Tez No İndirme Tez Künye Durumu
162285 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Avrupa Birliği-Türkiye bütünleşme sürecinde Türkiye'nin ulusal egemenlik anlayışında ortaya çıkacak değişimler / Changes appearing on Turkish national sovereignty understanding at the process of European Union Turkey integration
Yazar:NİHAL KIRKPINAR
Danışman: DOÇ.DR. MUSTAFA TANYERİ
Yer Bilgisi: Dokuz Eylül Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı
Konu:Uluslararası İlişkiler = International Relations
Dizin:
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
225 s.
ÖZET Klasik anlamda egemenlik, iktidarın mutlak, bölünmez ve tek olan yetkisi olarak tanımlanmaktadır. Bu anlam, küreselleşme süreciyle birlikte değişime uğramıştır. Kimileri bu değişimi egemenliğin kısıtlanması olarak algılarken, kimileri egemenliğin niteliğinin değiştiğini, bu değişimin de egemenlik alanlarını genişlettiğini düşünmektedir. Artık, ulus-devletlerin egemenliğini paylaşan uluslararası ve ulusüstü kuruluşlar yeni dünya düzenini şekillendirmekte, bu yeni düzeninin bir aktörü olmaktadır. Avrupa Birliği (AB), küreselleşmenin bir ürünü olarak ve küreselleşmeye meydan okumak için kurulan ulusüstü bir oluşumdur. Avrupa devletleri, Avrupa kıtasında savaşın bir daha yaşanmasını önlemek, kıtada sürekli bir barış ortamı sağlamak ve vatandaşlarının refah düzeyini arttırmak için çözüm yolunun tek başına hareket etmek yerine aralarında bir birlik oluşturmak olduğuna inanmışlardır. Bugün, ekonomik bütünleşmesini tamamlayıp siyasi bütünleşme yolunda ilerleyen Birlik, bütünleşmenin tamamlandığı alanlarda, üye devletlerin egemenlik yetkilerinin tamamını ya da bir bölümünü Birlik organlarına aktarmasını zorunlu kılmıştır. AB ile bütünleşme sürecinde olan Türkiye, üyelik halinde, Birliğin işleyişini biçimlendiren bu yeni egemenlik anlayışının yansımalarından etkilenecektir. Bu bağlamda, Anayasası'nda egemenliğin sahibinin kayıtsız şartsız Türk milleti olduğu ifadesine yer veren Türkiye'nin anayasal değişiklikler yapması, yasama, yürütme, yargı yetkilerinin kullanımında yeni düzenlemelere tabi olması, kurumsal anlamda sivil toplumun daha çok yönetime katıldığı yeniden yapılanmaya gitmesi gerekecektir. Bu çalışmada, egemenlik kavramı çerçevesinde AB ve Türkiye uygulamaları karşılaştırılarak ve AB-Türkiye ilişkilerinde hassas olan konulara değinerek Türkiye'nin AB'ye üyeliği halinde, egemenlik anlayışında meydana gelecek bu değişimler ortaya konmaya çalışılmıştır.
ABSTRACT A classical meaning of sovereignty is defined as absolute, indivisible and unique competence of the authority. This meaning has changed with the globalization process. While some perceive this change as the limitation of sovereignty, some think that the quality of sovereignty has changed, thus, this change has widened the area of sovereignty. Now, international and supranational organizations sharing sovereignty with nation-states give a form to new world order and become actors of this new order. European Union (EU) is a supranational form, which was established in order to challenge globalization, as a product of globalization. European states believed in the solution of constituting a union among themselves rather than behaving on one's own in order to prevent Europe continent from experiencing the war again, to provide a continual peace environment in the continent and to increase their citizens' prosperity level. Today, the Union which completed its economical integration and has been progressing towards political integration, forces member states to transfer total or some part of their sovereign authorities to Union's organs in the fields the integration has been completed. Turkey, which is in the integration process with EU, as membership, will be influenced by reflections of this new sovereignty understanding constituting the function of the Union. In this context, Turkey, whose Constitution gives places the statement that the sovereignty, unconditionally, belongs to Turkish nation, will require doing constitutional amendments, being dependent on new regulations on the use of legislative, administrative and adjudicatory power and in the institutional meaning, realizing the reconstruction in which civil society participates in administration more. In this study, as membership of Turkey to EU, these changes on sovereignty are put forth for consideration by comparing the practices in Turkey and EU and focusing on vulnerable issues in EU-Turkey relation in the framework of sovereignty concept. VI