Bu tez, Rus baskısı nedeniyle Osmanlı Imparatorlugu'na sürülen Çerkes muhacirlerin
yerlesim sürecini incelemektedir. Bu çalısmanın amacı Çerkes muhacirlerin yerlestirildikleri
yerlerden biri olan Kuneytra kazasının geç on dokuz ve erken yirminci
yüzyılda geçirdigi degisim üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Bu baglamda,
muhacirlerin stratejik bir biçimde yerlestirildikleri bu bölgeyi siyasi, sosyal ve
ekonomik olarak dönüstürerek Kuneytra kazasını gelismis bir merkez haline getirdiklerini
iddaa ediyorum. Özellikle, bölgeye yerlestirilen ilk nesil muhacir grupların yeni
ticari ve tarımsal faaliyetlere baslamaları yerlestirildikleri çevreye etkili bir sekilde
adapte olmalarını saglamıstır. Devlet destegi ile yerel yönetim ve egitime kendilerini
entegre eden Çerkes muhacirler bölgenin kalıcı unsuru haline dönüsmüstür. Osmanlı
yönetiminin bölgede nihai amaçlarından olan göçebeleri yerlesiklestirme politikası
ile muhacir köylerinin yerlesimi arasında bir kesisim söz konusudur. Muhacirler,
bölgede güvenligi saglamak ve yerlesik hayatı tesvik etmek için devletle çatısan gruplara
karsı çıkmıslardır. Temel olarak muhacirleri aktif aktörler olarak ele almayı
amaçlayan bu tezde muhacir görünürlügünü arttırmak için onlar tarafından yazılan
dilekçeler ve gazete yayınları incelenmistir. Çalısmanın sonunda, zorlu kosullara
adapte olan Çerkes muhacirlerin uzun bir süredir tehlikeli olarak addedilen ve yalnızca
göçebelerin otlagı olarak kullandıgı Kuneytra kazasını birkaç on yıl içerisinde
bölgenin önde gelen idari merkezlerinden birine dönüstürdükleri önerilmektedir.
|
This thesis examines the settlement process of Circassian refugees who were exiled
to the Ottoman Empire due to Russian oppression. This study aims to investigate
Circassian refugee contribution to the transformation of the Quneitra district in
the late nineteenth to the early twentieth century. In this context, I argue that
Circassian refugees turned the district of Quneitra, where they were strategically
settled, into an urban centre by changing it politically, socially and economically.
In particular, the first-generation refugee groups settled in the region engaged with
new commercial and agricultural activities that enabled them to adapt effectively to
their settled environment. Circassian refugees, who integrated themselves into local
administration and education with the support of the state, became a permanent
component of the region. There is an intersection between the Ottoman administration's
policy of settling the nomads in the area, which is one of its ultimate goals,
and the establishment of refugee villages. Refugees opposed the groups in conflict
with the state to ensure security and promote sedentarization in the region. This
thesis mainly aims to treat refugees as active actors. The petitions and newspaper
publications written by them were examined to increase the refugee' visibility.
At the end of the study, it is suggested that Circassian refugees, who adapted to
the harsh conditions, transformed the Quneitra district, which had long been considered
unsafe and used only as pastureland for nomads, into one of the leading
administrative centres of the region within a few decades. |