Tez No İndirme Tez Künye Durumu
308611
Türk Hukukunda tescilsiz markaların korunması / Protection of unregistered trademarks in Turkish Law
Yazar:NURULLAH BİLGE
Danışman: YRD. DOÇ. DR. HAYRİ BOZGEYİK
Yer Bilgisi: Kırıkkale Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Ana Bilim Dalı / Ticaret Hukuku Bilim Dalı
Konu:Hukuk = Law
Dizin:Haksız rekabet = Unfair competition ; Marka = Brand ; Marka hakkını ihlal = Infringement of trademark rights ; Marka tescili = Regitration of trademark ; Rüçhan hakkı = Stock right ; Tescilsiz marka = Unregistered trademark ; Türk hukuku = Turkish law
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
131 s.
Marka tescili özel fakat sınırlı bir koruma sağlamaktadır. Fakat markalar bu sınırlar dışında da korumaya ihtiyaç duyabilirler. Tezimizde tescilin sağladığı korumanın dışında kalan her marka, tescilli olsa dahi tescilsiz marka olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle tescil edildiği mal ve hizmetler sınıfı dışında bir marka tescilsiz marka hükmünde olduğu gibi, yabancı ülkede tescilli bir marka da Türkiye'de tescilli değilse, tescilsiz marka durumundadır. Değişen her ihtimal markanın farklı esaslara göre korunmasına neden olacaktır. Bu ihtimaller Türk Ticaret Kanununun haksız rekabet hükümleri, 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8/3,25 vd., 7/ı, 8/4 düzenlemeleridir. Hangi markaların bu düzenlemelerden nasıl faydalanacağı doktrinde tartışılmıştır.Doğrudan tescilsiz markalara yönelik bir düzenleme olmamakla birlikte, bu konuda çok önemli bir yere sahip olan iltibas suretiyle haksız rekabet, haksız rekabetin en sık rastlanılan şeklidir. Bu önemli düzenleme değişen günün şartlarına uygun yorumlanmalı, gelişen ve yoğunlaşan ulaşım vasıtaları nedeniyle iltibasta dikkate alınacak coğrafi bölge daha geniş takdir edilmelidir. MarKHK 8/3 düzenlemesi doğrudan tescilsiz markalara yönelik bir düzenlemedir. Bu düzenleme tescil ilkesinin en önemli istisnasını teşkil etmektedir. Tescilsiz marka sahiplerine tescil başvurusuna itiraz etme ve tescilin hükümsüzlüğünü dava etme hakkı veren bu düzenlemeden istifade edilebilmesi için markanın maruf olması gerektiği savunulmuştur. Eski Markalar Kanununda bulunan bu şartın 556 Sayılı MarKHK'da bulunmaması, tarafımızca yasa koyucunun marufiyet şartını artık aramadığı şeklinde değerlendirilmektedir.Ülkesellik ilkesinin iki istisnası rüçhan hakkı ile Paris Sözleşmesi kapsamında tanınmış markalardır. Rüçhan hakkından istifade etmek için markanın tanımış olması şartı aranmazken MarKHK 7/ı maddesinde düzenlenen Paris Sözleşmesi kapsamında tanınmış markalar için tanınmış olma şartı aranmıştır. Bu tanınmanın, korunma talep edilen ülkede olması gerektiği savunulmuşsa da, bu görüşün kabulü halinde hükmün uygulanması çok zorlaşacak ve düzenlemeden beklenen fayda sağlanamayacaktır. Markalar tescil edildikleri mal ve hizmet sınıfından farklı mal ve hizmet sınıfında korunmazlar. Bunun istisnası MarKHK 8/4 düzenlemesidir. Bu düzenleme de tanınmış markalara yönelik bir düzenleme olmasına karşılık Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markadan farklıdır. Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markalara yönelik düzenleme yabancı markalara yönelik bir düzenlemedir ve tanınmışlığın Paris Sözleşmesine taraf olan ülkelerden birinde sağlanması yeterlidir. MarKHK 8/4 düzenlemesinde ise markanın Türkiye'de tescilli olması ve tanınmışlığın Türkiye'de olması gerekmektedir. Bu nedenle Paris Sözleşmesi Kapsamında tanınmış markaların farklı mal ve hizmetlerde korunabilmesi ancak MarKHK 8/4'deki şartların yerine getirilmesiyle mümkün olmalıdır. Görüldüğü üzere markaların tescil dışı korunması çok değişik noktalarda olabilmektedir. Tescilin sağladığı korumanın dışındaki bölgelerde bu düzenlemeler markalar için güvenlik duvarları oluşturmakta ve markalar haksız saldırılara karşı korunmaya çalışılmaktadır.
As it is known, registration provides limited protection. However, trademarks may need protection further than such limits. In this thesis, every trademark outside the protection of registration is deemed as an unregistered trademark. Therefore, a trademark is considered unregistered for goods and services other than those it is registered for or in case it is registered abroad but not in Turkey. These possibilities include the provisions on unfair competition in the Turkish Commercial Code and Articles 8/3,25 et seq., 7/ı and 8/4 of the Decree Law 556. Trademarks which will benefit from these arrangements have been debated in the doctrine. Although a direct arrangement on unregistered marks is lacking, unfair competition through confusion which has a major role in this field is the most common form of unfair competition. This important provision should be interpreted in line with today?s changing conditions; thus, the geographical region to take into account for confusion needs to be determined in a broader sense due to advancing and intensifying means of transportation. Article 8/3 of the Decree Law 556 directly regulates unregistered marks. This article represents the most important exception of the principle of registration. It is argued that the mark should be well-known in order to benefit from this arrangement which allows proprietors of unregistered marks to object to application of registration and take legal action for nullity of registration. In my consideration, the legislator does not provide for the condition of recognition anymore due to the fact that this condition in the former Law on Trademarks is not stipulated in the Decree Law 556.The two exceptions to the principle of territoriality include the right of priority and trademarks recognized in the Paris Convention. The condition of recognition of the trademark is not sought in order to benefit from the right of priority whereas Article 7/1 of the Decree Law 556 provides for recognition for trademarks recognized in the Paris Convention. Although it is argued that this recognition should be granted in the country where protection is claimed, the provision will be very difficult to enforce and fail to produce the expected benefit if this view is accepted. Trademarks are not protected in a class of goods or services other than those they are registered for. The exception to this is Article 8/4 of the Decree 556. This article regulates recognized trademarks, too. However, this is different from the recognized trademarks used in the context of the Paris Convention. In the context of the Paris Convention, the arrangements on recognized trademarks aim at foreign trademarks and it will suffice if recognition occurs in one of the countries party to the Paris Convention. Article 8/4 of Decree Law 556, however, sets forth that the trademark should be registered in Turkey and recognition should occur in Turkey. Therefore, protection of trademarks recognized under the Paris Convention in other goods and services should be possible only when requirements in Article 8/4 of the Decree Law 556 are fulfilled. Obviously, protection of trademarks through means other than registration is possible in many aspects. These arrangements provide trademarks with walls of security in regions which fall outside the scope of protection by registration and protect them from unfair attacks.