Tez No İndirme Tez Künye Durumu
535585
Mide Karsinomlarında KAI-1, MUC1, MUC2, MUC5AC ekspresyonları ve prognostik parametrelerle ilişkileri / KAI-1, MUC1, MUC2, MUC5AC expressions in gastric carcinomas and their relations with the prognostic parameters
Yazar:ÖZGÜR İLHAN ÇELİK
Danışman: DOÇ. ÜNSAL HAN
Yer Bilgisi: Sağlık Bakanlığı / Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Ve Araştırma Hastanesi / Patoloji Ana Bilim Dalı
Konu:Patoloji = Pathology
Dizin:
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
86 s.
ÖZET Sağlık Bakanlığı Y.B. Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.Patoloji Kliniği'nde (2000-2005: SSK Ankara Eğitim Hastanesi Patoloji Kliniği) 2000-2007 yılları arasında mide karsinomu tanısı almış 257 adet olguya İHK'sal olarak, KAI-1, MUC1, MUC2 ve MUC5AC antikorları çalışıldı ve diğer prognostik parametrelerle karşılaştırıldı. Adenokarsinomlar diferansiasyonlarını kaybettikçe, invazyon derinlikleri, metastatik lenf nodu sayısı, metastatik lenf nodlarında perinodal tutulum, anjiovasküler invazyon arttıkça ve olgunun evresi ilerledikçe KAI-1 ekspresyonları azalmaktaydı. Uzak metastazı olan olgularda ve evre 4 tümörlerde KAI-1 eksprese edilmiyordu. KAI-1 boyanma oranı ile hastanın yaşı, cinsiyeti, tümörün yeri, tipi, Lauren ve Bormann sınıflaması, nöral tutulumu ve tümör komşuğunda görülen intestinal metaplazi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Tümör diferansiasyonunu kaybettikçe, metastatik lenf nodu sayısı arttıkça, olgunun evresi ilerledikçe MUC1 ekspresyonu azalmaktaydı. Uzak organ metastazı olan olgularda MUC1 negatifliği daha fazlaydı. Ayrıca intestinal metaplazisi olan olgularda, olmayanlara göre MUC1 boyanma oranı daha yüksek bulundu. Ancak MUC1 boyanma oranının hasta yaşı, cinsiyeti, tümörün yeri, tipi Lauren ve Bormann sınıflaması, invazyon derinliği ve metastatik lenf nodunun perinodal tutulumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki izlenmedi. Diffüz tip mide karsinomlarında (Müsinöz ve Taşlı yüzük hücreli tipte) de novo MUC2 ekspresyonu daha yaygındı. Adenokarsinom diferansiasyonunu kaybettikçe, metastatik lenf nodu sayısı ve metastatik lenf nodlarında perinodal tutulum arttıkça, olgunun evresi ilerledikçe ve nöral tutulum mevcutsa MUC2 daha az eksprese edilmekteydi. İntestinal metaplazili tümörlerin ise tamamı MUC2 eksprese etmekteydi. MUC2 ekspresyonunun; hastanın yaşı, cinsiyeti, tümörün yeri, Bormann sınıflaması, invazyon derinliği, uzak organ metastazı ve vasküler invazyonla anlamlı bir ilişkisi saptanmadı. İntestinal tip mide karsinomlarında MUC5AC diffüz tipten daha fazla eksprese edilmekteydi. Adenokarsinom diferansiasyonunu kaybettikçe, tümörün invazyon derinliği, metastatik lenf nodu sayısı ve metastatik lenf nodlarında perinodal tutulum arttıkça MUC5AC ekspresyonu azalmaktaydı. En yüksek MUC5AC ekspresyon kaybı makroskopik olarak diffüz görünümlü mide karsinomlarında görülmekteydi. 50 yaşından daha genç hastalarda MUC5AC ekspresyonu daha azdı. İntestinal metaplazisi olan olgularda ise MUC5AC boyanma oranı daha yüksekti. MUC5AC ekspresyonunun hastanın cinsiyeti, tümörün yeri, uzak metastazı, nöral ve vasküler invazyonu arasında anlamlı bir ilişki gözlenmedi. Sonuç olarak; hastalara ve tümörlerine ait tüm klinikopatolojik parametreler göz önüne alınarak, bu dört immün belirleyici (KAI-1, MUC1, MUC2 ve MUC5AC) değerlendirildiğinde; bağımsız birer prognostik faktör olmasalar da, diğer tüm parametrelerle birlikte kullanıldıklarında mide karsinomlarının progresyonunu değerlendirmede kullanılabilecek önemli birer prognostik antikor olarak kabul edilebilecekleri düşünüldü.
SUMMARY In this study, the expression levels of immunohistochemical antibodies KAI-1, MUC1, MUC2 and MUC5AC in gastric carcinomas diagnosed at Pathology Department of S.B. Ankara Dışkapı Y.B. Training and Research Hospital (2000-2005: were named as SSK Ankara Training Hospital, Department of Pathology) between the years 2000 and 2007 were investigated. The expression levels were compared with other clinical and pathological parameters. The correlations between KAI-1 expression and the loss of tumor differentiation, increase in tumor invasion depth, increase in the number of metastatic lymph nodes, perinodal and angiovascular invasions and the progression in the tumor stage were statistically significant. Distant metastatic and stage 4 tumors were all KAI-1 negative. There was no correlation between KAI-1 expression and the other parameters. MUC1 expression was decreasing with the loss of tumor differentiation, with the increase in the number of metastatic lymph nodes and the progression in the tumor stage. MUC1 expression was lower in the distant metastatic tumors. However it was expressed higher in the tumors with neural invasion and intestinal metaplasia. In diffuse gastric carcinomas (mucinous and signed-ring carcinomas) MUC2 expression was higher and was decreasing with the increase in the number of metastatic lymph nodes, perinodal and neural invasions and the progression in the tumor stage. All of the tumors with intestinal metaplasia were MUC2 positive. MUC5AC expression was higher in intestinal type carcinoma than the diffuse type and was decreasing with the loss of tumor differentiation, increase in the tumor invasion depth, the number of metastatic lymph nodes and perinodal invasions. The least expression level was in the diffuse type according to the Borrman classification. In patients older than 50 years old and in tumors with intestinal metaplasia, the expression rates were higher. As a result when each of four markers were evaluated; in the light of clinical and pathological parameters; all of them were accepted as significant prognostic parameters in showing the progression of the tumors.