Rejeneratif Tıp alanının bir alt dalı olan Deri Doku Mühendisliği, hasar görmüş deri
dokusunu iyileştirmeye ya da yenilemeye yönelik sistemler üzerinde çalışmaktadır. Bu
amaçlarla geliştirilen tekniklerden biri olan hidrojeller, tasarımında seçilen
organik/sentetik materyallere göre; hücre dışı (ekstrasellüler) matriks salgılanmasını,
böylece hücrelerarası sinyal yolaklarını tetikleyerek hücre adhezyonunu, hücrelerin
çoğalmasını ve farklılaşmasını sağlamaktadır. Bu tezin amacı, literatürde bulunan
hücre-hidrojel kombinasyonlarından farklı olarak, anti-tümör aktivitesi bulunan ve
çeşitli kanser terapilerinde öncü olarak kullanılan NK-92 hücrelerinin kullanılmasıyla,
defektif deri dokusuna yönelik geliştirilen bu çalışmanın özellikle melanoma için bir
tedavi umudu olabileceğidir. Çalışmanın ilk basamağında, hücre yapısına uygun
olarak seçilen hyalüronik asit, jelatin ve aljinat biyopolimerleri kullanılarak tasarlanan
porlu yapıdaki hidrojellerin optimizasyonu yapıldı. İkinci basamakta bu hidrojellere,
optimizasyonu sağlanmış süspanse halde bulunan NK-92 hücrelerinin ekimi yapılarak,
hayatta kalma yüzdeleri test edildi. Literatürde bu çalışmaya daha önce
rastlanmadığından, süspanse hücrelerin hidrojel ile birlikteliği test edilirken
eksiklikleri tespit edebilmek için kontrol amaçlı aynı hidrojellere optimizasyonu
sağlanmış yapışkan HEK293T hücreleri ekildi. Hücre kültür çalışmaları sonucunda;
istenilen özelliklere sahip hidrojellerin, hücre kültürü ile birleşmesiyle bazı
özelliklerini kaybettiği gözlendi. Degredasyon süresinin düşmesiyle deformasyon
seviyesinin arttığı ve katılık oranının düştüğü gözlendi. Bu değişimler sonucunda,
hücreler hayatta kalabilmek ve çoğalabilmek için gerekli ortamdan mahrum
kalmaktadırlar. Hidrojel modelinin iyileştirilmesi için; kullanılan biyopolimer ve
çapraz bağlayıcı oranları ya da biyopolimerlerden biri veya fazlası değiştirilebilir.
|
Skin Tissue Engineering, a sub-branch of Regenerative Medicine, works on systems
for repairing or regenerating damaged skin tissue. Hydrogels, one of the techniques
developed for these purposes, provide extracellular matrix (ECM) secretion and trigger
intercellular signaling pathways, thus inducing cell adhesion, proliferation and
differentiation depending on the materials selected in the design. The aim of this thesis
is that this research, which was developed for defective skin tissue, could be a prospect
for melanoma treatment. Consequently, different from cell-hydrogel practices in the
literature, NK-92 cells, which has anti-tumor activity and is frequently used in various
cancer therapies, was selected. In the second step, suspension NK-92 cells were seeded
into these distinct hydrogels. Subsequently, viability percentages of cells were
analyzed. Since this research has not been found before in the literature, while
investigating the cooperation of suspension cells with hydrogel, in order to
demonstrate shortages and differences, adhesive HEK293T cells were seeded into the
identical hydrogels. As a result of cell seeding practices, it was observed that hydrogels
with the desired properties lost some of their properties when combining with cells
and cell culture medium. It was observed that the deformation level increased and the
stiffness rate declined with the effect of the decrease in the degradation time. As a
result of these changes, cells are deprived of the crucial environment for survival and
proliferation. To enhance these hydrogels, the ratio of biopolymers and crosslinker
used, or type of one or more of the biopolymers, can be varied. |