Tez No İndirme Tez Künye Durumu
160834 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Türkiye`nin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri (1919-1939) / The relationship between Turkey and Middle East (1919-1939)
Yazar:ÖZGÜR CENGİZ
Danışman: YRD. DOÇ. DR. SALİH MERCAN
Yer Bilgisi: Yüzüncü Yıl Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Cumhuriyet Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
119 s.
81 6.ÖZET Ortadoğu kavramı birçok siyasi kavram gibi ilk olarak 20. yüzyılın başlarında ingilizler tarafından kullanılmaya başlandı. Yakındoğu kavramının (O dönem için Osmanlı İmparatorluğu'nun kapladığı coğrafya) yetersiz kaldığım düşünen İngilizler, Osmanlı imparatorluğu ile Hindistan arasında kalan bölgeyi kapsayacak Ortadoğu kavramım ortaya attılar. Kavramın kullanılmaya başlamasının temelinde yatan sömürgeci kaygılar bu bölgenin geleceğinin şekillenmesinde etkin rol oynadı. "Ortadoğu" olarak adlandırılan coğrafya, Türk-İran havzası (Türkiye, İran, Afganistan) Arap yarımadası( Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Umman, Katar, Yemen), Bereketli Hilal ( Hilal-i Mümbit) diye tabir edilen bölge (Irak, israil, Ürdün, Lübnan, Suriye) ve Afrika kıtasındaki Mısır'dan oluşmaktadır. Günümüzde 300 milyon kişinin yaşadığı 7.9 milyon kilometrekarelik bu alanda irili ufaklı on altı devlet bulunmaktadır. Ortadoğu'yu ve onun sorunlarım anlayabilmek için öncelikle bu bölgenin 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarındaki ortaya çıkış hikayesini çok iyi anlamak gerekir. Bugün Ortadoğu olarak bilinen coğrafya ve siyasi sistem, iki devletin yani İngiltere ve Fransa'nın kontrolünde ortaya çıkmıştır. Bu iki devlet, bölgeyi önce Birinci Dünya Savaşı 'nda işgal etmişler, daha sonra bu işgallere uygun düşecek şekilde bölgenin stratejik noktalarım ( Örneğin: Süveyş Kanalı, Basra Körfezi), doğal kaynaklarım ve dini, kültürel ve sosyo-ekonomik potansiyelini dikkate alarak, kendi aralarında paylaşmışlardır. Tarihe baktığımızda, tüm Ortadoğu devletlerinin temelinde ya Fransa'nın ya da ingiltere'nin izleri bulunmaktadır. Sınırlar ve yönetimler bu iki ülkenin çıkarlarına uygun gelecek şekilde çizilmiştir. Ortadoğu ülkelerinin Türkiye ile olan ilişkilerinde de İngiltere ve Fransa' nın büyük bir etkinliği vardır. Türkiye-Mısır, Türkiye-Irak ilişkilerinde İngiltere, Türkiye- Suriye ilişkilerinde ise Fransa' nın oynadığı rolü çalışmamızda ayrıntılarıyla vermeye çalıştık. Milli mücadele içinde ve onu takip eden yıllarda Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri ile münasebetlerini Misak-ı Milli'de belirtilen amaçların ve ilkelerin ışığı altında incelemek gerekir. Misak-ı Milli'nin temel ilkesi Türk unsurunun çoğunlukta bulunduğu ülkeler üzerinde milli bir Türk Devleti kurmak idi. Buna göre bir bakıma Osmanlı imparatorluğu'nun varisi olan yeni Türkiye Devleti, imparatorluğun yüzyıllarca idaresi altında kalmış bulunan Ortadoğu ülkeleri üzerindeki iddialarından vazgeçmiş oluyordu.Türkiye'nin bu ülkeler üzerinde kurulan yeni devletlerle münasebetlerinin dostane olmaması için hiçbir sebep yoktu. Öte yandan, Türkiye'nin eskiden beri bağımsız olan Afganistan ve İran ile önemli bir çıkar çatışması da bulunmuyordu.82 Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra ise Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri ile olan ilişkilerinde Halifelik makamının yeri belirleyici unsur olmuştur. Genç Türkiye Cumhuriyeti bir çok konuda olduğu gibi dış politika anlayışında da köklü değişikliklere gitmiştir. Tarihi ve dini olarak bağlı olduğu coğrafyadan ziyade batıya yönelir.Diğer taraftan sınırlarının güvenliği açısından iran, Irak gibi doğu, Sovyetler Birliği gibi kuzeydoğu komşularıyla savunma paktları imzalamaktan geri kalmaz. Zira bu dönemde Türk dış politikasının en fazla önem verdiği unsur "Yurtta sulh cihanda sulh" politikasında belirttiği gibi barıştır. Sınır sorunlarına gelince Musul ve Hatay sorunu bu dönemde Türk dış politikasının uğraştığı sorunların başındadır.
83 SUMMARY At the beginning of the 20th Century, the concept of middle east, like many other political concept, is started to desuetude by the English people. The English people who thinks the concept of Near East is insufficient, make a suggestion of the concept to the middle east which includes the area that remains between Ottoman Empire and India. The anxiety of impertalist gaverments that becomes to use of the concept in the basic, played a part of making a shape to future for this area. The geography that is named Middle East consist of Turkey, Iran, Saudi Arabia, Afghanistan, Bahreyn, United Arap Republic, Kuveyt, Oman, Katar, The Yemen, Iraq, Israel, Jordan, The Lebanon, Syria and Egypt. In these days, there are 16 goverments in this 17 million km. area that 300 million people live on. In order to understand the Middle East and its problems, first of all, it has to be understood the story of this area which exists at the end of 19th century and at the beginning of the 20th century. Today the geography and political system that was known Middle East appeared by the control of two goverments(England&France).This two goverment first occupied the area in the First World War and then they shared the strategic places,natural sources,the potential of religious,cultural and social economy at the area between themselves by taking them into consideration. When we look at the history,there are signs of either France or England in the basic of all Middle East goverments.We touch upon this subject in detail. In relationship between Turkey and Middle East goverments,there is a big England and France efficiency. In National struggle and the years that comes after,It will have to be investigate the relation of Turkey between the Middle East countries in the light of aims and principles that defined in the National Pact. According to this, from one point of view,Turkish goverment which is the inheritor of Ottoman Empire, was going to cease from the claims that were staying in the control of Emperor for centuries on the Middle East countries. However,In the relationship between Turkey and Middle East countries that is after the declaration of the Republic,the Caliphate authority becomes a new characteristic component. Like many other subjects Turkish Repuplic try to do fundemental changes in the understanding of outher politics.84 Accept from the geography that has depended on history and religion, it turns towards the west. On the other hand, from the point of boundary safety, it doesn't behind from the sign of defence Pacts With the neighbours of the east like Iran, Iraq and the Southeast like Soviet Union. But in this period the component which is the most important subject that the turks gave in the outher politics is peace as in the example of "Peace at home peace as in the the world" When we come to the boundary problems m this period the problem of Musul and Hatay ıs the most important problem that the Turkish out politics.