Tez No İndirme Tez Künye Durumu
156410
Akut antrasiklin toksisitesinin 24 saatlik holter EKG monitarizasyon ve kalp hızı değişkenliği analizi ile incelenmesi /
Yazar:FATİH DİLEK
Danışman: PROF. DR. AYGÜN DİNDAR
Yer Bilgisi: İstanbul Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları = Child Health and Diseases
Dizin:
Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
90 s.
74 ÖZET Çalışmamızda, özellikle çocukluk çağı malignitelerinde yeteri kadar incelenmemiş olan bir konu olan akut antrasiklin kardiyotoksisitesini 24 saatlik holter EKG monitorizasyonu ve kalp hızı değişkenliği analizi ile inceledik. Bu amaçla İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji servisinde yatarak tedavi edilen 15 akut lenfoblastik lösemi hastası çalışma gurubumuzu, benzer yaş ve cinsiyet dağılımındaki 15 sağlam çocuk ise kontrol gurubumuzu oluşturdu. Hasta gurubumuza biri antrasiklin tedavisi öncesi, diğeri ise antrasiklin tedavisi aldıkları gün infuzyondan bir saat öncesinden başlanarak toplam iki kez 24 saatlik holter EKG monitorizasyonu uygulandı. Kontrol gurubuna ise bir kez 24 saatlik holter EKG monitorizasyonu uygulandı. Çalışmamızın ilk ayağım oluşturan kalp hızı değişkenliği analizi, kalp hızının ortalama kalp hızı etrafındaki değişimlerinin matematiksel olarak formüle edilmiş şeklidir. Kabaca yüksek değerlerde saptanan bir KHD analizi sağlıklı bir kardiyovasküler sistemin sonucudur. Son birkaç yılda yapılan çalışmalarda bu yöntemin kronik antrasiklin toksisitesinin erken tanısında yararlı bir yöntem olduğu belirtilmektedir. Antrasiklin kardiyotoksisitesinde KHD analizinin hangi mekanizma ile azaldığı bilinmemekle birlikte, bu durumun miyokardiyal hasara sekonder geliştiği düşünülmektedir. Akut antrasiklin toksisitesinin tanısında KHD analizinin yeri konusunda yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda hasta gurubumuzun gerek tedavi öncesi, gerekse de tedavi alınan günde gece saatlerinde parasempatik sisteme ait olan parametrelerde kontrol gurubuna göre anlamlı olarak düşük değerler saptadık. Bu bulgu genel olarak kronik antrasiklin toksisitesi üzerine yapılan çalışmalar ile uyumlu idi. Hasta ve kontrol gurubunun 24 saatlik holter EKG monitorizasyonu kayıtlarından, maksimum kalp hızı, ortalama kalp hızı, minimum kalp hızı, supraventriküler ektopi sayısı, ventriküler ektopi sayısı, infuzyon sırasında saptanan supraventriküler ektopi oram ve infuzyon sırasında saptanan ventriküler ektopi oram hesaplandı.75 Hasta gurubunun gerek tedavi öncesi, gerekse de tedavi aldıkları günde saptanan supraventriküler aritmi sayı ve infüzyon sırasında saptanan SVE oranlan kontrol gurubuna göre anlamlı derecede yüksekti. Hasta gurubunun tedavi öncesi ve tedavi alınan gündeki kayıtlan karşılaştınldığında ise tedavi alınan gündeki supraventriküler ektopi sayılannın daha yüksek olduğu, fakat infüzyon alınan saatlerde SVE sayısının anlamlı olarak artmadığı görüldü. Ventriküler ektopi sayı ve oram açısmdan hastalann tedavi öncesi kayıtlan ile kontrol gurubunun kayıtlan arasında anlamlı fark bulunmuyordu. Fakat hastalann tedavi aldıklan gündeki kayıtlan, tedavi öncesi kayıtlan ve kontrol gurubu ile karşılaştınldığında antrasiklin alınan günde anlamlı olarak daha fazla ventriküler ektopi ve infüzyon saatleri içinde daha yüksek bir ventriküler ektopi oram varlığı dikkat çekiyordu. Çalışmamızın 24 saatlik holter EKG analizi sonuçlan değerlendirildiğinde, akut lenfoblastik lösemi tedavisi alan çocuklarda antrasiklin tedavisi ile ilişkisiz olarak yaşıtlarına göre supraventriküler ektopi sayısının anlamlı olarak artmış olduğu sonucuna vardık. Sonuçlanınız ventriküler ektopi sayısı ve infüzyon saatlerindeki ventriküler ektopi oranlan açısından değerlendirildiğinde ise, hastalanmızın antrasiklin aldıklan günde saptanan yüksek ventriküler ektopi sayı ve oranlarının hastalıkları ile değil antrasiklin infüzyonu ile ilişkili olduğunu belirledik. Çalışmamızda hastalanmızın tamamen asemptomatik olmalanna ve antrasiklin infüzyonu alınan gündeki takiplerinde hemodinamik bir bozulma saptanmamasına karşın hastalanmızın %20' sinde ventriküler taşikardi atağı saptandı. Aynca hastalarımızda saptadığımız diğer ventriküler aritmilerde ilacm infüzyonunun yapıldığı saatlerinde anlamlı olarak artmaktaydı. Çalışmamızın sonucunda antrasiklin alan hastalara en azından infüzyonun yapıldığı saatlerde kardiyak monitorizasyon yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Daha öncede belirtildiği gibi hem akut, hem de kronik antrasiklin toksisitesinin etyopatogenezi tam olarak aydınlatılamamıştır. Son yıllarda bazı araştıncılar akut antrasiklin toksisitesinin kronik antrasiklin toksisitesine zemin hazırlayabileceği tezini savunmaktadırlar. Belki de akut antrasiklin kariyotoksisitesi hakkındaki bilgi birikimi arttıkça sonuçlan ölümcül olabilen kronik antrasiklin toksisitesinin etyopatogenezinin ve korunma yollannın anlaşılması mümkün olabilecektir. Çalışmamızın bu konudaki çabalara küçük bir katkı sağlayabilmesini umanz.