Tez No İndirme Tez Künye Durumu
126826
19. yüzyıl sonunda İstanbul'da yabancı misyonlar tarafından yapılmış hastahane binaları / The hospital buildings built by the foreign missionaries at the end of the nineteenth century in İstanbul
Yazar:LEYLA ÇAPAN
Danışman: PROF. DR. AFİFE BATUR
Yer Bilgisi: İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı
Konu:Mimarlık = Architecture
Dizin:19. yüzyıl = 19. century ; Hastane binaları = Hospital buildings ; Mimarlar = Architects ; Yabancı misyonlar = Foreign missionaries
Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
170 s.
19. yy. 'in sonunda İstanbul'un nüfusunun bir bölümünü şehirde yaşayan yabancılar oluşturmaktaydı. Yabancıların yaptırdıkları hastahane binaları da bu dönem mimarisinin belirli bir yapı grubunu oluşturmaktadır. Bu hastahane binalarından yedi tanesi günümüze ulaşmış olup, bunlardan altısı hastahane hizmeti vermeyi sürdürmektedir. Bugün de hastahane olarak kullanılan binalar yapım yılı önceliğine göre, Fransızlar, İtalyanlar, Almanlar, Avusturyalılar, Bulgarlar, İngilizler ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından yaptırılmıştır. Aynı dönemde Ruslar'ın yaptırdığı hastahane günümüze ulaşmadıysa da dönemin önemli bir örneğini oluşturduğu için çalışma kapsamına alınmıştır. Bugüne ulaşan hastahane binalarının tümü, hastahaneyi yaptıran misyonun yaptırdığı ilk hastahane binaları değildir. Bu binalardan önce de kimi zaman şehrin farklı bir bölgesinde veya aynı bölgede başka bir arsada hastahane yapıları yapılmıştı. Bazı örneklerde ise var olan hastahane binalarının yerinde daha önce yapılan hastahane yapıları bulunmaktaydı. Bu ilk yapılardan bugüne ulaşmış yapılar arasında geçen süreç hem yabancıların sağlık hizmetlerini gün ışığına çıkarmaktadır, hem de söz konusu yapıların yapılış öykülerini oluşturur. Hastahane binalarının ilk yapılma nedeni ticaret amacıyla İstanbul'a gelen yabancılara hizmet vermekti. Bu kişiler özellikle de denizyoluyla İstanbul'a gelen gemicilerdi. Buna kutsal yerleri ziyaret için gelen yabancı grupları ile şehirde yaşayan yabancı toplulukların artması da eklenince sağlık hizmetlerini hastahaneler bünyesinde kurumsallaştırmak gerekliliği doğmuştur. Savaşlar, göçler ve salgınlarla sağlık hizmetlerine olan ihtiyaç artınca, hastahanelerin binaları da yetersiz kalmış, yeni veya ek binalar yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştı. Bu binaların gerek şehir içinde konumlanışı gerekse yapım masraflarının kim tarafından karşılandığı mimarilerine de yansımıştır. Hastahane binalarının bazıları, dönemin Önde gelen mimarları tarafından yapıldığı için, bu kişilerin yaptıkları binada ihtiyaçların ayrıntılı bir biçimde düşünülmüş olduğu planlardan anlaşılmaktadır. Buna belirli bir üslûp kaygısı da eklenince ortaya sadece yapım yılından kaynaklanan tarihi binalar değil, aynı zamanda mimari kimlikleri de önem taşıyan yapılar ortaya çıkmıştır. Hastahane binası yaptıran yabancı misyonların farklı ülkelerin üyeleri olması, ortaya çıkan binaların birbirinden çok farklı olmasına da neden olmuştur. Bu binalar ait oldukları yabancı grubun anavatanlanndaki o döneme ait mimari yaklaşımları gündeme getirebildikleri gibi, anavatanlanndaki ülke dışı mimarlığa bakış açısını da yansıtırlar. ıxYabancı misyonlara ait hastahane binalarının bazıları yapımından sonra savaşlara ve toplumsal koşullardaki değişimlere bağlı olarak farklı uluslar tarafından da kullanılmıştır. Başka bir farklılık ise, söz konusu hastahane binalarının şehir içinde yer aldığı bölgenin dokusunda meydana gelmiştir. Bütün bu değişikliklere karşın 100 yıldan fazla süredir hastahane hizmeti vermeyi sürdüren bu binaların bugün de işlevlerini sürdürmeleri, yabancıların yaptıkları hastahane binalarını bir grup olarak değerlendirmeyi anlamlı kılar. Binaların gerek mimarlarının farklı yapılarıyla, gerekse de dönemin benzer yapılarıyla karşılaştırması da bu binaların tarihsel kimliklerini ortaya çıkartmak açısından anlamlıdır.
A portion of the population of Istanbul at the end of the 19th century was made up of the foreigners. The hospital buildings built by the foreign missions constitute a certain group of buildings belonging to this period. Seven of these hospital buildings have survived until today and six of them are still functioning as hospitals. Those buildings, which are still being used as hospitals were built by the French, Italians, Germans, Austrians, Bulgarians, the British and the Austro-Hungroise with respect to the chronology they were built in. Although the hospital built by the Russians has not survived until today, it has been included since it was an important example of the period. The hospital buildings which have survived until the present are not necessarily the first hospital buildings belonging to the related foreign mission. In some cases, there were hospital buildings prior to the existing ones in different parts of the city or on a different site in the same environ. In other cases, older hospital buildings existed in the present site. The period between these first buildings and the existing ones brings to light both the health services provided by the foreigners and reveals the stories of the buildings themselves. The first reason for building these hospitals was to serve those foreigner who came to Istanbul for trade. These people were mainly seamen who came to Istanbul through maritime lines. As the people who came to Istanbul for pilgrimage and the population increased, it became a necessity to institutionalize the health services in the domain of hospitals. Together with the increase in wars, migration and epidemics, there emerged a subsequent increase in health services which lead to the necessity of building new hospital buildings or annexes to the existing ones. Both the location of these buildings within the city, and the ways in which they were funded were reflected in their architecture. Since some of the hospitals were built by the predominant architects of the era, their concern for meeting the needs of the hospitals is apparent in the blue prints. Together with the fact that the architects were also concerned with the style of the buildings, these buildings became historically important units notwithstanding the year they were built in. The missionaries who had the hospital buildings built came from different countries. Thus the hospital buildings were differentiated amongst themselves, accordingly. These buildings reflect the architectural approaches in the native countries, as they also present us with a perspective of colonial architecture. XISome of the hospital buildings belonging to foreign missions were used by other nations because of wars and other sociopolitical conditions throughout the time. Another point is that the so-called hospital buildings have contributed to a change in the architectural texture in the area where they were built. Despite all the changes, these buildings have been utilized for more than a century, and the fact that they are still serving as hospitals presents yet another reason for evaluating them as a group in and of itself. To conclude, a comparison of these buildings with the other buildings of the architects and the similar buildings of the time is meaningful in terms of uncovering their historical identities. Xll