On the death of Sahip Ata Fahreddin Ali, Fahreddin Kazyini was assigned to viziership of Seljukians. (1288) During this period, the oppression and cruelty of the Mongols increased. Occasionally rebelling against Mongolian tyranny and despotism, Turkmens struggled for their independence.
Following the Baltu Riot, being discharged of the regency, Sultan Massoud was exiled to Hemedan by Gazan Khan. Thereupon, two years of interregnum was experienced in Seljukians. After two years of interregnum, the nephew of Massoud, Alâeddin Keykubad III acceded to the throne of Turkey Seljukians. In that period, when the rebelled Mongol Commander Sülemiş was forcefully collecting money by torturing the public, the Mongol cruelty peaked.
Upon the dismission of Sultan Alâeddin Keykubad from regency and his being exiled to İsfahan in year 1302, Gıyaseddin Mesut II acceded to Seljukian throne again. Massoud's second regency was unspectacular. Developing an ailment like paralysis and suffering from it for about a year, Massoud died in Kayseri in 1308.
Gıyâseddin Massoud II, following the policy of getting along well with the Mongols, tried to ensure the peace and safety in Anatolia, and thanks to this policy, he respectively succeeded to extend the lifespan of Turkey Seljukian State. Regarded as the last ruler of Turkey Seljukian State by some historians, Sultan Massoud was mentioned in resources to have a son named as Gazi Çelebi. As seen on the fresco which belongs to Sultan Massoud, it is understood that Massoud was a ruler with round face, beard, spaced eyebrows and a well built body.
Keywords: Gıyaseddin Massoud, Turkey Seljukian State, Mongols, Ilkhanids |