Bugün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretimin temel girdisini oluşturan enerji; ülke ekonomilerinin de itici gücünü teşkil etmektedir. Bir yandan ülke ekonomilerini şekillendirirken diğer yandan uluslararası ticari ilişkilere yön veren enerjinin etkinliği bununla da sınırlı kalmamaktadır. Ne surette olursa olsun kaynağını elinde bulundurana, küresel ölçüde hakimiyet sağlayan enerji, günümüzde sadece gücü elinde bulundurmak için bir araç değil; modern yaşantımızın devamı için de vazgeçilmez bir unsurdur. Dünya genelinde bu vazgeçilmez ihtiyacın karşılanmasında %34,2 ile petrol başı çekmektedir.
Ancak ölçüsü ne olursa olsun sahip olunan bu gücün varlığı, üretimde maliyetlerin azaltılması, bu surette tüketici refahının artırılması ve nihayetinde hem firmalar bazında ve hem de ulusal bazda ekonomik büyüme hedeflerinin gerçekleştirilmesinin temini ile anlam kazanacaktır. Zira; üretime, üreticiye ve son kertede tüketiciye yansıtılmayan bir ekonomik gücün varlığı kullanım hakkını elinde bulunduran oluşumun ekonomik gücü olmaktan öteye gidemeyecektir. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi ise piyasalarda rekabetin etkin kılınması ile mümkün olabilecektir.
Bu çalışmada Petrol Piyasasında rekabetin etkin kılınması ve bu surette tüketicinin ve piyasa taraflarının çıkar ve beklentileri ile kamu politikalarının ilkelerinin ortak paydada buluşturulması amacıyla çıkartılan 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile Rekabet Hukuku kurallarının Petrol Piyasası özelinde uygulanışı, Rekabet Kurulu kararlarıyla birlikte değerlendirilmiştir.
Çalışmamızın ilk iki bölümünde; dünyada ve ülkemizde petrol üretim-tüketim-rezerv rakamları verilerek, ülke içi upstream-downstream piyasalara ilişkin üretim değerlendirmeleri yapılmıştır.
Üçüncü bölümde piyasa öncesi faaliyetler ve piyasa faaliyetleri ayırımı gözetilerek arama-üretim-ithalat hakkını mühasıran devlete veren 725-792 Sayılı Kanun döneminden, Türkiye petrollerini çıkartma ve işletme yetkisini münhasır bir yetki olmaktan çıkartarak yerli ve yabancı sermaye şirketlerinin pazara girmesinin önü açan 6326 Sayılı Petrol Kanunu dönemine, TPAO'nun bünyesinde Tüpraş, POAŞ, BOTAŞ, PETKİM, İGSAŞ, DİTAŞ ve İPRAGAZ' ın da bulunduğu entegre bir yapıyla faaliyet gösterdiği dönemden, entegre yapının gelir getiren parçalarının önce özelleştirme kapsamına alınarak, bağlı ortaklık statüsünden çıkartılıp ardından teker teker özelleştirildiği 2000'li yıllara kadar petrol piyasası mevzuatının geçirdiği tarihsel süreç değerlendirilmiştir.
Dördüncü bölümde 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu, konuluş amacı ve getirdiği değişiklikler ışığında incelenmiş, kanunun kapsamını oluşturan piyasa aktörleri, lisans şartları ve kanunla getirilen rekabet kısıtları ile birlikte değerlendirilmiş ve ardından düzenleyici kurumun görev ve yetkilerine yer verilmiştir.
Beşinci bölümde; Petrol Piyasası özelinde Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. Maddesi anlamında "Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar", 6. Maddesi anlamında "Hakim Durumun Kötüye Kullanımı", 7. Maddesi anlamında "Birleşme ve Devir İşlemleri" Rekabet Kurulu kararları ışığında değerlendirilmiştir.
Sonuç bölümünde ise; Kurul'un piyasa oyuncularına hareket alanı sağlamak ve bu surette rekabeti etkin kılmak yaklaşımıyla, "ihlal oluşmadığı" yönünde karar verme eğiliminde olmasının, oligopol bir piyasa yapısına sahip Petrol Piyasasında, kartelleşme tehdidi yaratma riski üzerinde durulmuştur.
|
The energy that constitutes the basic input of production in our country, as it is today in the whole world, is the driving force of the economies of the country. On the one hand, while shaping the economies of the country, on the other hand, the effectiveness of the energy that drives international trade relations is not limited to this. The energy that provides global dominance to those who possess its source, under any circumstances, is not only a tool for holding power today, but also an indispensable element for the continuation of our modern life. In meeting this indispensable need throughout the world, oil leads with 34.2%.
However, the existence of this power, regardless of its measure, will become meaningful by reducing costs in production, increasing consumer welfare in this way, and ultimately achieving economic growth targets both on a company basis and on a national basis. Because, the existence of an economic power that is not reflected to the production, the producer and the consumer at the last moment will not go beyond being the economic power of the formation that holds the right to use. The realization of these goals will be possible by enabling competition in the markets.
In this study, and in this way enable competition in the oil market with consumer and market interests and expectations of the parties issued for the purpose of harmonising public policies with the principles of the common denominator of 5015 Petroleum Market Law, competition law rules in the context of the implementation of the oil market, the competition board's decision were evaluated.
In the first and second part of our study, oil production-consumption-reserves figures were given in the world and in our country and production assessments were made on the domestic upstream-downstrem markets.
In the thirt section, pre-market activities and search-production with the distinction of market activities- from the period of the law No. 725-792, which gave the right to import to the state, to the period of the Petroleum Law No. 6326, which removed the Turkish petroleum extraction and operation authority from being an exclusive authority and opened the way for domestic and foreign capital companies to enter the market, from the period when TPAO operated with an integrated structure including Tüpraş, POAŞ, BOTAŞ, PETKIM, IGSAŞ, DITAŞ and IPRAGAZ, , the historical process of oil market legislation until the 2000s, when it was removed from its subsidiary status and then privatized one by one, has been evaluated.
In the fourth section, the Petroleum Market Law No. 5015 will be examined in the light of the purpose of the law and the changes it brings, the market actors that comprise the scope of the law will be evaluated together with the license requirements and competition restrictions imposed by the law, and then the duties and powers of the regulatory authority are given.
In the fifth section, Capter 5 of the law on the protection of competition in the special case of the oil market. "Agreements limiting competition " in the sense of Article 6. "Abuse of the dominant position " in the sense of Article 7. In the sense of the article "merger and transfer transactions" are evaluated in the light of the decisions of the Competition Board.
In the conclusion section, the tendency of the board to decide that "no violation has occurred" with the approach of giving market players space to act and thus enabling competition, risks of creating a threat of cartelization in the oil market, which has an oligopoly market structure. |