Osmanlı Devleti yüzyıllar boyu çeşitli etnik ve dini teşekkülleri bünyesinde barındıran bir yapıya sahip olmuştur. Ermeni milleti de bu teşekküllerden biridir. Ermeniler yoğun olarak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletin gündemini meşgul eden konulardan biridir. Oysa Osmanlı Ermenileri daha XVII. yüzyılın ortalarından itibaren özellikle dini konularda ihtilaf yaşamaya başlamış ve kiliseden kopuşlarla devletin gündemine oturmuştur. Gregoryen Ermeni Patrikhanesi, hükûmetin desteğini de almasına rağmen cemaatinin farklı mezheplere meyletmesinin önüne geçmeyi başaramamıştır. Bunun neticesinde Katolik ve Protestan milletleri tesis edilmiştir. Ayrıca İslamiyet'i kabul eden Ermeniler de kiliseden ayrılmıştır. Gregoryen Patrikhanesi ve mensupları din ve mezhep değiştiren çok sayıdaki Ermeniye tepki göstermiştir. Kilise parçalanarak Ermeniler üzerindeki siyasi gücünü kaybetmeye başlayınca toplumsal huzuru bozacak gelişmeler yaşanmıştır. Bunun yanında günlük hayatta görülen ihtilaflar da Ermeniler arasındaki bölünmeyi tetiklemiştir. Bazı Ermeniler sıradan kabul edilebilecek anlaşmazlıklarla alakalı mahkeme kararlarını kabul etmek istememiş; kendilerine haksızlık edildiğini iddia etmiştir. Böylece Ermeniler bu yönden de ihtilafa düşmüştür.
Bir süre sonra "Türk Ermenistanı" olarak adlandırdıkları bölgenin bağımsızlığını kazanması için faaliyet gösterdiğini iddia eden Ermeni komiteleri ortaya çıkmıştır. Bu komiteler Osmanlı Ermenileri üzerinde milli bir etki bırakarak onları isyan ettireceklerini düşünmelerine rağmen ciddi bir dirençle karşılaşmıştır. Bunun neticesinde çok sayıda ırktaşlarını hain olarak damgalayarak saldırılar düzenlemişlerdir. Bu saldırılar, Osmanlı topraklarıyla sınırlı kalmamış; dünyanın pek çok noktasına yayılmıştır. Ermeniler, maruz kaldıkları baskı neticesinde devlete olan sadakatleri ve komitelere duydukları korku hissi arasında sıkışıp kalmıştır. Buna bir de komiteler içi ve arasındaki siyaset ya da uygulama farklılıkları neticesinde yaşanan ihtilaflar ve Osmanlı Ermenileri üzerindeki üstünlüğü elde etme mücadelesi eklenmiştir. Böylece Osmanlı toprakları, komitelerin hem birbirleriyle hem de devlet taraftarı ırktaşlarıyla mücadele sahasına dönüşmüştür.
Yaşananlar Osmanlı Ermenilerinin dinsel, siyasal ve sosyal açıdan çok başlı bir görünüm arz etmesine neden olmuştur. Yıllar içinde meydana gelen bu bölünmeleri sona erdirip milli olarak bütünleşmeyi sağlamanın "bağımsız bir Ermenistan ideali" için birlikte mücadele edilmesiyle mümkün olacağı düşünülmüştür. Ermeni hizipleri bu düşüncenin İngiltere ve Rusya gibi emperyalist devletlerin de desteğiyle gitgide yayılması neticesinde Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne karşı ortak mücadele fikrinde birleşmiştir. Ayrılıkçı grupların Müslümanları ve kendileri aleyhindeki Ermenileri yok etmeye başlaması Sevk ve İskân Kanunu'nun çıkarılmasına giden kapıyı aralamıştır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Ermenileri, Ermeni Meselesi, ihtilaf, komiteler, patrikhane
|
Since its foundation, the Ottoman State had a structure which incorporated various ethnic and religious entities. Armenians are one of those entities. Armenians kept the agenda of the state busy since the second half of the XIX th century. However, Ottoman Armenians began to have conflicts especially over religious issues since the middle of the XVII th century and came to the fore within the state's agenda due to break-offs from the church. Although the Gregorian Armenian Patriarchate received support from the government as well, it failed to head its congregants off from different sects they leaned towards. Consequently, Catholic and Protestant communities (churches) were established. Likewise, some Armenians who adopted to Islam left the church as well. The Gregorian Patriarchate and its members clamored against many Armenian apostates who changed either religion or sect. Some developments that might disturb social peace were faced as the church disintegrated and began to lose its political influence over the Armenians. In addition, the conflicts seen in daily life triggered the dichotomy among Armenians. Some Armenians did not want to consent to court verdicts related to the disputes which might be considered ordinary; claiming that they had been wronged. Thus, Armenians fell into a dispute in this respect, too.
After a while, some Armenian committees emerged claiming to be operating to gain independence to the region which they called "Turkish Armenia". Although these committees thought that they could incite the Ottoman Armenians to rebel by having a nationalist influence on them, they confronted a serious resistance. As a result, they organized attacks against many of their cognates by labelling them traitors. These attacks were not limited to the Ottoman lands; having spread to numerous spots all over the world. As a result of the pressure they were exposed to, Armenians were trapped between their loyalty to the state and their sense of fear for those committees. The controversies experienced as a result of the differences either in politics or practice within the committees, and the struggle for having domination over the Ottoman Armenians were added to that. Thus, the Ottoman soils turned into an arena for the committees' struggle both with each other and with their pro-state cognates.
All those happened caused the Ottoman Armenians to have a multi-headed appearance in religious, political, and social perspective. It was considered that ensuring coalescence nationally by putting an end to those dichotomies which occurred over the years would be possible (only) by fighting together for "an independent Armenia ideal". As a result of the spread of that idea with the support of imperialist states such as Britain and Russia, the Armenian factions were united in the idea of a collective struggle against the Ottoman State during World War I. Separatist groups' beginning to stamp out the Muslims and the Armenians opposing them, opened a door to the enactment of the Dispatchment & Settlement Law.
Keywords: Ottoman Armenians, Armenian Question, conflicts, committees, patriarchate |