Alman İmparatoru II. Friedrich ile Eyyûbi Sultanı el-Kâmil arasında 1229 yılında yapılan ve 10 yıl geçerli olan Yafa Antlaşması ile Kudüs savaşmadan Haçlılara teslim edilmişti. 1244 yılında Eyyûbi Sultanı el-Melikü's-Sâlih Hârizmli askerlerin desteğiyle Kudüs'ü Latinlerden geri aldı. Bunun üzerine Papa IV. Innocentius yeni bir Haçlı Seferi için çağrıda bulununca Fransa Kralı IX. Louis haçı kabul etti. Louis, üç yıl süren sefer hazırlıklarından sonra Ağustos 1248'de deniz yoluyla Doğu'ya hareket etti ve ordusuyla beraber 17 Eylül'de Kıbrıs'ta karaya çıktı. Burada yapılan müzakereler sonucunda Haçlı ordusunun önce Mısır üzerine yürümesine karar verildi. Bu arada Kral Louis Kıbrıs'ta sefer için uygun mevsimi beklerken papa, Moğollara elçi heyeti göndererek ittifak yapmak istemiş, ama sonuca varamamıştı. Haçlı ordusu ise Mayıs 1249'da Kıbrıs'tan denize açıldıktan sonra Haziran'da Dimyat önüne ulaştı. Şehrin savunulamayacağı anlaşılınca halk Dimyat'ı boşaltmış ve Mansûre'ye çekilmişti. Böylece Haçlılar kolayca şehri ele geçirdi ve Kahire üzerine yürümeye hazırlandılar. Eyyûbi ordusu ise Mansûre'de ordugâh kurmuştu. Bu sırada Sultan el-Melikü's-Sâlih vefat edince hanımı Şecerüddür, sultanın oğlu Turanşah'ı el-Cezîre'den çağırdı ve o gelinceye kadar da yönetimi ele aldı. Turanşah süratle Kahire'ye ulaşıp yönetimi devraldıktan sonra Haçlılara yiyecek ve diğer ihtiyaç malzemelerini taşıyan gemileri ele geçirdi. Kısa sürede baş gösteren açlık ve salgın hastalık yüzünden Kral Louis geri çekilmek zorunda kaldı. IX. Louis, daha önce Sultan el-Melikü's-Sâlih'in kendisine yaptığı teklifi görüşmek üzere Turanşah'a elçi gönderip Kudüs karşılığında Dimyat'ı terk etmeyi önerdi; ama bu kez Eyyûbiler teklifi kabul etmedi. Bu sırada Haçlıları takibe koyulan Mansûre'deki memlûkler IX. Louis ile askerlerini esir almayı başardılar. Kral Louis, 6 Mayıs 1250'de Dimyat'ı teslim etmesi karşılığında serbest bırakıldı; ama askerlerini kurtarmak için bir milyon altın fidye ödemesi gerekti. Bunu takiben Akkâ'ya çekilen kral burada dört yıl daha kaldı ve bu arada Moğollarla ittifak kurmaya çalıştı. Sonunda ise ülkesindeki iç meselelerden dolayı geri dönmek zorunda kaldı. Neticede Yedinci Haçlı Seferi Doğu'daki Haçlılara hiçbir fayda sağlamamıştı. Yedinci Haçlı Seferi (1248-1250) adlı bu Yüksek Lisans tezinde Eyyûbi ve haçlı ilişkileri siyasi açıdan kaynaklara ve katkı sağlayan diğer çalışmalara dayanarak kronolojik bir şekilde incelenip Eyyûbi sultanı el-Melikü's-Sâlih ve sonrasında Mısır'da değişen siyasi dinamikler ortaya konulacaktır.
Anahtar kelimeler: IX. Louis, Dimyat, Mansûre, Mısır, Eyyûbiler, Şecerüddür, Memlûkler, Moğollar
|
Jerusalem handed over to the Crusaders without a fight with the Treaty of Jaffa, which was valid for ten years and signed by German Emperor Friedrich II and Ayyūbi Sultan al-Kāmil in 1229. After that in 1244, the Ayyūbid sultan al-Ṣāliḥ regained Jerusalem from the Latins with the support of Khwārizmian soldiers. Therewith, Pope Innocentius IV issued a call for a new Crusade and Louis IX, who was the king of France, took the cross. After a three-year of preparation for this Crusade, Louis IX moved to the east by sea in August 1248, and Louis landed in Cyprus on September 17 with his army. As a result of the negotiations held in Cyprus, marching on Egypt in the first place was decided. In the meantime, while Louis IX was waiting for the appropriate season for the campaign in Cyprus, pope Innocentius IV wanted to make an alliance with the Mongols by sending a delegation, yet he could not achieve his goal. On the other hand, the Crusader's fleet arrived in Damietta in June after they sailed from Cyprus in May 1249. When the public understood that the city could not be defended, people evacuated Damietta and retreated to al-ManṢūrah.Thus, Crusaders easily conquered Damietta and prepared to march on Cairo. On the other hand, Ayyūbid army had set up camps in al-ManṢūrah at the time. Meanwhile, when the Sultan al-Ṣāliḥ passed away, his wife Shadjar al-Durr summoned al-Ṣāliḥ's son Tūrānshāh from al- Djazīra, and she took government in hand until Tūrānshāh came to Cairo. After Tūrānshāh arrived in Cairo quickly and took the lead, he seized the ships carrying food and other supplies to the Crusaders. Due to the starvation and epidemic that soon began, King Louis made a decision to withdraw. Louis IX sent an ambassador to Tūrānshāh in order to discuss the proposal made by al-Ṣāliḥ to him before and suggested leaving Damietta in return for Jerusalem; however, Ayyūbids did not accept this condition at the time. In the meantime, Mamlūks in al-ManṢūrah followed the Crusaders and managed to take Louis IX and his soldiers captive. King Louis was released in exchange for surrendering Damietta on May 6, 1250; however, he had to pay a million-gold ransom to save his soldiers. Afterwards, the king, who had withdrawn to Akkā, stayed there for four more years, and he tried to form an alliance with the Mongols during this period. Eventually, he had to return due to the internal affairs in his kingdom. Consequently, Seventh Crusade could not provide with any favours to the Crusaders in the East. In the current master's degree thesis named Seventh Crusade (1248-1250), the expedition of Louis IX to Egypt, the Muslim- Crusader relations in this process and the changing political situation in Egypt was examined in a chronological manner, based on original sources other contributing studies.
Keywords: Louis IX, Damietta, al-ManṢūrah, Egypt, Ayyūbid, Shadjar al-Durr, Mamlūks, Mongols |